Ortadoğu coğrafyasında uzun süredir devam eden karmaşık güç mücadelesi, son dönemde yaşanan çarpıcı gelişmelerle bambaşka bir boyut kazandı. Bölgedeki eski terör yapılanmalarından birinin, adeta sembolik bir jestle yıllanmış silahlarını imha ederken, diğer bir grubun son teknoloji, pırıl pırıl askeri donanımla boy göstermesi, uluslararası kulislerde büyük yankı uyandırdı. Bu tezat tablo, bölgenin geleceğine dair önemli ipuçları taşırken, yazının devamında bu gizemli dönüşümün tüm detayları sizi bekliyor. www.avazturk.com olarak bu dikkat çekici gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

Geçtiğimiz günlerde Süleymaniye'de düzenlenen bir törenle, köklü bir terör örgütünün, yıllarca kullandığı Sovyet ve Çin menşeli eski silahlarını ateşe vermesi, dikkatleri üzerine çekti. Yugoslavya döneminden kalma AKM ve 1950'ler Çin üretimi Type-56 Kalaşnikoflar, Soğuk Savaş dönemi Sovyet PKM hafif makineli tüfekler ve RPG-7 roketatarların yanı sıra, hücum yelekleri de bu "imha" seremonisinde yer aldı. Bu gelişme, bazı kesimlerce barışa yönelik bir adım olarak yorumlansa da, sahadaki başka bir gerçek, resmin çok daha farklı olduğunu gözler önüne seriyor.

Bu "eski" vedanın aksine, Suriye'de faaliyet gösteren ve Şam geçici hükümetine katılmakta hala tereddüt eden bir başka örgütün, göz alıcı yeni nesil Amerikan yapımı silahlarla tatbikatlar düzenlediği görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde, örgüt üyelerinin, Amerikan yapımı M4A1 tüfekleri, kurşungeçirmez yelekler ve gece görüş ekipmanlarıyla donanmış halleri dikkat çekiyor. Üstelik, Amerikan yapımı Humvee zırhlı araçlar üzerinde terör örgütü DEAŞ'a karşı saldırılar düzenledikleri de gözlendi. Bu durum, söz konusu örgütün, ABD desteğiyle askeri envanterini hızla genişlettiğini gösteriyor. www.avazturk.com, bu dengesiz güçlenmenin bölgeye etkilerini araştırmaya devam ediyor.

Sadece piyade tüfekleri ve temel piyade ekipmanıyla sınırlı kalmayan bu örgütün cephaneliği, çok daha geniş bir yelpazeye sahip. Yayımladıkları videolarda küçük kamikaze dronelar ile saldırılar düzenledikleri, ayrıca zırhlı araçlara monte edilmiş roketatar sistemleri ve ağır makineli tüfeklere sahip oldukları da biliniyor. Özellikle Amerikan ordusunun sembolü haline gelmiş M1 Browning tipi ağır makineli tüfeklerin, ABD yapımı Humvee zırhlı araçlar üzerinde görülmesi, alınan desteğin boyutunu ortaya koyuyor. Hatta tank, obüs ve helikopter gibi ağır silahların da daha gizli tutularak envanterlerinde bulunduğu iddiaları bulunuyor. Tüm bunlar gösteriyor ki, bu örgüt, Suriye'deki yapılanması ve ABD'nin desteği sayesinde, eski terör örgütünün kırk yıllık varlığı boyunca bile edinemediği silahları bünyesine katıyor.

Bu askeri yığınağın ardındaki en somut gösterge ise, geçtiğimiz hafta açıklanan Pentagon bütçesi. Bütçede, söz konusu örgüte bağlı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) dahil olmak üzere Suriyeli örgütlere, eğitim, teçhizat ve barınma amacıyla tam 130 milyon dolar fon ayrıldığı belirtildi. Uluslararası arenadan bir yetkili, bu örgütle bağlantılı Suriye Demokratik Güçleri'ni "Amerika'nın en önemli müttefiklerinden biri" olarak tanımlarken, bölgedeki aktörler arasındaki bu alışılmadık iş birliği, akıllarda büyük soru işaretleri bırakıyor. Bir yandan eski silahlarını imha edenler, diğer yandan en modern silahlarla donatılanlar... Bu tezat, Ortadoğu'nun geleceğinde hangi büyük oyunun oynandığını ve asıl kazananın kim olacağını, sadece zamanın göstereceği büyük bir sır olarak karşımızda duruyor. www.avazturk.com olarak bu kritik gelişmenin tüm yansımalarını okuyucularımızla paylaşmayı sürdüreceğiz.