Eski AKP'li Vekil Ahmet Hamdi Çamlı'nın 'Kanlı Darbe' İfadeleriyle Gündem Sarsılırken Herkes Şokta!

Eski AKP'li Vekil Ahmet Hamdi Çamlı'nın 'Kanlı Darbe' İfadeleriyle Gündem Sarsılırken Herkes Şokta!

Eski AKP Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı'nın Cumhuriyet'in kuruluşunu "kanlı darbe" olarak nitelediği skandal paylaşımı ülkeyi ayağa kaldırırken, bu ifadeler hakkında saatler sonra bile soruşturma açılmaması büyük tepki topluyor; bu korkunç gelişmelerin...

Türkiye'nin siyasi gündemi, son dönemde yaşanan gelişmelerle adeta alev almış durumda. Ülkenin dört bir yanında yankılanan bir skandal, milyonların zihninde büyük bir soru işareti bırakırken, gözler hala bu akıl almaz olayın sonuçlarına çevrilmiş durumda. Tarihin sayfalarında derin izler bırakan bir dönemi hedef alan bu cüretkar sözler, kamuoyunda infiale neden olurken, resmi makamlardan gelen tepkinin yetersizliği veya hiç gelmeyişi, tartışmaları daha da derinleştiriyor. Bu makalede, ülkenin en kritik değerlerinden birine yapılan bu alçakça saldırının tüm detaylarını, bu olayın ardındaki sessizliği ve bu durumun toplumsal yansımalarını adım adım inceleyeceğiz. www.avazturk.com olarak edindiğimiz son dakika bilgilerle, bu olayın sadece bir sosyal medya paylaşımından ibaret olmadığını, derinlemesine politik bir hesaplaşmanın sinyallerini taşıdığını sizlere aktarmaya devam edeceğiz. Okumaya devam edin, çünkü bu haber, sadece dünümüzü değil, geleceğimizi de derinden etkileyecek bir gerçeği gözler önüne seriyor!

Gündeme bomba gibi düşen bu skandalın baş aktörü, kamuoyunda "Yeliz" lakabıyla bilinen eski AKP Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı oldu. Çamlı, sosyal medya platformunda yaptığı bir paylaşımda, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yılı olan 1923'ü "kanlı darbe" olarak nitelendiren ifadelere yer verdi. Tam olarak şu sözleri kullandı: “Kadim bir geçmişe sahip Aziz Millet ve Büyük Devlet, kanlı 1923 darbesiyle hesaplaşmadan ve helalleşmeden, Yeni, Terörsüz ve Büyük Devlet yolunda ilerleyemez..! Bir düdük çalıp, yeni, onurlu ve beyaz bir sayfa açılmalıdır..!”. Bu paylaşım, sponsorlu içerik olarak Instagram üzerinden de yayımlandı ve geniş kitlelere ulaştı. Cumhuriyet'in ilanını hedef alan bu skandal ifadeler, doğal olarak büyük bir tepki dalgasına neden oldu ve sosyal medyada hızla yayılarak ülkenin gündemine oturdu.

Ancak olayın en çarpıcı ve belki de en endişe verici yanı, bu skandal paylaşımın üzerinden saatler geçmesine rağmen Ahmet Hamdi Çamlı'nın Cumhuriyet'i hedef alan bu sözleri hakkında herhangi bir inceleme veya soruşturma başlatılmamış olmasıydı. Kamuoyundan gelen yoğun tepkiye rağmen, beklenen yasal adımların atılmaması büyük bir hayal kırıklığı ve öfkeye yol açtı. Saray'dan ise üstü kapalı bir açıklama geldi. AKP Sözcüsü Ömer Çelik, X (eski adıyla Twitter) platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, Çamlı'nın ifadelerini doğrudan eleştirmese de, "Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır" ifadelerini kullanarak, isim vermeden Çamlı'nın sözlerine göndermede bulundu. Çelik'in bu dolaylı tepkisi, kamuoyunda yeterli bulunmazken, olayın ciddiyetine uygun düşmeyen bir tutum olarak yorumlandı.

Bu tür bir açıklamanın, ülkenin temel değerlerine yönelik bir saldırı karşısında gösterilmesi gereken kararlı duruşla ne kadar bağdaştığı sorgulanırken, Cumhuriyet'in kurucu değerlerine karşı yapılan bu pervasız çıkışın cezasız kalması ihtimali, pek çok kesimde derin bir endişe yaratıyor. Halkın vicdanında büyük yara açan bu olay, sadece bir "tweet" olarak görülemez; aksine, ülkenin geçmişiyle hesaplaşma adı altında geleceğine gölge düşürme çabası olarak algılanmaktadır. Doların 40,00 TL, Euro'nun 46,95 TL olduğu bu ekonomik çalkantılı dönemde, ülke gündeminin bu denli hassas ve bölücü bir konuyla meşgul edilmesi, halkın asıl sorunlarından dikkatleri uzaklaştırma çabası olarak da yorumlanabilir.

Tüm bu yaşananlar ışığında, akıllara tek bir soru geliyor: Ülkenin kurucu değerlerine böylesine aleni bir saldırı karşısında neden bu kadar sessiz kalınıyor? Ahmet Hamdi Çamlı'nın "kanlı 1923 darbesi" ifadesiyle kastettiği şey, sadece bir dönem eleştirisi midir, yoksa Cumhuriyet'in varlığına yönelik bilinçli bir meydan okuma mıdır? Bu soruların cevabı, sadece hukuki süreçlerle değil, aynı zamanda siyasi ve toplumsal sorumlulukla da yakından ilişkilidir. İşte bu noktada, www.avazturk.com olarak altını çizmek isteriz ki; Cumhuriyet'in ilanını "kanlı darbe" olarak nitelendiren bu skandal paylaşım, kamuoyu nezdinde büyük bir infial yaratmasına ve AKP Sözcüsü'nden dahi üstü kapalı bir tepki almasına rağmen, eski bir milletvekili hakkında hiçbir resmi inceleme veya soruşturma başlatılmaması, bu olayın basit bir gaf olmaktan çok öte, Türkiye'nin siyasi geleceği hakkında derin endişeler uyandıran, çok daha büyük ve karanlık bir senaryonun sadece başlangıcı olduğunu göstermektedir!