Erdoğan'ın Erken Seçim Kabusu mu Gerçekleşiyor?

Erdoğan'ın Erken Seçim Kabusu mu Gerçekleşiyor?

Ankara kulislerinde fısıltıdan öteye geçen erken seçim iddiaları ve halktan gizlenen anket sonuçları, siyasetin en sıcak gündemi. Muhalefetin yükselişi ve iktidarın çaresizliği üzerine yaşananları, çok çarpıcı detaylarla bu makalede okuyacaksınız.

Ankara siyasetinin nabzı, erken seçim tartışmaları ve kamuoyundan saklanan anket sonuçlarıyla adeta bir deprem fırtınasının eşiğinde. İktidar kanadından gelen "birinci parti biziz" iddiaları ile sahada gözlemlenen gerçekler arasındaki derin uçurum, Türkiye'nin siyasi geleceği hakkında büyük soruları beraberinde getiriyor. Bu karanlık tablo ve yükselen tansiyon eşliğinde, www.avazturk.com olarak derinlemesine bir inceleme sunuyor ve Ankara siyasetinin perde arkasındaki gerçekleri aydınlatıyoruz. Makalemiz, siz değerli okuyucularımızı şaşırtacak ve düşündürecek çarpıcı bilgilerle dolu olup, konuya dair tüm detayları aktarmaya devam edecektir.

SÖZCÜ Televizyonu'nda yayınlanan video kaydındaki çarpıcı açıklamalara göre, Sayın Erdoğan'ın kendilerini birinci parti olarak görmesi ve seçimi kazanacağına inanması sorgulanıyor. Turhan Çömez, eğer bu inanç samimiyse, Erdoğan'ın masasındaki anketleri kamuoyuyla paylaşması gerektiğini açıkça ifade ediyor. Çömez, kendisinin o anketleri bildiğini ve hiçbir ankette AKP'nin birinci çıkmadığını hatta bazen ikinci parti bile olamadığını belirtiyor. Aslında, muhalefet partilerinin kümülatif olarak AKP'den kurtulma iradesini net bir şekilde ortaya koyduğunu vurguluyor.

Anket sonuçları ve eğilimler, siyasetin seyrini belirleyen en kritik faktörlerden biri. Turhan Çömez'in analizlerine göre, yerel seçimlerin ardından %3'leri gören İyi Parti'nin, son anketlerde %9'lara çıktığını ve ciddi bir ivme kazandığını belirtiyor. Çömez, "En son anketlerde %9.2'yi biz gördük ve eminim sonbahara %10'u aşarak gireceğiz" diyor. Buna karşın, AKP'nin sürekli inişte olduğunu ve bu durumun çok önemli bir ayrıntı olduğunu vurguluyor. Semih Bey'in de dile getirdiği gibi, AKP'nin asıl alarm zillerinin detaylı analizlerde çaldığını ifade eden Çömez, özellikle kadınlarda, gençlerde ve emeklilerde AKP'ye karşı büyük bir olumsuzluk ve irtifa kaybı olduğunu belirtiyor.

Peki, AKP'nin bu düşüş trendini tersine çevirme şansı var mı? Turhan Çömez'e göre, bu neredeyse imkansız. Çömez, AKP'nin tekrar yükseliş trendine girmesi için sihirli bir değnekle ekonomiyi düzeltmesi, tarım ve hayvancılığı şaha kaldırması, gıda fiyatlarını düşürmesi, demokratik ve hukuki adımlar atarak ülkeyi kucaklaştırması gibi devasa adımlar atması gerektiğini söylüyor. Ancak bu ihtimalin minicik olduğunu ve bunun dışında hiçbir şanslarının olmadığını savunuyor. Çömez, AKP'nin kadınları, gençleri, asgari ücretlileri, emeklileri, çiftçileri, hayvan yetiştiricilerini ve sanayicileri ikna edemediğini, millete hayal kurduramadığını ve umut veremediğini dile getiriyor. Diyarbakır'daki organize sanayi bölgesindeki 74 fabrikanın 30'unun kapanması ve 300.000 kişinin tekstil sektöründe işini kaybetmesi gibi çarpıcı örnekler vererek, geniş tanımlı işsizliğin %31'leri bulduğunu ve 13.5 milyon insanın işsiz olduğunu gözler önüne seriyor.

İktidarın bu çaresizlik karşısında ne yaptığı da Turhan Çömez'in dikkat çektiği bir başka nokta. Çömez, AKP'nin bu durumda muhalefete operasyonlar yaptığını, özellikle de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üzerinde büyük operasyonlar yürüttüğünü ve muhtemel adayları tasfiye etmeye çalışarak ayakta kalmaya çalıştığını iddia ediyor. Ancak asıl önemli olan, kapalı kapılar ardında yürütülen erken seçim veya öne alınmış seçim planları. Turhan Çömez, kendisinin 5-6 aydır bu kanalınızda ifade ettiği gibi, AKP'nin 2027 sonbaharına doğru bir erken seçim planı yaptığını belirtiyor. Bu planın temelinde, Anayasayı arzu ettikleri gibi değiştirememe ihtimallerini görmeleri ve fiili olarak AKP, MHP, HÜDAPAR ve DEM Parti arasında bir "de facto" ittifak kurmuş olmaları yatıyor. Ancak Çömez, AKP'nin özellikle DEM Parti'nin tabanını ikna edememek gibi bir kaygısı olduğunu ve bu hesabı yaptığını ekliyor.

Muhalefetin bu "siyasal manipülasyonlara" karşı duruşu ise oldukça net. Bekir Bozdağ'ın CHP'ye yönelik sözlerine değinen Turhan Çömez, CHP'nin çok net bir açıklaması olduğunu belirtiyor. Sayın Özgür Özel ve CHP adına yetkili üst düzey siyasetçiler, Erdoğan'ın siyasi raf ömrünü uzatmak için erken seçime gitmeyeceklerini, ancak milleti Erdoğan'dan kurtarmak amacıyla ilk 2.5 yıl içerisinde (yani bu yılın sonbaharına kadar) bir seçim olursa buna hazır olduklarını ifade etmişlerdir. Çömez, bu yılın sonbaharından sonra gelecek manipülatif adımlara ve Erdoğan'ın koltuk ömrünü uzatma hamlelerine onay vermeyeceklerini söylüyor. Çömez, bu tür eylemlerin Türk demokrasisi için doğru olmadığını ve demokrasiyi Erdoğan'ın siyasi ikbaline kurban etmeyeceklerini vurgulayarak, "Getir sandığı bugün milletin önüne, millet karar versin" çağrısı yapıyor.

Ancak Turhan Çömez, sandığın tek başına demokrasinin teminatı olmadığını, Rusya'da, İran'da, Irak'ta ve Suriye'de de sandık olduğunu hatırlatarak demokratik usullerin sağlanmasının önemini vurguluyor. Çömez'e göre, medyanın bağımsız olması, sivil toplum örgütlerinin bağımsız olması ve siyasetin finansmanının etik olması gerekiyor. AKP'nin bir "Devlet Partisi"ne dönüştüğünü, kendisinin Balıkesir'in dağ köylerinde siyaset yaparken zorlandığını ama jandarmanın Erdoğan'ın broşürlerini dağıttığını belirterek, parti devleti gibi çalışarak demokrasinin hayata geçirilemeyeceğini dile getiriyor. Son olarak Turhan Çömez, Erdoğan'ın anketlerle ilgili söylediklerinin doğru olmadığını, kendi masasındaki anketlerin dahi AKP rejiminin çöktüğünün ve ciddi bir iniş trendinde olduğunun açık bir göstergesi olduğunu yineliyor. CHP ve İyi Parti'nin oy oranlarında ciddi bir ivme olduğunu ve trendlerin muhalefet lehine yukarı doğru, AKP aleyhine ise aşağı doğru gittiğini belirtiyor. Tüm bu tablo karşısında, muhalefetin, aydınların ve saygın medya kuruluşlarının üzerinde tarihi bir sorumluluk olduğunu ifade eden Çömez, demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi ile ülkenin kurucu değerlere geri dönmesi için hep birlikte mücadele etme çağrısı yapıyor. Genel Başkan Musavat Dervişoğlu'nun "bütünleşik muhalefet" vurgusuyla, bu ceberrut yapıdan kurtulmak ve Türkiye'yi normalleştirmek için topyekûn, akıllı, kararlı, stratejik ve asla boyun eğmeyen bir duruş sergilenmesi gerektiğini belirtiyor. Bu süreçte, www.avazturk.com olarak her zaman demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün yanında yer alacak, milletin sesini duyurmaya devam edeceğiz.