Türkiye, yaz aylarının kavurucu sıcağında orman yangınlarıyla boğuşurken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yangınla mücadelede pek çok ülkeden iyiyiz” sözleri, sadece dört gün içinde bağımsız bir raporla çürütüldü. Halk TV’nin haberine göre, Akdeniz bölgesinde son bir ayda en çok orman alanını kaybeden ve yangınla mücadelede en düşük bütçeyi ayıran ülkenin Türkiye olduğu ortaya çıktı. Bu çarpıcı gerçek, kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, vatandaşlar ve uzmanlar, yangınla mücadeledeki eksiklikleri sorgulamaya başladı. Peki, bu rapor neler söylüyor ve Türkiye’nin ormanları neden yanıyor? Bu soruların cevabını öğrenmek için makalenin devamını okumaya devam edin.

28 Temmuz 2025’te, Erdoğan’ın Antalya’daki bir etkinlikte sarf ettiği, “Türkiye, orman yangınlarıyla mücadelede Avrupa’nın en güçlü ülkelerinden biri” sözleri, hükümetin yangın politikalarına dair olumlu bir tablo çiziyordu. Ancak, 1 Ağustos’ta yayımlanan bağımsız bir rapor, bu iddiaları adeta yerle bir etti. Avrupa Orman Yangınları Bilgi Sistemi (EFFIS) verilerine dayanan raporda, Türkiye’nin Temmuz 2025’te Akdeniz ülkeleri arasında orman kaybında birinci sırada yer aldığı belirtildi. Rapora göre, son bir ayda 12.500 hektar orman alanı kül olurken, yangınla mücadele bütçesinin GSYİH’ye oranı %0,03 ile Yunanistan (%0,12) ve İspanya (%0,09) gibi ülkelerin gerisinde kaldı. Bu verilerin detaylarını anlamak için okumaya devam edin.

Yangınların yoğunlaştığı bölgeler arasında Bursa, Karabük ve Muğla öne çıkıyor. Halk TV’nin aktardığına göre, Bursa Orhaneli’deki yangın dört gündür kontrol altına alınamazken, Karabük’teki yangına müdahale için sadece bir helikopter görevlendirildi. Vatandaşlar, sosyal medyada #OrmanlarımızYanıyor etiketiyle tepkilerini dile getirirken, “Uçak yok, müdahale yetersiz” iddiaları gündeme geldi. Ancak, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), 28 Temmuz’da yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 27 yangın söndürme uçağı, 105 helikopter ve 14 İHA ile Avrupa’nın en hazırlıklı ülkelerinden biri olduğunu savundu. Bu çelişkili açıklamaların ardındaki gerçeği öğrenmek için okumaya devam edin.

Rapor, yangınların çıkış nedenlerine de ışık tuttu. EFFIS verilerine göre, Türkiye’deki yangınların %98’i insan kaynaklı. Piknik ateşleri, sigara izmaritleri ve sabotaj iddiaları, yangınların başlıca tetikleyici faktörleri arasında. Temmuz 2025’te Cizre’de 50,5 dereceyle kırılan sıcaklık rekoru, düşük nem ve rüzgâr gibi doğal koşullar da yangınların kontrol altına alınmasını zorlaştırıyor. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 30 Haziran’da yaptığı açıklamada, “342 yangın çıktı, 6’sı devam ediyor. Vatandaşlarımız ateş yakmasın,” diyerek uyarılarda bulundu. Ancak, uzmanlar, yangınların uzun sürmesinin sadece doğa koşullarıyla değil, müdahale eksiklikleriyle de ilgili olduğunu vurguluyor. Bu eleştirilerin detaylarını keşfetmek için okumaya devam edin.

Yangınla mücadelede kullanılan hava araçları da tartışma konusu. DMM, Air Tractor AT-802FF FireBoss uçaklarının Avrupa’da yaygın olarak kullanıldığını ve etkili olduğunu belirtirken, gazeteci Fatih Altaylı, bu uçakların tarımsal ilaçlama için tasarlandığını ve yangın söndürmede yetersiz kaldığını iddia etti. DMM, bu iddiaları “dezenformasyon” olarak nitelendirerek yalanladı. Ancak, sahadan gelen görüntüler, bazı bölgelerde hava müdahalesinin sınırlı olduğunu gösteriyor. Örneğin, Muğla’da yaşayan bir vatandaş, X platformunda, “Saatlerdir yangın sürüyor, sadece bir helikopter gördük,” paylaşımı yaptı. Bu çelişkilerin ve sahadaki durumun gerçekliğini anlamak için okumaya devam edin.

Yangınların sosyo-ekonomik etkileri de alarm verici. Orman köylerinde yaşayan vatandaşlar, geçim kaynaklarını kaybederken, turizm bölgelerindeki yangınlar sektörü olumsuz etkiliyor. Ekolog Dr. Cihan Erdönmez, Halk TV’ye yaptığı açıklamada, “Orman kaybı, sadece ağaçların yanması değil; biyolojik çeşitliliğin, su kaynaklarının ve karbon döngüsünün zarar görmesi demek,” dedi. Erdönmez, Türkiye’nin yangın önleme yatırımlarını artırması gerektiğini vurguladı. Öte yandan, muhalefet, hükümetin yangın politikalarını sert bir dille eleştiriyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Ormanlarımız yanıyor, hükümet seyrediyor. Bütçe Saray’a değil, yangın söndürme uçaklarına harcanmalı,” dedi. Bu eleştirilerin yankılarını öğrenmek için okumaya devam edin.

Hükümet cephesinden gelen açıklamalar, yangınla mücadelede yeterli kaynakların kullanıldığını savunsa da, sahadaki durum farklı bir tablo çiziyor. AFAD, 27 Temmuz’da, yangınlarla mücadelede 5.400 personel, 119 hava aracı ve 1.537 kara aracı görev yaptığını duyurdu. Ancak, yerel yönetimler ve gönüllüler, özellikle kırsal bölgelerde koordinasyon eksikliklerinden şikayetçi. Bursa’da bir itfaiye gönüllüsü, “Ekipman eksik, gece müdahalesi yetersiz,” diyerek yaşanan zorlukları dile getirdi. Yangınla mücadeledeki bu aksaklıkların detaylarını ve vatandaşların tepkilerini anlamak için okumaya devam edin.

Türkiye’nin orman yangınlarıyla mücadelesindeki bu çelişkiler, hem hükümetin hem de bağımsız raporların sunduğu verilerle daha da karmaşık hale geliyor. Daha fazla bilgi için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Ancak asıl gerçek şu: Türkiye, ormanlarını korumak için daha fazla kaynak, daha iyi koordinasyon ve daha şeffaf bir yönetim anlayışına ihtiyaç duyuyor. Erdoğan’ın övgüyle bahsettiği mücadele kapasitesi, sahadaki yetersizlikler ve bağımsız raporların çarpıcı verileriyle gölgeleniyor. Önümüzdeki dönemde, bu eksiklikler giderilmezse, Türkiye’nin yeşil mirası daha büyük tehlikelerle karşı karşıya kalabilir.