Erdoğan'dan ABD'ye sert sözler! 'En ufak bir taciz olsun...'

Erdoğan'dan ABD'ye sert sözler! 'En ufak bir taciz olsun...'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Portekiz RTP kanalına bir mülakat verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen ayki ziyaretinde Başkan Donald Trump'a yaptığı  uyarılara rağmen ABD'nin Rakka operasyonunu PYD/PKK ile gerçekleştirmekte ısrar  ettiğini söyledi.  "Anlıyorum ki, bunlarla el ele, kol kola olduklarına göre demek ki  (terör örgütü olarak) kabul etmiyorlar ve şu anda terörist örgütle işbirliği  halinde Rakka’ya giriyor." diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Biz kendisine diyoruz ki, gelin bunu beraber yapalım. Bir terör  örgütüyle bunu niye yapıyorsunuz? Amerika gibi güçlü bir devlete bir terör  örgütüyle beraber hareket etmek yakışır mı? Bunu kendilerine söyledik ve bunu  kabul etmemiz mümkün değil. Ama baktık ki ısrarlılar, bize düşen de hayırlı olsun  dedik, o kadar. Ama şunu da söyledik: Eğer ülkemize en ufak bir taciz olacak  olursa biz kimseyle bunu danışmayız, konuşmayız, gereğini de yaparız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin Halep'in PYD/PKK kontrolündeki Kobani  (Ayn el-Arab) ilçesinde inşa ettiği havaalanına değinerek, "Bu havaalanının  inşasıyla birlikte tabi oraya yarın uçaklarını da indiriyor. İndirecek. Onunla da  oraya yerleşecek. İnsana sormazlar mı, siz bunları niye yapıyorsunuz, niye  buralara giriyorsunuz?" ifadesini kullandı.

 

"AB VERDİĞİ SÖZLERİ TUTMAMIŞTIR"

 Erdoğan, Türkiye'nin hala Avrupa Birliği"ne üye olup olmak  istemediğiyle ilgili bir soruya, Avrupa Birliği’ne fiili olarak 1959 yılında  başvurulduğunu, 1963'te resmi başvurunun yapıldığını ve 1963’ten bu yana yaklaşık  54 yıl geçmesine karşın hala AB kapısında bekletildiğini belirterek, "Bu kadar  uzun süre Avrupa Birliği kapasında bekletilen bir başka ülke yoktur. Ve o günden  bugüne de sadece 14 faslın içerisinde bir faslın aç-kapası yapılmıştır, diğer  fasıllarda açma var, kapama yoktur, ki bu uygulamalarda da aslında olmayan bir  şeydi, bunu sadece Türkiye’ye karşı ne yazık ki Avrupa Birliği uyguladı" dedi.

Başbakan olduğu yıllarda üye sayısının 15 ve fasılların sayısının da  15 olduğunu daha sonra bu fasılların sayısının 35’e çıktığını ve üye sayısının  28’e çıktığının altını çizen Erdoğan, "Avrupa Birliği Müktesebatını yerine  getirme bakımından Türkiye kadar aslında başarılı olan bu yeni alınan ülkeler  içerisinde ülke yok, Türkiye çok daha başarılı, çok daha mesafe alan bir ülke,  gerek Kopenhag Kriterleri, gerekse diğer fasıllar noktasında. Diyoruz ki, açın  fasılları, çalışalım, nerede eksiğimiz varsa söyleyin, biz bunları süratle yerine  getirelim." ifadelerini kullandı.

Erdoğan konuşmasının devamında şunları belirtti: "Avrupa Birliği Türkiye’ye verdiği sözü tutmamıştır, sözleri  tutmamıştır. İşte bunlardan mesela bir tanesi, geri kabul anlaşmasıyla ilgili  vize meselesidir, bir diğeri mülteciler meselesidir. Mülteciler konusunda Türkiye  biliyorsunuz şu anda 3 milyon Suriyeli ve Iraklı mülteciyi kendi topraklarında  ağırlamaktadır ve yaptığımız şu ana kadar harcama, yatırım 25 milyar doların  üzerindedir. Avrupa Birliği ise bize vermiş olduğu sözleri şu ana kadar yerine  getirmemiştir. İşte bize verdiği söz, 'biz size 3 milyar dolar 2016 Temmuz’unda  vereceğiz ve 2016 sonuna kadar bir 3 milyar avro daha vereceğiz' demişlerdir,  fakat şu ana kadar bize verilen 725 milyon avrodur, 725 milyon avro. Şimdi bu  karşılıklı sadakat olmazsa, dayanışma olmazsa biz bu yükün altından nasıl  kalkarız? Ve şu anda da tabi biz elimizden gelen bütün imkânlarla bu mültecilerin  Akdeniz’de boğulmasına, Ege’de boğulmasına fırsat vermeyelim istiyoruz, elimizden  gelen her türlü gayreti göstermeye devam ediyoruz. Ama vize meselesi, bunlar hala  kaldırılmadı, bu sıkıntı hala devam ediyor. Yani Latin Amerika ülkelerine,  düşünün, Schengen noktasında imkân veren Avrupa, Türkiye gibi müzakere sürecinin  içinde olan ülkeye vermiyor, anlamakta zorlanıyoruz."

Bazı Avrupa ülkelerinin hükümetlerine Nazi benzetmesinin arkasında  olduğunu ve geçmişteki faşist Nazi uygulamalarının günümüzde de özellikle Türk  vatandaşlarına karşı devam ettiğinin altını çizen Erdoğan, "Benim Aile ve Sosyal  Politikalar Bakanımı arabanın içerisine mahkûm eden ve kendi Başkonsolosluğuna  sokmayan bir anlayış bir Nazi dayatması değil de nedir, bir faşist dayatma değil  de nedir? Benim Dışişleri Bakanıma uçuş izni vermeyen bir anlayış acaba neyle  izah edilebilir? Daha ileri gidiyorum, konuşmaya müsaade vermeyen bu bazı Avrupa  Birliği üyesi ülkeler bu davranışlarını neyle izah edecekler?" dedi.  Erdoğan, Nazi ifadesinin davranış biçimleriyle alakalı olduğunu ve bu  davranış biçimleri devam ettiği sürece bunun tanımının başka izahı olamayacağını  söyleyerek, "Mesela ibadethaneler yakılmıştır, bazı Türk dernekleri yakılmıştır,  camları kırılmıştır ve kundaklama hareketleri yapılmak suretiyle bazı Türk  soydaşlarımız bizim oralarda ölmüşlerdir. Bakın hala bir NSU davası orada devam  etmektedir. Niye Avrupa Birliği içerisinde bu değerlendirilmiyor? Almanya’ya  bunun hesabı niye sorulmuyor? Biz vatandaşlarımızın hakkını aramayacak mıyız?"  ifadelerini kullandı. Mağdur  ve mazlum duruma düşen vatandaşlarının haklarını  aramaya devam edeceklerinin altını çizen Erdoğan, bunların çifte vatandaşlık  hakkını elde etmiş Türkler olduğunu belirtti.

  "Avrupa Birliği’nin ülkeleri yeri geldiği zaman Türkiye’yi insan  hakları açısından hesaba çekiyorlar, kendilerine göre hazırladıkları raporlarda  birçok hakaretler var. Önce bir defa gidin de şu anda kundaklama hareketlerinin  yapıldığı ve terör örgütlerinin cirit attığı Avrupa Birliği üyesi ülkeleri hesaba  çekin." diyen Erdoğan, şu anda Avrupa Birliği’nin terör örgütü listesinde yer  alan PKK'nın Avrupa Parlamentosunda cirit attığını ve koridorlarda terörist  başının posterlerinin görüldüğünü ve Parlamento binasının önünde çadırlar  kurduklarını kaydetti. Bunları samimiyetsiz anlayışlar olarak gördüğünü  vurgulayan Erdoğan, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin bir kısmının bundan vazgeçmesi  gerektiğini belirtti.