Erdoğan'ın 'Yeni İktidar Oyunu' Deşifre Oldu: DEM Parti Sinyali, Otoriter Rejim Riski ve Kritik Tarih!

Erdoğan'ın 'Yeni İktidar Oyunu' Deşifre Oldu: DEM Parti Sinyali, Otoriter Rejim Riski ve Kritik Tarih!

Gazeteci Savaş Genç, Türkiye siyasetindeki son gelişmeleri ve Erdoğan'ın "baş döndürücü oyun kurucu" karakterini analiz etti. DEM Parti ile potansiyel anayasa değişikliği, CHP'ye kayyım atanma söylentileri ve Türkiye'deki otoriterleşme riskine dair...

Türkiye Nereye Gidiyor? Savaş Genç'ten Erdoğan'ın Güç Hamlelerine Derinlemesine Bakış!

Gazeteci ve yazar Savaş Genç, sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın zor zamanlardan geçtiğini belirterek analizine başladı. Otoriter liderlere karşı verilen demokrasi mücadelesini, insanoğlunun savaşların ve çatışmaların acısını unutmasına bağlayan Genç, yeni nesillerin daha milliyetçi, popülist, "halk dalkavukluğu" yapan ve evrensel değerler yerine milli değerleri ön plana çıkaran liderlere destek verdiğini söyledi. Bu durumun, hayatında tek bir bilimsel makale okumamış liderlerin akademisyenler, üniversiteler, kurumlar ve hatta demokrasinin üstünde tepinmesine yol açtığını savundu. Özellikle ABD'nin başına Trump'ın geçmesiyle uluslararası ilişkilerde evrensel değerler ve hukuk yerine "Önce Amerika" anlayışının ön plana çıktığını, Trump'ın açıkça diktatörleri bile "Bana ne vereceksin?" diye sorgulayarak destekleyebileceğini belirtti. Bu durumun, geçmişte defalarca felakete sürüklemiş milli devletlerin ön plana çıkma hastalığının yeni bir tezahürü olduğunu söyledi.

Sosyalist Enternasyonal Toplantısı ve DEM Parti'den Gelen Kritik Sinyal

Bu küresel tablonun ortasında, Özgür Özel'in ikinci başkanı olduğu Sosyalist Enternasyonal'in Türkiye'de toplandığını hatırlatan Genç, toplantının her açıdan çok önemli olduğunu vurguladı. Özgür Özel'in, Livaneli'nin ve özellikle Gazze'deki drama susmayan Avrupa'nın aksine her şeyi göze alarak Filistinlilerin yaşam hakkını savunan İspanya Başbakanı Sanchez'in konuşmalarının altını çizdi. Sanchez'in konuşmasında demokrasiyi savunmak için ağır bedeller ödendiğini, yoldaşların hala hapiste olduğunu ve onların yanında olduklarını söylemesinin, açıkça Ekrem İmamoğlu'na destek veren bir konuşma olduğunu belirtti.

Ancak toplantıdaki asıl dikkat çekici olayın, hazırlanan "Free İmamoğlu" (Özgür İmamoğlu) yazılı pankartların katılımcılar tarafından kaldırılması sırasında yaşandığını söyledi. Savaş Genç, Sosyalist Enternasyonal'e katılan herkesin pankartları kaldırdığını, ancak DEM Partisi temsilcilerinin pankartları kaldırmadığını gözlemlediğini ifade etti.

Genç'e göre, bu durum Erdoğan'ın önümüzdeki dönemde kurduğu "oyunun" ilk işaret fişeğiydi. DEM Partisi temsilcilerinin bu hareketi, hem barış sürecine (Öcalan sürecine) zarar gelmesin hem de Erdoğan'ı kızdırmayalım tedirginliğinden kaynaklanıyordu. Değerleri en güçlü savunulan platformlardan biri olan Sosyalist Enternasyonal'de bile DEM Partisi'nin Erdoğan'a "Bakın senin yanındayız, seni kızdıracak hiçbir şey yapmıyoruz, bize güvenebilirsin" mesajını yolladığını öne sürdü.

Erdoğan'ın Baş Döndürücü Oyun Kurucu Karakteri: Dün Nefret Kusuyordu, Bugün Yanına Alıyor

Savaş Genç, bu durumun Erdoğan'ın siyasi karakterinin bir yansıması olduğunu savundu. Bir önceki seçimde DEM Partisi'ni ve Kürtleri adeta PKK ve terörle ilişkilendirerek, montaj kasetler ve nefret söylemi üzerinden iktidarını pekiştiren Erdoğan'ın, şimdi bir sonraki seçime DEM Partisi ile birlikte hazırlandığını iddia etti. Erdoğan'ın "baş döndürücü oyun kurucu karakteri"nin bu olduğunu, bir dönem müttefik olduğunu sonra boğabileceğini, boğduğunu ise yanına müttefik olarak alabileceğini söyledi.

Bu hamlenin devam edeceğe benzediğini belirten Genç, DEM Partisi ile birlikte parlamentoda bir anayasa değişikliği yapılacağının görüldüğünü ifade etti. Anayasa değişikliği için gerekli olan 400 milletvekili sayısının bulunup bulunamayacağı tartışmaları olduğunu ancak iktidarın elinde "para pul, korku, Silivri, yargı gibi" o kadar güçlü enstrümanlar olduğunu ki, 400'ü bulduklarında şaşırmamak gerektiğini dile getirdi.

DEM Parti Tabanı ve Erdoğan'ın Hesabı

Savaş Genç, DEM Partisi seçmeninin durumunu da değerlendirdi. Türkiye'de Erdoğan aşkı neyse Erdoğan nefretinin de o olduğunu, Erdoğan'ı sevenlerin nasıl yanından ayrılmıyorsa, mesafeli duran, nefret edenlerin de boynuna yular taksan oraya çekilemeyeceğini söyledi. Stratejik olarak DEM Parti tabanının bir kısmının, "kendi haklarımızı alacağız" motivasyonuyla veya Öcalan'ın ricasıyla böyle bir ittifaka dışarıdan destek verebileceğini belirtti. Ancak katiyetle emin olduğu bir şeyin ise, en az DEM Parti tabanının yüzde 50'sinin böyle bir ittifakın payandası olmayacağı olduğunu vurguladı.

Savaş Genç'e göre, Erdoğan'ın hesabı DEM Partisi tabanı üzerinden değil, DEM Partisi'nin parlamentodaki gücü üzerinden. Erdoğan'ın onlarla birlikte anayasa değiştirebileceği, adım atabileceği bir projenin içinde olduğunu, DEM Partisi'nin pankart kaldırmamasının da masum bir hareket olmadığını, bu durumun "işte biz sizin yanınızdayız" mesajı verdiğini yineledi. Bu bağlamda, DEM Partisi yöneticilerinin Selahattin Demirtaş için aynı güçlü mücadeleyi maalesef vermediğini ve Demirtaş'ın çoktandır güçlü bir şekilde gündemlerinde olmadığını üzülerek belirtti.

CHP'ye Kayyım İddiası: Otoriterleşme Mührü mü?

Savaş Genç'in ele aldığı bir başka önemli konu ise, yandaş medyada konuşulan ve 26 Mayıs'ta Cumhuriyet Halk Partisi'ne kayyım atanabileceği ile Kılıçdaroğlu'nun tekrar CHP'nin başına getirilebileceği yönündeki iddialardı. Bu iddia için "Ne kadar doğru bilmiyorum, 26 Mayıs'a çok az kaldı" diyen Genç, ancak eğer CHP'ye kayyım atanırsa, bunun tam bir "otoriterleşme mührü" olacağını söyledi.

Genç'e göre Erdoğan'ın planı şuydu: Bir Orta Asya tipi cumhuriyet kurmak. Bu rejimde, içerideki parti ve liderlerin, muhaliflerin tamamı sadece rejimi meşrulaştıran rollere sahip olacak, iktidara gelmek, kazanabilecek adayları göstermek gibi hiçbir iddiaları olmayacaktı. Savaş Genç, Erdoğan'ın çevresindekilerin de ikiye ayrıldığını düşündüğünü belirtti: Bir kısmı parlamenter sisteme dönüp ülkeyi normalleştirmeyi isterken, diğer kısmı tam otoriter bir rejim kurup herkesi "dümdüz etme" peşindeydi.

Genç, Cumhuriyet Halk Partisi'ne kayyım atanması kararının, işte bu tam teşekküllü bir otoriter rejim, Orta Asya tipi bir rejim inşa etme kararının verildiğinin bir işareti olacağını savundu. Buradan geri dönüş olmayacağı gibi, Erdoğan için yolu çok kısaltan, inanılmaz bir hamleye dönüşebileceğini, şayet netice alabilirlerse ekledi.

Öcalan Affı, PKK Hamlesi ve İktidar Oyunu

Savaş Genç, Öcalan affı ve PKK'nın silah bırakma hamlesi gibi gelişmelerin de içerideki bu iktidar oyunuyla alakalı olduğunun bu hamleyle (DEM Parti ile yakınlaşma sinyali) daha net bir şekilde görüldüğünü söyledi. Erdoğan'ın, bir önceki seçimde adeta nefret kusarak iktidarını perçinlediği Kürtleri ve DEM Partisi'ni şimdi diğer tarafına alıp onların omuzuna basarak iktidar yolunda yükselmek istediğini, oyununu bu şekilde kurduğunu belirtti.

Savaş Genç'in analizleri, Türkiye siyasetinde önemli bir kırılmanın eşiğinde olunduğuna işaret ediyor. DEM Parti'nin konumu, potansiyel anayasa değişiklikleri ve CHP üzerindeki kayyım söylentileri, ülkenin gelecekteki yönetim biçimi ve siyasi dengeleri üzerinde belirleyici rol oynayabilecek gelişmeler olarak öne çıkıyor.