Sıcak Gündemin Kalbine Oturan Acı Gerçek: Bir Gazetecinin Çaresiz Çığlığı! Makalenin Devamı Sizi Soluksuz Bırakacak!

23 Temmuz Çarşamba günü yayınlanan "KONUŞACAK NE KALDI Kİ?" adlı YouTube programında, usta gazeteci Serdar Akinan, izleyicilere duygu yüklü ve sarsıcı bir deneyim yaşattı. Yaklaşık iki saattir kameraların karşısında olmasına rağmen, gündemdeki sıcak başlıkların hiçbirini konuşmaya mecali olmadığını belirten Akinan, kamu işçilerine %10 zam teklifinden Rusya-Ukrayna müzakerelerine, Türkiye'nin Eurofighter alımından Fatih Erbakan ve Ahmet Davutoğlu'nun ortak basın toplantısına kadar pek çok konunun önünde durduğunu ancak içinden hiçbirini konuşmak gelmediğini vurguladı. Bunun nedeni, Gazze'den gelen, insanlık vicdanını derinden sarsan görüntülerdi. Akinan, "Gerçekten konuşmakta zorlanıyorum, fotoğraflara bakmaya utanıyorum, sizle paylaşmaya utanıyorum" diyerek hissettiği çaresizliği gözler önüne serdi. Makalenin devamında, bu büyük insanlık dramının detaylarına inerek, bir gazetecinin gözünden dünyanın geldiği noktayı ele alacağız.

Serdar Akinan'ın yayınında özellikle dikkat çektiği ve kendisini derinden rahatsız eden görüntüler, Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan ile kendisini İslamcılık üzerine inşa etmiş bir akademisyen olarak tanımlayan Ahmet Davutoğlu'nun bronzlaşmış halleriyle verdikleri ortak pozdu. Beyefendilerin kamera karşısına geçmeden önce "tatilde güzel böyle yağlarını sürünüp güneşin altına yattıklarını" düşündüğünü ifade eden Akinan, tatil yapmanın herkesin hakkı olduğunu kabul etmekle birlikte, Gazze'de yaşanan "büyük insanlık faciası" karşısında bu durumun kendisini çok rahatsız ettiğini dile getirdi. Akinan'a göre, Gazze'de bir millet açlıkla terbiye edilmeye çalışılıyor, topraklardan sürülmeye çalışılıyor; kadınlar, çocuklar, siviller açlıkla sınanıyor. Hatta uluslararası yardım kuruluşlarının getirdiği un çuvallarına ulaşmaya çalışan insanların üzerine İsrail askerlerinin ateş açtığı vahim olaylar yaşanıyor. Akinan, "Artık işin geldiği nokta bambaşka bir nokta ya açlıkla terbiye ediyorsun" diyerek durumun vahametini gözler önüne serdi. Bu tablo karşısında, "Konuşacak sözün bittiği yer" ifadesini kullanan Akinan, hissettiği derin acıyı ve hayal kırıklığını dile getirdi.

Bu korkunç durum karşısında hissedilen çaresizliği Stefan Zweig'ın eşiyle intihar ettiği fotoğraf üzerinden "bir parça umutsuzluk, bir parça isyan" olarak tanımlayan Akinan, "bebek ya bebek, hayatta en değer verdiğimiz şey çocuklarımız evlatlarımız, ufacık bebekler o annenin o babanın ne hissettiğini düşünün ya, elinde eriyor eriyor kasları eriyor kemikleri eriyor ve ölüyor sonunda ölün ve yani açlıktan ölüyor çocuk ya açlıktan ölüyor ve koca bir insanlık sadece izliyor hiçbir şey yapamıyor" sözleriyle insanlık vicdanına seslendi. Akinan, Nazilerin İkinci Dünya Savaşı'nda Yahudileri toplama kamplarında yakmasına milyonlarca Alman'ın alkış tuttuğunu hatırlatarak, tarihteki büyük insanlık dramlarıyla bugünkü durumu karşılaştırdı. Öyle ki, yakın zamanda Yunanistan'da Ortodoks Rumların, bir adaya yanaşmaya çalışan İsrailli turist gemisine insanlık adına, din fark etmeksizin engel olduğunu belirten Akinan, Türkiye'deki siyasetçilerin (Fatih Erbakan, Ahmet Davutoğlu, Erdoğan, Bahçeli) kravatlı takım elbiseleriyle kameralar karşısına geçip Ortadoğu'daki insanlık dramlarını kınarken "insanlığımız nerede kaldı?" sorusunu yöneltti. Tüm bu gelişmeler ve daha fazlası için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Peki, tüm bu teknolojik gelişmelere, yapay zekalara, lüks arabalara ve sosyal medya fenomenlerine rağmen dünyanın bu noktaya gelmesi ne anlama geliyor? Serdar Akinan'ın isyanı, tam da bu noktada doruğa ulaşıyor: "Yıl 2025 arkadaşlar, 2025. Yapay zekalar bilmem neler, son model lüks arabalar, sosyal medyada youtuberlar işte fenomenler, seks moda sinema edebiyat tablolar her şey muazzam 2025 abi, birkaç yüz kilometre ötede bu yerkürenin bir noktasında yüz binlerce insan çocuklar ya resmen aç aç aç şekilde ölüyor, yetersiz beslenmeden dolayı". Akinan, bu acı gerçeği ne dinle ne de başka hiçbir şeyle açıklayamayacağını, Müslüman bile olsa bunu kaldıramadığını, vicdanının isyan ettiğini ve bu çaresizliğin kendisini delirttiğini ifade etti. Konuşmayı yaparken bile bir çocuğun açlıktan öldüğünü düşündüğünü belirten Akinan, bu durumun sadece bir haber değil, insanlığın ortak vicdanındaki derin bir yara olduğunu gözler önüne serdi. Bu sarsıcı gerçek, https://www.avazturk.com adresinden takip edebileceğiniz gibi, bize modern dünyanın tüm ihtişamına rağmen, temel insanlık değerlerinin nasıl da göz ardı edildiğini acı bir şekilde hatırlatıyor.