"EKREM BAŞKANI ORADAN ÇIKARTACAĞIZ" Saraçhane'deki vatandaşlardan Erdoğan'ı çıldırtacak sözler!

"EKREM BAŞKANI ORADAN ÇIKARTACAĞIZ" Saraçhane'deki vatandaşlardan Erdoğan'ı çıldırtacak sözler!

Ekrem İmamoğlu'na yönelik kararın ardından Saraçhane'de adalet için toplanan binlerce vatandaş, hukuksuzluğa karşı tek yürek oldu. Demokrasi, adalet ve gelecek nesiller için verilen bu mücadelede halkın kararlılığı göz doldurdu. Bu direniş, büyük bir uyan

İstanbul'un kalbi Saraçhane, geçtiğimiz günlerde sadece bir meydan olmaktan çıkıp, Türkiye'nin dört bir yanından gelen binlerce vatandaşın ortak adalet ve demokrasi haykırışına sahne oldu. Bu kalabalık, sadece Ekrem İmamoğlu'na verilen kararı protesto etmek için değil, aynı zamanda ülkenin geleceği ve hukukun üstünlüğü için gösterdiği eşsiz direnişle tarihe not düşmeye başladı. Bu makale, Saraçhane'de yankılanan bu güçlü sesin derinliklerine inecek ve bu sivil uyanışın neden Türkiye için bir dönüm noktası olabileceğini adım adım inceleyecek. Yazımızın devamında, bu tarihi anların perde arkasındaki çarpıcı detayları bulacaksınız.

Saraçhane'de toplanan kalabalık, seslerini yükseltmelerinin ardındaki temel motivasyonları açıkça dile getirdi. Bir vatandaş, "Biz niye buradayız? Halk, hukuk, adaletsizlik için buradayız, biz demokrasi istiyoruz, hak, hukuk, adalet istiyoruz" diyerek kalabalığın ortak hislerini özetledi. Bir diğeri ise bu meselenin yalnızca Ekrem İmamoğlu ile sınırlı olmadığını, "Ekrem İmamoğlu şahsında hepimize müdahale ediliyor" diyerek, yaşananların kişisel bir davadan öte, tüm ülkeyi ilgilendiren bir mesele olduğuna dikkat çekti. Buradaki insanlar, "bu ülkeye sahip çıkmak için buradayız" vurgusuyla, çocukları, kadınları ve tüm insanlar için adalet arayışında olduklarını haykırdılar. Onlar için "direniş varsa umut da var" şiarı, geleceğe dair inançlarının bir göstergesiydi. En büyük endişeleri ise, "baba bize bıraktığınız toplum bu mu, baba bize bıraktığınız ülke bu mu dememeleri için" gelecek nesillere daha iyi bir ülke bırakma arzusu olarak ifade edildi. Ülkenin ekonomisinin ve hukukunun bağımsız olmamasının bir ülke için ne anlama geldiği sorusu ise derin düşüncelere sevk eden bir tespitti.

Meydandaki bu büyük uyanış, hukuki bir sürecin ötesinde, tamamen siyasi bir müdahale olarak algılanıyordu. Kalabalık arasından yükselen bir ses, "bugün yaşanan hukuki bir süreç değil, açıkça siyasi bir süreçtir" diyerek durumun ciddiyetini ortaya koydu. Ve bu duruma karşı, meydanı dolduranların ortak kararlılığı tek bir cümlede yankılandı: "Bu ülkenin sahibi biziz!". Vatandaşlar, bu duruma kesinlikle izin vermeyeceklerini vurgularken, adaletin iktidarın avuçları içinde olmasından duydukları rahatsızlığı dile getirdiler. Buraya gelmelerinin asıl amacının, attıkları oyun hakkını aramak ve "atılan iftiraların hesabını sormak" olduğunu belirttiler. Engellemelere ve başka kanallarda gösterilmemesine rağmen, tepkilerini göstermek için buralara geldiklerini ve başka çarelerinin kalmadığını haykırdılar. Bu hak arayışı, https://www.avazturk.com üzerinden de Türkiye'nin dört bir yanındaki vatandaşlara duyurulan önemli gelişmeleri beraberinde getiriyordu. Çocukları, torunları ve gelecekleri için mücadele etmek zorunda olduklarını, başka bir yollarının olmadığını net bir dille ifade ettiler.

Saraçhane'deki bu destansı buluşma, özellikle gençlerin enerjisi ve kararlılığıyla dikkat çekti. Bir genç, "gençliğimi savunmaya geldim" derken, orada bulunan pırıl pırıl gençleri gören bir başkası ise "çok mutlu oluyorum" diyerek geleceğe dair umudunu dile getirdi. Kaybedilen özgürlükler, yok sayılan demokrasi ve olmayan hukuk için orada olduklarını belirten vatandaşlar, bu mücadelenin Ekrem İmamoğlu'nun yaktığı bir kıvılcımla başladığına inandıklarını söylediler. "Herkes korkuyordu, cesareti yoktu, bir kıvılcım çıktı, herkes özgür düşüncesini söylediği için o şu anda bizim liderimiz bu konuda" sözleriyle İmamoğlu'nun bu uyanıştaki rolüne vurgu yapıldı. Bu kadar insanın boşuna gelmediği ve sandıklarda bunun cevabının görüleceği de sıkça dile getirilenler arasındaydı.

Meydanlardaki bu kararlı duruş, "Ekrem Başkanı oradan çıkartacağız, bir milim geri adım atmak yok" sloganıyla somut bir hedefe büründü. Gözaltına alındığı günden bu yana her akşam Saraçhane'de olduğunu belirten bir vatandaş, bu mücadelenin kişisel değil, kolektif bir direniş olduğunu "Ya hep beraber ya hiçbirimiz" sözleriyle özetledi. Bu ruh hali, Saraçhane'de toplanan herkesin ortak paydasıydı. Onlar, bu büyük direnişin yalnızca bir başlangıç olduğunu ve "inşallah bu iş değişecek" inancını taşıyorlardı.

Peki, Saraçhane'de başlayan bu "adalet nöbeti" Türkiye'yi nereye taşıyacak? Meydanlardan yükselen o güçlü ve kararlı ses, sadece bir protestodan öte, büyük bir dönüşümün habercisi miydi? "İnsanlar uyandı, onlar da uyansınlar artık yeter" sözleriyle zirveye çıkan bu uyanışın en çarpıcı hedefi, aslında en son paragrafta gizliydi: Saraçhane'deki binlerin dile getirdiği ortak inanç ve kararlılık, "Cumhurbaşkanı İmamoğlu kesin olacak" ifadesiyle, bu sivil direnişin sadece güncel bir karara tepki olmadığını, aynı zamanda ülkenin gelecekteki liderliğini de derinden etkileyecek potansiyel bir değişimin sinyallerini taşıdığını açıkça ortaya koyuyordu. Bu, yalnızca bir miting değil, Türkiye'nin siyasi ve hukuki manzarasında köklü bir değişimin fitilini ateşleyen, umut dolu bir başkaldırıydı.