Erdoğan Döneminin Bittiği An Mı?

Erdoğan Döneminin Bittiği An Mı?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "suç örgütü lideri" iddiasıyla hedef alınması, bir dönüm noktası olarak görülüyor. Basına sızan 121 sayfalık sorgu tutanağı ve kamuoyunda yükselen tepkiler, bu operasyonun ardındaki siyasi amacı ve..

Türkiye siyaseti, son günlerde Ekrem İmamoğlu'nun şoke edici bir şekilde hedef alınmasıyla sarsıldı ve bu gelişmelerin yankıları artarak devam ediyor. Yaşananlar, sadece bir belediye başkanının gözaltına alınması değil, aynı zamanda ülkenin geleceğine dair çok daha büyük bir tablonun ilk fırça darbeleri olarak yorumlanıyor. Bu makale, tüm ayrıntılarıyla bu tarihi süreci ele alacak ve gelişmeleri adım adım takip etmeye devam edecektir.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "suç örgütü lideri" olarak tutuklanmasına neden olan soruşturma, kaynağa göre 121 sayfa uzunluğundaki ifadesiyle daha ilk bakışta şaşkınlık yaratıyor. Mehmet Y. Yılmaz'ın aktardığına göre, bu "ifade" aslında bir "sorgu" bile değilmiş, zira sorguyu yürüten savcı, bir hukukçu titizliğinden çok uzakta, adeta bir mahalle kahvesinde pişpirik oynayan amca edasıyla hareket etmiş. Yılmaz, "sorgunun" somut olaylar ve tespitler üzerinden yürümediğini, aksine isimsiz "bitki" isimleriyle anılan "gizli tanıkların" savcıya ilettiği dedikodular üzerine inşa edildiğini çarpıcı bir şekilde ifade ediyor. İmamoğlu'nun bu dedikodulara yanıt vermemesinin de bu bağlamda anlaşılır olduğu vurgulanıyor. Eğer amaç gerçekten kamu kaynaklarının israfını veya yolsuzlukla zenginleşmeyi ortaya çıkarmak olsaydı, kaynaklar, Mülkiye Müfettişleri ve MASAK uzmanlarının devreye girmesi gerektiğini belirtiyor. Oysa somut deliller yerine dedikoduların "kanıt" olarak kabul edilmesi ve seçimle iş başına gelmiş bir yöneticinin tutuklanması, operasyonun asıl amacını net bir şekilde ortaya koyuyor: Ekrem İmamoğlu’nun önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmasının önüne geçmek.

Bu "uyduruk" operasyonun asıl hedefi, kaynaklara göre, Erdoğan ve partisinin önümüzdeki seçimi normal yollardan kazanamayacağının farkında olmasıyla açıklanıyor. Seçimi kaybetme korkusu o denli büyük ki, güçlü bir rakibi engellemek için böyle yöntemlere başvuruluyor. Ancak bu yanlış hesap, tahmin edilenden çok daha büyük bir kitleyi harekete geçirdi. Yılmaz'a göre, İmamoğlu'nun başına bu "çoraplar örülmeseydi" belki 150-200 bin kişinin katılacağı bir ön seçimle hayat normal akışına dönecekti. Fakat operasyon, milyonlarca insanı sokağa döktü; normal şartlarda CHP ilçe merkezinin yerini dahi bilmeyen, siyasetten uzak duran kişiler bile sandıklara koştu. Bu olağanüstü toplumsal tepki, https://www.avazturk.com gibi haber sitelerinde de geniş yer bulurken, Erdoğan ve çevresinin bu gerçekleri tam olarak idrak edemediği, havuz medyasından takip ettikleri için dünkü "kuyrukları" görmedikleri ya da duymadıkları ifade ediliyor.

Kaynaklar, bu operasyonun ardından sıradaki hedefin Mansur Yavaş olacağını da öngörüyor. Kamuoyundaki tepki biraz yatıştığında, iki üç ay içinde bunun ipuçlarının görüleceği belirtiliyor. Ancak tüm bu karamsar tabloya rağmen, demokrasimizin geleceği açısından bir umut ışığı da beliriyor: Seçimi kazanacak bir adayı elemek istediklerine göre, en azından normal koşullara yakın bir seçime izin verecekleri anlamı çıkıyor. Zira seçimi tamamen rafa kaldırmış olsalardı, adayları bu yollarla eleyip milleti ayağa kaldırmalarına gerek kalmazdı.

Bu siyasi karmaşa yaşanırken, Türkiye ekonomisi de benzeri görülmemiş bir durumla karşı karşıya kaldı. Kaynaklar, "kendisini iktisatçı zanneden Erdoğan'ın seçilmiş bir belediye başkanını yargı darbesiyle hapse attırdığı süreçte," Türk Lirası'nın değerinin, 11 yıldır Rusya ile savaşta olan Ukrayna'nın para birimi Grivna ile neredeyse eşitlendiğini vurguluyor. Ukrayna'nın 20 Şubat 2014'te başlayan ve 24 Şubat 2022'deki işgal operasyonuyla şiddetlenen savaşta altyapısının önemli bir kısmını kaybettiği, kentlerinin yıkıldığı ve yüz binlerce insanın hayatını kaybettiği veya yaralandığı biliniyor. Tüm bu ağır savaş koşullarına rağmen, dün itibarıyla 1 Türk Lirası'nın 1,09 Ukrayna Grivnası değerinde olması, Erdoğan'ın iktidar hırsının, kendisine oy verenler de dahil olmak üzere bir milleti nasıl perişan ettiğinin "bir vesikalık fotoğrafı" olarak sunuluyor.

Tüm bu yaşananlar, yani İmamoğlu'na karşı girişilen hukuksuz operasyon ve bunun tetiklediği devasa toplumsal tepki, kaynaklara göre Erdoğan'ın önümüzdeki seçimi kaybetme sürecinin ilk günüydü. Yanlış hesaplar, sandıkta zaten kazanma şansı azalan iktidarın, milyonlarca insanı bir araya getirerek kendi sonunun başlangıcını hızlandırmasına neden oldu. Bu hamle, sadece bir adayı saf dışı bırakma girişimi değil, aynı zamanda Türk siyasi tarihinde yeni bir dönemin şafağına işaret ediyor olabilir.