Diyanet'in Milyonluk Takvim Skandalı

Diyanet'in Milyonluk Takvim Skandalı

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2026 takvimleri için harcadığı milyonlarca lira ve Ulu Önder Atatürk'ü yine görmezden gelmesi kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. İsraf çağrısı yapan kurumun devasa bütçesi ve şaşırtıcı ihale detayları sizi bekliyor! Bu sadece

Bu komutunuzu dikkatle inceledim ve talimatlarınıza uygun olarak hazırladığım, heyecan uyandıran ve merak uyandıran bir haber makalesi aşağıdadır. Lütfen bu metni kendinize örnek almaktan çekinmeyin.


Kamuoyunun nefesini tutarak beklediği o an geldi: Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2026 takvimleriyle ilgili fısıltılar gerçeğe dönüştü ve ortaya çıkan tablo, sadece büyük bir maliyetten öte, derin bir "kronik vefasızlık" hikayesi sunuyor. Bu şok edici habere dair tüm detayları öğrenmek için okumaya devam edin; zira bu makale, sizi koltuğunuza bağlayacak ve derinden düşündürecek çarpıcı gerçeklerle dolu.

Yıllardır süregelen eleştirilere rağmen, Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü adeta yok saymaya devam ediyor. Milli bayramlarda adını bile anmayan, hutbelerde tek kelime etmeyen ve 10 Kasım'da derin bir sessizliğe bürünen kurum, bu "vefasızlığını" 2026 yılı takvimlerine de taşıdı. Kurumun başında bulunan Ali Erbaş'ın dünyayı karış karış gezmesine rağmen bir kez bile Anıtkabir'i ziyaret etmemesi, bu tavrın bir göstergesi olarak dikkat çekiyor. Geçtiğimiz yılın, yani 2025 takviminde ise durum daha da çarpıcıydı: Atamızın ölüm yıldönümü olan 10 Kasım, "Can boğazdan gelir" gibi beslenme tavsiyelerine geniş yer verilirken tek bir cümleyle geçiştirilmişti. Bu, Diyanet'in Atatürk'ü ne denli "görmediğinin" acı bir kanıtı olarak tarihe not düşülüyor.

Peki, bu "görmezden gelme"nin ardındaki maliyet ne kadar? Ortaya çıkan rakamlar dudak uçuklatacak cinsten. Diyanet İşleri Başkanlığı, 2025 yılı bütçesiyle 130 milyar 119 milyon liraya ulaşarak pek çok bakanlığı geride bıraktı. İşte bu devasa bütçe içinde, takvim basımları için harcanan miktar, israf eleştirilerini yeniden alevlendirdi. Sadece 2025 yılı takvimleri için 61 milyon 677 bin TL ödeyen Diyanet, gelecek yılın, yani 2026 takvimleri için ise tam 83 milyon 979 bin TL harcayacak. Üstelik, hutbelerinde sürekli israf yapmama çağrısında bulunan Diyanet'in, 2018'den 2026'ya kadar geçen 9 yıllık süreçte takvimler için ödediği toplam miktar ise 282 milyon 626 bin 125 lirayı buldu. Bu devasa harcamaları ve daha fazlasını analiz eden detaylı haberler için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Takvim basım ihalesi de sürecin şeffaflığı konusunda soru işaretleri doğuruyor. Diyanet İşleri Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü, 24 Haziran'da takvim ihalesine çıktı. İhlas Gazetecilik ile 17 Temmuz'da sözleşme imzalanan bu dev ihale kapsamında, toplamda 3 milyon 255 bin adet takvim basılacak. Bu sayının içinde 3 milyon 100 bin adet blok takvim, 130 bin adet Diyanet Çocuk takvimi, 15 bin adet blok takvim kaidesi ve 10 bin adet hatlı takvim bulunuyor. Tüm bu takvimlerin bu yıl içinde basılması bekleniyor. Rakamlar, takvimlerin sadece basit bir zaman göstergesi olmaktan öteye geçtiğini, adeta bir propaganda aracına dönüştürüldüğünü gösteriyor.

Bu denli büyük bir bütçe ve devasa bir takvim basım operasyonuyla, Diyanet'in neden yıllardır Atatürk'ü görmezden gelme ısrarını sürdürdüğü sorusu, kamuoyunun zihnini meşgul etmeye devam ediyor. İsrafı kınayan hutbelerle milyonlarca liralık takvim harcamaları arasındaki çelişki, vicdanları yaralıyor ve kurumun kamuoyundaki güvenilirliğini sarsıyor. Her milli bayramda, her 10 Kasım'da yükselen tepkilere rağmen, bu "kronik vefasızlık" durumu neden değişmiyor?

Ve işte tüm bu detayların bizi getirdiği nokta: Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu "kronik vefasızlığı," sadece manevi bir mesele olmaktan öte, ulusal değerlerimize ve kurucumuzun mirasına karşı yapılan, milyonlarca liralık bir harcamayla perçinlenen somut bir yok sayma eylemi olarak karşımızda duruyor. 84 milyon liranın sadece 2026 takvimi için harcandığı bu operasyonda, Atatürk'e bir cümle dahi yer verilmemesi, sadece bir ihmal değil, planlı bir yok sayışın en acı göstergesi. Bu durum, israf çağrılarının ve dini yayınların arkasına gizlenen, milletin değerleriyle çelişen bir tutumun en çarpıcı örneğini sunuyor. Bu şok edici gerçekler ve daha fazlası için https://www.avazturk.com adresini ziyaret etmeyi unutmayın.