Darbe Tehdidi Mi, Erken Seçim Çağrısı Mı?

Darbe Tehdidi Mi, Erken Seçim Çağrısı Mı?

AK Parti'yi hedef alan tartışmalı açıklamalarıyla gündeme oturan Özgür Özel'in sözleri, Ali Karahasanoğlu'nun kaleminden sert bir dille eleştiriliyor. Mısır darbesi referansı, Anayasal takvim dışı seçim çağrıları ve muhalefet liderlerine yönelik...

Türkiye siyaseti, son dönemde yaşanan gergin anlara ve tartışma yaratan açıklamalara sahne olmaya devam ediyor. Genellikle Madımak ve Başbağlar kıyaslaması üzerinden solcuların "sahtekarlıklarını ve ikiyüzlülüklerini" ortaya koymaya odaklanan gazeteci Ali Karahasanoğlu'nun dikkatini çeken son olay, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in sarf ettiği "utanç dolu" sözler oldu. Karahasanoğlu, bu sözlerin tüm kamuoyuna duyurulmasının zorunlu olduğunu belirterek, Türkiye gündemine bomba gibi düşen bu çıkışları www.avazturk.com olarak siz değerli okuyucularımız için derinlemesine incelediğimiz bu makale, satırlarında büyük bir gerilimi barındırıyor ve detaylarıyla devam ediyor.

Ali Karahasanoğlu'nun aktardığına göre, Özgür Özel'in ilk şok edici ifadeleri, ülkedeki siyasi tansiyonu tırmandıran "korku filmi" benzetmesiyle geldi. Özel, "Kork kardeşim. Bak o meydanlarda şu anda prova yapıyoruz. 81 ilde sen fragman izliyorsun. Fragman. Korku filmini izleteceğim sana" sözleriyle, mevcut iktidarı açıkça tehdit ettiği yorumlarına yol açtı. Karahasanoğlu, bu ifadelerin neyin fragmanı, neyin korkutması ve neyin tehdidi olduğunu sorgulayarak, "15 Temmuz'da tankları olanlara karşı bu millet nasıl sokağa indiyse milletin seçtiği Cumhurbaşkanı'nı tehdite kalkan bu eczacı bozuntusunun tehditlerine karşı da bu millet sokağa iner, İsmet'in İnönü'nün saklandığı samanlıklara kadar kovalar" diyerek sert tepki gösterdi. Karahasanoğlu, bu çıkışın sandıktan iki yıl önce çıkan ve yeni seçime üç yıl olan bir Cumhurbaşkanı'nı neyle tehdit etmek anlamına geldiğini anlamakta güçlük çektiğini belirtti. Özel'i, İnönü'nün zoru görünce samanlıkta saklanmasına benzeterek, kendisinin de zoru gördüğünde ya ayağını kırıp sakat numarası yapacağını ya da saklanacak samanlık arayacağını ima etti.

Tartışmanın bir diğer odağı, Özgür Özel'in Anayasal takvimi hiçe sayarak "erken seçim" çağrısını adeta bir tehdide dönüştürmesi oldu. Özel'in "Ahada 2 Kasım ortada. İki kasıma sen sandık koymazsan kasıma ben bir sandık koyarım. Koyar mıyım koymaz mıyım hep beraber bakarız. Yok Sen sandığı elden almaya kalkarsan sandığı hangi ellerle kurduysak o ellerle kurtarırız" şeklindeki sözleri, Karahasanoğlu tarafından "manyak mı geri zekalı mı" ifadeleriyle eleştirildi. Karahasanoğlu, Anayasa'nın 2028 Mayıs ayında seçim yapılacağını açıkça belirtmesine rağmen, Özel'in 2 Kasım 2025 tarihini öne sürerek yaptığı bu çıkışın "deli saçması" olduğunu savundu. Bu tür tehditlerin bu millete sökmediğini de ayrıca vurguladı.

Ancak Özgür Özel'in en büyük tepkiyi çeken ve skandal olarak nitelendirilen sözleri, Mısır'daki darbeye atıfta bulunması oldu. Özel, "Mısır'daki meydanı izlediğiniz gibi televizyondan izlersiniz Türkiye'deki o demokrasi meydanlarını" diyerek, adeta bir felaket senaryosu çizdi. Ali Karahasanoğlu, bu sözlere sert bir dille karşılık vererek, "Ahlaksız adam, zalim herif! O bahsettiğin Mısır'daki meydanda bir gecede 4.000 insan kurşunlanarak öldürüldü" diyerek Özel'in hafıza kaybı yaşadığını ya da bilerek cahilce konuştuğunu belirtti. Karahasanoğlu, bu sözleri "Seçime hemen gitmezseniz sokaklarda bir gecede 4.000 insan kurşunlanarak öldürülür, siz de televizyondan seyredersiniz mi demek istiyorsun?" şeklinde yorumlayarak, Özel'in yolsuzlukları örtbas etmek için erken seçim istediği ve şiddetle tehdit ettiği imasında bulundu.

Özgür Özel, bu denli büyük tepkiler üzerine sözlerini düzeltme çabasına girmiş gibi görünse de, Karahasanoğlu'na göre bu düzeltmeler de çelişkilerle doluydu. Özel'in "Kimseyi darbe ile tehdit etmiyoruz. Kimseyi kaba kuvvetle tehdit etmiyoruz" demesine rağmen, hemen ardından "Ama birisi darbeye kalkarsa sandığı almaya kalkarsa birtım yollarla bu milletin elinden seçimi almaya kalkarsa bu millet kendi elleriyle sandığı geri getirir. Ondan hiç kimse fazladan kaba dayılığa girişmesin" ifadelerini kullanması, Karahasanoğlu tarafından "yine saçmalıyor" olarak yorumlandı. Karahasanoğlu, Özel'in 2 Kasım'da sanki anayasal bir seçim takvimi varmış gibi konuşarak ya aklını yitirdiğini ya da ağır bir şantaj altında olduğunu öne sürdü. Ardından Özel'in "2 Kasım'da yüreği yeteni seçime bekliyorum... Hazır isen diye devam ediyor. Birinci parti isen çık karşıma diyor" şeklindeki meydan okuması, Karahasanoğlu tarafından AK Parti iktidara geldiğinden beri 2003'ten itibaren tekrarlanan "kendine güveniyorsan gel erken seçime" hikayesi olarak nitelendirildi ve her seferinde yenildikleri hatırlatıldı.

Ali Karahasanoğlu, bu tehditkar ve sorumsuz açıklamaların ortaya çıkmasında başta Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu ve Ali Babacan olmak üzere "altılı masanın muhafazakar liderlerini" sorumlu tuttu. Karahasanoğlu, bu liderlerin kendi inançlarını ve değerlerini savunmak yerine CHP'ye "koltuk değneği" olduklarını, Cumhurbaşkanlığı ve mahalli seçimlerde ezanı ve başörtüsünü yasaklayan CHP'yi destekleyerek Özel'e bu cesareti verdiklerini iddia etti. Özellikle Davutoğlu'nu, "Stratejik Derinlik" kitabının müellifi olmasına rağmen "CHP çukuruna düştüğünü" ve Erdoğan'ı devirmek isteyenlere karşı iki kelime edemediğini belirterek şiddetle eleştirdi. Karahasanooğlu, "alnı secdeli insanların" böyle alçakça tehditlere maruz kalmasının müsebbipleri olarak bu liderleri işaret etti ve utanmaları gerektiğini vurguladı.

Tüm bu açıklamalar, Türkiye'nin siyasi atmosferinde derin bir endişe ve gerilim yaratmış durumda. Ali Karahasanoğlu'nun sert eleştirileri, Özgür Özel'in sözlerinin sıradan bir siyasi çıkıştan çok öte, doğrudan bir tehdit ve demokrasiye yönelik bir meydan okuma olarak algılandığını gösteriyor. Özellikle Mısır'daki kanlı darbenin referans alınması, siyasi söylemin kabul edilemez bir noktaya ulaştığına dair ciddi kaygıları beraberinde getiriyor. Bu tür ifadelerin, toplumsal kutuplaşmayı artırma ve olası şiddet olaylarına zemin hazırlama potansiyeli taşıdığı açıkça görülüyor. Türkiye siyasetinin, halkın iradesi olan sandığa yönelik bu tür tehditlerle nereye sürükleneceği sorusu, www.avazturk.com olarak hepimizin üzerinde durması gereken en önemli mesele olarak karşımızda duruyor.