Uluslararası alanda önemli bir buluşmaya ev sahipliği yapan İstanbul, Sosyalist Enternasyonal’in altı ayda bir düzenlenen Konsey Toplantısı'na sahne oluyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'nin ev sahipliğinde devam eden bu kritik toplantıda, dikkat çekici bir an sosyal medyanın gündemine oturdu ve geniş çaplı tartışmalara yol açtı. Tartışmanın odağında, toplantı sırasında gösterilen "Free İmamoğlu" (İmamoğlu'na Özgürlük) yazılı pankartlar yer aldı.

Toplantıda, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez gibi bazı katılımcılar "Free İmamoğlu" yazılı dövizleri kaldırırken, Sosyalist Enternasyonal’in Konsey Toplantısı'na katılan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli'nin bu dövizleri kaldırmadığı anlara ilişkin görüntüler hızla yayıldı ve sosyal medyada tepkilere neden oldu. Bu durum, "DEM Parti, Ekrem İmamoğlu'na destek vermiyor mu?" sorusunu akıllara getirdi.

Tartışmalar üzerine DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli'den konuya ilişkin ayrıntılı bir açıklama geldi. Bir gazetecinin, İspanya Başbakanı Sanchez dövizi kaldırırken kendisinin ve Eş Genel Başkan Hatimoğulları'nın neden kaldırmadığını sorması üzerine Temelli, olayın perde arkasını anlattı. Temelli, "Partimiz kaldırdı da bizim önümüzde yoktu" diyerek fiziksel bir konumlandırma sorununa işaret etti. Ancak açıklamasının devamında asıl vurguyu, partilerinin siyasi tutsaklık konusundaki genel duruşuna yaptı.

Temelli, "Yoksa biz kesinlikle hem Ekrem Bey'in hem Selahattin Demirtaş'ın hem Figen Yüksekdağ'ın yani Türkiye'de siyasi tutsaklığın olmamasına mücadele ediyoruz" ifadelerini kullandı. Bu net duruş, DEM Parti'nin Ekrem İmamoğlu dahil olmak üzere tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması yönündeki mücadelesini bir kez daha ortaya koydu. Temelli ayrıca, siyasetçilerin tutuklu olmasının zaten kabul edilemez bir durum olduğunu ve toplantıda da bunun altının bir kez daha çizildiğini belirtti. Özellikle Selahattin Demirtaş'ın adının toplantıda vurgulandığını ve onun şahsında siyasi tutsaklığa dikkat çekildiğini aktardı.

Sosyalist Enternasyonal toplantısının önemli başlıklarından birinin de Türkiye'deki kayyum uygulamaları olduğunu belirten Sezai Temelli, güncel duruma dikkat çekti. Türkiye'de şu anda 13 belediyede kayyum bulunduğunu ve bunlardan 10'unun kendi partileri DEM Parti'ye, 3'ünün ise toplantıya ev sahipliği yapan CHP'ye ait olduğunu ifade etti. Temelli'ye göre, Sosyalist Enternasyonal çatısı altında demokrasi ve özgürlükler konuşulurken, Ekrem İmamoğlu, Selahattin Demirtaş ve kayyumlar meselesi, toplantının belki de en kritik gündem maddeleri arasındaydı.

Ekrem İmamoğlu'na verilen desteğin sadece CHP ile sınırlı olmadığını vurgulayan Temelli, İmamoğlu'nun "Kent Uzlaşısı" ile belediye başkanlığındaki ortak adayları olduğunu belirtti. "Yani biz sadece Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayı olarak görmüyoruz Ekrem Bey'i, hepimizin ortak adayıydı ve Kent Uzlaşısı'yla olmuştu" dedi. Kendisiyle çalışmaktan büyük keyif aldıkları bir belediye başkanı olduğunu sözlerine ekleyen Temelli, İmamoğlu'nun neden içeride olduğunu bildiklerini ve partilerinin bunun nedenlerine karşı mücadele ettiğini yineledi. Sosyal medyanın yarattığı bu tür tartışmaları yönetmenin zorluğundan da yakınan Temelli, "bu sosyal medya hikayesini bir türlü halledemiyoruz" şeklinde konuştu.

Temelli ayrıca, geçen hafta Zafer Partisi'nin tutuklu Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın tutukluluğuna ilişkin yaptığı ve tartışmalara neden olan değerlendirmelere de açıklık getirdi. Cümlelerinin ortadan kesilmesi sonucunda, sanki siyasi tutsaklıklar konusunda farklı değerlendirmeleri varmış gibi bir algı oluştuğunu belirten Temelli, "Hayır. Böyle bir şey söz konusu bile olamaz" diyerek, siyasi tutsaklık konusundaki tutumlarının kişi bazında değişmediğini ve tüm siyasi tutsaklıklara karşı olduklarını bir kez daha teyit etti.

İstanbul'daki Sosyalist Enternasyonal toplantısı sırasında yaşanan bu ''Free İmamoğlu'' pankartı tartışması ve DEM Parti'den gelen bu detaylı açıklamalar, Türkiye siyasetindeki siyasi tutsaklıklar ve kayyumlar gibi hassas konuların uluslararası platformlarda da nasıl yankı bulduğunu ve farklı partilerin bu konulardaki pozisyonlarını netleştirdiğini gösteriyor. Sezai Temelli'nin açıklamaları, olayın basit bir görselden ibaret olmadığını, altında yatan daha derin siyasi mücadeleleri ve ittifak dinamiklerini barındırdığını ortaya koydu.