Dört Eski TBMM Başkanı İmamoğlu ve Hukuk Devleti İçin Bir Aradaydı

Dört Eski TBMM Başkanı İmamoğlu ve Hukuk Devleti İçin Bir Aradaydı

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin dört eski başkanı, Ekrem İmamoğlu'nun hukuki süreci ve ülkedeki demokrasi ile hukuk devleti ilkelerine yönelik endişelerini dile getirmek üzere bir araya geldi. Yapılan basın toplantısında, yargı bağımsızlığının önemi ve..

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin dört eski başkanı; Hüsamettin Cindoruk, Mustafa Kalemli, Hikmet Çetin ve Cahit Karakaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun karşı karşıya kaldığı hukuki süreçler ve Türkiye'deki hukuk devleti ilkesinin durumu hakkında önemli bir basın toplantısı düzenledi. Toplantının temel konusu, Ekrem İmamoğlu'nun tutuksuz yargılanması gerektiği yönündeki ortak görüşleriydi. Eski Meclis Başkanları, bu konuda kamuoyuna güçlü bir mesaj vermek üzere bir araya geldiklerini belirtti. Cahit Karakaş'ın 97 yaşında olması ve yasal vasisi bulunmadığı için metne imza atamadığı, ancak onayı olduğu ifade edildi.

Eski başkanlar, genellikle iktidarda bulunanların topluma zarar vermesini önündeki en büyük engelin demokrasi, hukuk devleti ve evrensel hukuk olduğunu vurguladı. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın değiştirilemez maddelerinden biri olan "Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir" ilkesinin altını çizdiler. Yargının bağımsız olmadığı bir yerde adalet, hukuk, hukukun üstünlüğü ve güven içinde yaşamaktan söz edilemeyeceğini belirttiler. Zira bu durumlarda kararların yargı tarafından değil, bağlı olunan güçler tarafından telkin edildiği veya önerildiği görüşünü paylaştılar. https://www.avazturk.com

Eski başkanların değerlendirmesine göre, iktidarın muhalif siyasetçilere karşı hem idaredeki gücünü kullanarak hem de bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirmiş yargı aracılığıyla birçok hukuka aykırı eylemde bulunduğu gözlemlenmektedir. Bu duruma somut bir örnek olarak Ekrem İmamoğlu'nun 31 yıl sonra diplomasının iptali girişimini gösterdiler. Bu girişimin hukuka aykırı, hukuksuz ve geçersiz olduğunu açıkça ifade ettiler.

Bu hukuksuzluğun yetmezmiş gibi, hemen ardından, İmamoğlu'nun partisinin ön seçim yapacağı günden sadece bir gün önce terör örgütleriyle ilişkisi olduğu ve yolsuzluk yaptığı iddialarıyla gözaltına alındığı ve sonradan tutuklandığı belirtildi. Çağdaş hukuk sisteminde ve Türkiye'nin ceza muhakemeleri usulü kanununda tutuklamanın bir ceza olarak değil, bir tedbir olarak öngörüldüğü hatırlatıldı. Bu tedbirin de genellikle delillerin kaybolması ya da ülke dışına çıkma gibi durumlar için uygulandığı bilgisine yer verildi. Eski başkanlar, Ekrem İmamoğlu'nun dünyada tanınan bir kişi olduğunu, bu nedenle kaçmasının mümkün olmadığını, yerinin ve görevinin belli olduğunu ve tüm bunların göz önünde bulundurulması gerektiğini savundular. https://www.avazturk.com

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin geçmiş dönem başkanları olarak, ülkenin demokratik hukuk devleti vasfının ve ekonomisinin daha fazla zarar görmemesi için hukukun ülkede hakim kılınması, herkes için eşit uygulanması, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanması ve hukuksuz yargılamanın geçerli olmaması gerektiğine inandıklarını vurguladılar. Bu inançla, Ekrem İmamoğlu'nun tutuksuz yargılanmasını önerdiklerini belirttiler.

Basın toplantısında yöneltilen sorular üzerine, özellikle İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye başkanları hakkındaki soruşturmaya değinildi. Eski başkanlar, bu dosya hakkında takipsizlik kararı verilmesi gerektiğini, çünkü suçun hiçbir unsurunun oluşmadığını söylediler. Bu durumu, kendi içerisindeki arkadaşlarının da aynı şeyi söylediği "utanç verici bir durum" olarak nitelendirdiler. Hukukun, adaletin ve yargı bağımsızlığının kendilerine de, Ekrem Bey'e de, TÜSİAD'ın başkanına da, Gaziantep'te tutuklanan işçi sendikasının başkanına da, yani hepimize lazım olan önemli kavramlar olduğunu vurguladılar. https://www.avazturk.com

Soyut birtakım iddialar ve "yalancı tanıklar" konusuna da dikkat çekildi. "İşte ben duymuştum, bana söylemişlerdi gibi böyle ifadelerle yargılama olmaz" denilerek, bu tür tanıların nereden geldiği ve nasıl ortaya çıktığının belirsizliğine işaret edildi.

Eski başkanlar, Türkiye'de ekonominin de en çok hukuksuzluktan etkilendiğini belirttiler. Türkiye'nin yabancı sermaye ihtiyacı olduğunu, ancak adaletin ve hukukun olmadığı bir yerde yabancı sermayenin gelmeyeceğini, gelmediğini ifade ettiler. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ilk yıllarında milyar dolarlarla yabancı sermayenin geldiğini, çünkü o zaman hukuksuzluğun bu boyuta ulaşmadığını söyleyerek geçmişle bir kıyaslama yaptılar.

Kuvvetler ayrımı ilkesi konusunda da endişelerini dile getiren başkanlar, şu an Türkiye'de kuvvetler ayrımından söz edilemeyeceğini, yargı, yürütme ve yasama güçlerini bir tek kişinin yaptığı veya karar verdiği bir konu olduğunu ileri sürdüler.

Ekonomi Bakanı Zeybekçi'nin ilgili bir konuda "şık olmadı" açıklaması ve hemen ardından bu soruşturmanın iddianameye dönüşmesinin gerçekten bir skandal olduğu belirtildi. Bu durumun, yargının artık bambaşka bir yerde olduğu, yargı yolundan çıktığı ve sorunun da tam olarak burada olduğu yorumunu beraberinde getirdiği ifade edildi. https://www.avazturk.com

Yurt dışı yansımaları hakkında da bilgi veren eski başkanlar, Almanya'nın Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğu nedeniyle Türkiye'ye Euro Fighter uçak satışı yapmaktan vazgeçtiğini belirttiler. Ayrıca, Avrupa Konseyi'nin Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmaması ve tutuklamaların çok kalıcı hale getirilmesi şeklinde Türkiye'yi tekrar uyardığını, Türkiye'nin bundan çok zarar göreceğini düşündüklerini paylaştılar.

Hayatta olan diğer eski Meclis başkanlarıyla bu konuda görüşülüp görüşülmediği sorusuna yanıt olarak, bazılarıyla görüşüldüğü bilgisi verildi. Özellikle Bülent Arınç ile konuşulduğu, kendisinin de ilgili iptal kararının yanlış olduğunu ve tutuksuz yargılamanın gerekli olduğunu söylediği, bunları açıklamaya devam edeceğini belirttiği, fakat metne imza vermeyeceği ifade edildi. Cemil Çiçek ile de görüşüldüğü, kendisinin de "yapacağım, edeceğim" dediği ancak imza vermediği belirtildi. Bu isimlerin Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeleri olduğu ve maaş aldıkları bilgisi paylaşıldı. Hikmet Çetin'e de böyle bir teklif geldiği ancak kabul etmediği ifade edildi. https://www.avazturk.com

Hikmet Çetin'in geçmişte CHP'ye kayyum atanması konusunda adının geçtiği iddialarına ilişkin ise, "Ben ancak kayyum geldiği zaman partiye sokmamak için kapıcılık yaparım" şeklinde bir beyanat verdiği ve bu iddianın nereden çıktığını bilmediği hatırlatıldı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yönelik bir saldırının, Cumhur İttifakı ortaklarının sert açıklamalarıyla bağlantılı olabileceği yönündeki yorumlara değinildi. Bu konunun çok iyi araştırılması gerektiğine inanıldığı, burada bir "yüksek akıl" olabileceği, ancak bunu kanıtlayamayacakları ifade edildi. Bu nedenle, bütün ilişkilerin ve her şeyin yargı tarafından çok ayrıntılı bir biçimde incelenmesi gerektiği dile getirildi. https://www.avazturk.com

Eski başkanlar, konuşmalarının sonunda adaletin olmadığı bir yerde hiçbir şeyin olmayacağının altını bir kez daha çizdiler. Ekrem İmamoğlu için talep ettikleri tutuksuz yargılamanın, Türkiye'nin demokratik hukuk devleti vasfını koruması ve daha fazla zarar görmemesi için hayati önem taşıdığını yinelediler.

Yapılan açıklamalar, Türkiye'deki yargı sisteminin durumu, kuvvetler ayrılığı ilkesinin zayıflaması ve bu durumun hem siyaset hem de ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerine dair eski TBMM başkanlarının derin endişelerini yansıtması açısından dikkat çekicidir. Toplantı, hukuk ve adalet talebinin, farklı siyasi geçmişlerden gelen ancak temel demokratik ilkelerde buluşan isimler tarafından da dile getirildiğini göstermektedir. https://www.avazturk.com

Soruların sona ermesinin ardından, toplantının yazılı metninin basın mensuplarına dağıtıldığı bilgisi verildi. Eski başkanlar, soruları yanıtlamaktan memnuniyet duyduklarını belirterek teşekkür ettiler. https://www.avazturk.com