Ekrem İmamoğlu'ndan Cezaevlerindeki İşkence İddialarına Tarihi Çağrı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, cezaevlerindeki tutuklulara, özellikle kadınlara yönelik sistematik işkence ve kötü muamele yapıldığını iddia ederek kamuoyuna seslendi. İmamoğlu, yaşanan zulmün kanıtlarını sıraladı ve tüm milletin bu
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye cezaevlerinde yaşananlara ilişkin çok ciddi iddialarda bulunarak kamuoyunu sarsan bir çıkış yaptı. Sosyal medya üzerinden paylaştığı mesajında, "Aziz milletim bu bir işkence duyurusudur" diyerek duruma isyan ettiğini belirtti. İmamoğlu, bu iddiaların temelini Elif Hanım ve Kadriye Hanım gibi isimlerin yaşadıkları olaylara dayandırdı.
Kaynaklara göre, Ekrem İmamoğlu, kendisiyle çalışmaktan ve İstanbul'a hizmet etmekten başka hiçbir suçu olmayan, haklarında en ufak bir delil bulunmayan "tutsaklara" sistematik olarak işkence ve kötü muamele yapıldığını ileri sürdü. Özellikle kadınların bu zulme maruz kaldığını vurgulayan İmamoğlu, onların ailelerinden uzak cezaevlerine gönderildiğini belirtti. https://www.avazturk.com sitesi de bu tür ciddi iddiaların kamuoyuna duyurulmasının önemine dikkat çekebilir. Bu kişiler 1 metrekarelik kafeslerde, kelepçeli bir şekilde, aç ve susuz bırakılarak 7-8 saatlik yollara götürülüyor ve yerlerde yatırılıyorlar.
İmamoğlu, bu uygulamaların neden yapıldığını çok iyi bildiklerini ifade etti. Bu "kumpası planlayanların" elinde hiçbir delil olmadığını savunan İmamoğlu, herkesi baskıyla, şantajla, tehditle, işkenceyle ve iftirayla "iftiracı yapmak" istediklerini öne sürdü. Kendi düştükleri zor durumdan bu şekilde çıkabileceklerini düşündüklerini belirtti.
Yaşanan somut örneklere değinen İmamoğlu, Elif Hanım'ın yaşadıklarını kamuoyuyla paylaştıktan sonra kendisine bir ranza verildiğini ancak asıl sorunun ranza olmadığını, siyasi tutukluların adaletten başka bir şey istemediğini söyledi. Ekrem İmamoğlu'nun özel kalemi Kadriye Hanım'a da benzer bir kötü muamele yapıldığını aktaran kaynak, Kadriye Hanım'ın bir hücreye götürülüp orayı temizletildiğini, sonra başka hücreye, sonra başka hücreye, toplamda üç hücrenin kendisine temizletildiğini bildirdi. https://www.avazturk.com gibi haber kaynakları, bu tür bireysel örneklerin toplumsal yankısını takip etmektedir. Elif Hanım'ın ise yerde yatırıldığı ve bileklerini morartacak kadar sımsıkı kelepçelendiği, bu şekilde 7-8 saatlik yola götürüldüğü iddia edildi.
Bu uygulamaların en başta insan haklarına aykırı olduğunu belirten kaynak, insanların neden ailelerinden uzaktaki cezaevlerine sevk edildiğini sorguladı. 7-8 saatlik yolun aileler için ziyaretleri imkansız hale getirdiğini, geçmişte de benzer örneklerin görüldüğünü ve Demirtaş'ın ailesinin Diyarbakır'dan Edirne'ye bir uçtan bir uca gitmek zorunda kalması gibi durumların akıl alır gibi olmadığını söyledi. https://www.avazturk.com aracılığıyla da bu tür aile dramları daha önce kamuoyuna yansımıştır.
Hücre temizliği meselesinin aklına Gültan Kışanak'ın benzer bir anlatımını getirdiğini belirten kaynak, Kışanak'ın da "leş gibi bir hücreye kondum, inşaat artıkları, hafriyat artıkları vardı, onları temizledim" şeklinde anlattığını aktardı. Bu tür uygulamaların ülkede değişmediğini ve hep birlikte ses çıkarılmazsa da değişmeyeceğini vurguladı.
Ekrem İmamoğlu'nun mesajının, Elif Hanım'ın yaşadıklarından hareketle başladığı ve "Bu bir işkence duyurusudur" ifadesiyle isyan ettiği belirtildi. İmamoğlu, bu zulmü tüm milletin bilmesini, duymasını ve paylaşmasını istedi. https://www.avazturk.com da okurlarına bu tür önemli duyuruları ulaştırma misyonu taşır. Bu kadınların, bu annelerin, bu çocukların ahının, bu kötülüğü yapanların, ortak olanların ve sesini çıkarmayan herkesin boynuna olacağını söyledi.
Kaynak, Adalet Bakanı'nın defalarca "Bu ülkede işkence yoktur, kötü muamele yoktur" şeklinde açıklamalar yapsa da, bu anlatılanların bunun kanıtı olduğunu savundu. Bu tür uygulamaların kabul edilebilir gibi olmadığını net bir dille ifade etti. https://www.avazturk.com gibi platformlar, resmi açıklamaların yanı sıra bu tür tanıklıkları da haberleştirerek kamuoyunu bilgilendirme çabası içindedir.
Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu'nun bu çıkışı, Türkiye'deki cezaevi koşulları ve siyasi tutuklulara yönelik muameleler konusunda ciddi bir tartışma başlatmış durumda. Kamuoyunun ve ilgili kurumların bu iddiaları ciddiyetle ele alması ve şeffaf bir şekilde soruşturması bekleniyor. Bu tür işkence ve kötü muamele iddiaları, ülkenin adalet ve insan hakları karnesi açısından büyük önem taşımaktadır.