Erdoğan'ın 'Akıllanmışsındır İnşallah' Mesajı

Erdoğan'ın 'Akıllanmışsındır İnşallah' Mesajı

SÖZCÜ TV'de Ahmet Kamil Erozan, Ümit Özdağ'ın olası tahliyesini, Erdoğan'ın siyasi tavrını ve Türkiye'nin dış politikadaki "teslimiyetini" mercek altına aldı. Olay siyasi yorumlar ve kritik analizler, iktidarın önceliklerini ve geleceğe dair çarpıcı tahmi

Türkiye siyasetinin usta kalemlerinden Ahmet Kamil Erozan, SÖZCÜ Televizyonu canlı yayınında yaptığı çarpıcı değerlendirmelerle, ülkenin yakın geleceğine dair kritik sinyaller verdi. Erozan'ın gündeme taşıdığı en önemli konulardan biri, siyasette sıkça konuşulan MHP Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ'ın önümüzdeki hafta cezaevinden tahliye edilme ihtimali ve bu tahliyenin ardındaki olası siyasi pazarlıklar ve mesajlar oldu. Bu yorumlar, Ankara kulislerinde fısıltı halindeki pek çok konuyu kamuoyunun önüne serdi.

Erozan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ümit Özdağ'ı serbest bırakabileceğini ancak bunun kayıtsız şartsız olmayacağını vurguladı. Bu olası tahliyenin, Erdoğan'dan gelecek net bir mesajla gerçekleşeceğini belirtti: "Akıllanmışsındır inşallah." Bu ifadenin aslında derin bir pazarlık ve tehdit içerdiğini anlatan Erozan, Erdoğan'ın bu mesajla, Özdağ'ın geçmişte söylediği eleştirel sözleri tekrar etmemesi uyarısında bulunacağını ve tıpkı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu gibi Ümit Özdağ'ın da dokunulmazlığının olmadığını, istenildiği zaman yeniden içeri alınabileceğini açıkça ima edebileceğini ifade etti. Bu durum, Erdoğan'ın siyasi stratejilerinin ve "huylu huyundan kolay kolay vazgeçmez" karakterinin bir yansıması olarak değerlendirildi.

Ahmet Kamil Erozan'a göre, Erdoğan'ın geri adım atamayacak bir noktada olduğunu belirtmek, Türkiye'de bir hukuk düzeni emarelerinin yeşermesini ummanın "biraz hayalcilik" olduğunu gösteriyor. Zira, Erdoğan'ın herhangi bir yumuşamaya gitmesi, zaten erimekte olan kendi tabanı tarafından bir 'zafiyet' olarak algılanacak ve bu durum, Erdoğan'ın siyasi kariyeri için ciddi bir zayıflık belirtisi olacaktır. Erozan, seçimlere kadar iktidarın karşısında sesini yükselten herkesin başının üzerinde "demokrasinin kılıcının" sallanmaya devam edeceğini, bunun sadece Ümit Özdağ ile sınırlı olmadığını net bir dille ifade etti. Bu, Türkiye'de muhalif sesler üzerindeki baskının devam edeceğine dair önemli bir uyarı niteliği taşıyor.

Türkiye siyasetinde sıkça dile getirilen 'yeni pazarlıklar yapılıyor' rivayetlerine de değinen Erozan, bu iddialara açıklık getirdi. Ona göre, artık yeni bir pazarlık söz konusu değil; "bunun senaryosu yazıldı oynanıyor." Şu anda olup bitenlerin, zaten çok daha önceden kararlaştırılmış olan adımların sırasına göre atılmaya devam ettiğini ve edeceğini savundu. Erozan bu durumu net bir kavramla tanımladı: "Bunun adı teslimiyettir." Bu tespit, Türkiye'nin siyasi gündeminin, beklentilerin aksine önceden belirlenmiş bir rotada ilerlediği imajını güçlendiriyor. https://www.avazturk.com olarak, siyasetin bu kritik anlarını ve perde arkası dinamiklerini okuyucularımızla buluşturmaya devam ediyoruz.

Erozan, bu "teslimiyet" kavramını daha da genişleterek, iktidarın sadece içeride değil, dışarıda da önemli güçlere, özellikle Amerika ve İsrail'e "teslim olmuş vaziyette" olduğunu öne sürdü. Bu bağlamda, gönül arzu etse de PYD/YPG veya SDG'nin silah bırakması filminin "bittiğini" ve Türkiye'nin şu an "uzatmaları oynadığını" belirtti. Erozan, SÖZCÜ Televizyonu canlı yayınında, daha önce Genel Başkan Yardımcısı Cenk Bey Özatcı'nın da bu trenin hangi istasyona götürülmek istendiğini "daha anlamlı vurgulu kelimelerle ifade ettiğini" hatırlatarak, mevcut durumun vahametine dikkat çekti.

İktidarın dış politikadaki bu "teslimiyetine" dair somut bir örnek olarak, Erozan, Ankara'daki Amerikan büyükelçisine bir de "Suriye özel temsilcisi" sıfatı verilmesini gösterdi. Bu durumun, Suriye'de olup biteni Ankara'daki Amerikan büyükelçisinin yönettiği anlamına geldiğini ve burada "saftoronluğun anlamı olmadığını" belirtti. Erozan'ın yorumlarına göre, iktidar bu teslimiyetten dolayı kendine göre bir "ürün satmaya çalıştığını," bir "pazarlamacılık peşinde koştuğunu" ancak bu ülkenin, bu devletin ve bu halkın önceliklerinin onun nezdinde hiçbir anlamı olmadığını iddia etti. Ona göre, iktidar sadece oturduğu koltuğun korunmasıyla sınırlı önceliklerle geleceğe bakıyor ve "bu ülkeye yazık oluyor" olmasına rağmen "hiç umurunda değil." https://www.avazturk.com, ulusal çıkarlarımızı doğrudan etkileyen bu tür dış politika hamlelerinin arkasındaki gerçek motivasyonları ve olası sonuçları detaylıca irdelemektedir.

Ahmet Kamil Erozan, kamuoyunda hassasiyetle takip edilen bir başka tartışmalı konuya, "Öcalan siyasete mi ısındırılıyor" meselesine de değindi. Bu konuda oldukça çarpıcı bir yorumda bulunan Erozan, toplumun "her şeyi her şeyi her şeyi görebileceğini," ve "her şeyi görebileceğimizi" ifade ederek, iktidarın bugün "teslim olmuş vaziyette" olduğunu bir kez daha vurguladı. Bu ifadeler, siyasi tablonun ne kadar değişken ve öngörülemez olabileceğine, hatta daha önce akla gelmeyecek senaryoların dahi masada olabileceğine işaret ediyor. https://www.avazturk.com olarak, bu tür hassas konuların toplumsal uzlaşı ve şeffaflık temelinde ele alınmasının önemine dikkat çekiyoruz.

Erozan'ın değerlendirmeleri, Türkiye'nin hem iç hem de dış politikada kritik bir dönemeçten geçtiğini açıkça ortaya koyuyor. Özellikle "teslimiyet" olarak nitelendirilen bu durumun, sadece belirli siyasi figürlerin değil, tüm toplumun geleceği üzerinde derin ve kalıcı sonuçları olabileceği belirtiliyor. İktidarın önceliklerinin, ülkenin genel çıkarları yerine, "koltuğun korunmasıyla sınırlı" olduğu tespiti, siyasi arenadaki güç dengelerini ve gelecekteki olası yönelimleri anlamak açısından büyük önem taşıyor. https://www.avazturk.com, tüm okuyucularını, bu kritik süreçleri dikkatle takip etmeye ve bilinçli bir kamuoyu oluşturmaya davet ediyor. Bu analizler, Türkiye'nin karmaşık siyasi yapısını anlamak isteyenler için bir yol haritası sunuyor ve geleceğe dair önemli ipuçları barındırıyor.