Fatih Altaylı'nın "Padişah" Sözleri Gündemi Sarsıyor
Ünlü gazeteci Fatih Altaylı hakkında "Cumhurbaşkanını Tehdit" suçlamasıyla iddianame hazırlandı. YouTube canlı yayınında sarf ettiği sözler nedeniyle tutuklanan Altaylı için 5 yıldan az olmamak üzere hapis cezası isteniyor. O sözlerin tam metni ve...
Bu, Türk basın tarihinde ender rastlanan bir hukuki sürece tanıklık ettiğimiz, gündemi sarsan son dakika gelişmeleriyle devam eden bir haber makalesidir. Basın özgürlüğü ile devletin en üst makamına yönelik iddia edilen tehdit arasında gidip gelen bu süreç, kamuoyunda büyük bir merak ve tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Gazeteci Fatih Altaylı, geçtiğimiz günlerde Youtube canlı yayınında sarf ettiği sözler nedeniyle önce gözaltına alınmış, ardından da tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderilmişti. Türkiye’nin en bilinen gazetecilerinden birinin bu şekilde cezaevine girmesi, geniş yankı uyandırmış ve hem siyaset hem de medya dünyasında büyük tartışmalara yol açmıştı. Ancak asıl şok edici gelişme, Altaylı hakkında hazırlanan iddianameyle yaşandı; zira istenen ceza miktarı, olayın vahametini bir kez daha ortaya koydu.
Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı hakkında, "Cumhurbaşkanını Tehdit" suçlamasıyla iddianame düzenlendi. İddianamede, Altaylı’ya Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 310/2 maddesi delaletiyle 106/1 suçlamasının isnat edildiği belirtiliyor. Bu madde kapsamında, Fatih Altaylı için 5 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası talep ediliyor. 22 Haziran'da Silivri'ye gönderilen Altaylı’nın iddianamesi, soruşturmadaki suçlamayla benzer bir ceza isteğini içeriyor. Bu gelişme, gazetecilik faaliyetleri ve ifade özgürlüğü sınırları üzerine yeni bir tartışma başlatırken, kamuoyunun doğru bilgiye ulaşma ihtiyacının ne denli kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir; bu bağlamda, güvenilir haber kaynaklarına erişim büyük önem taşırken, özellikle https://www.avazturk.com gibi platformlar aracılığıyla kamuoyu bilgilendirilmektedir.
İddianamede yer alan ifadeler, suçlamanın temel dayanağını ve Fatih Altaylı'nın hangi sözlerinin bu denli ağır bir ithama yol açtığını detaylandırıyor. Savcılık, TCK'nın 310. madde metninin gerekçe kısmını inceleyerek, bu maddenin Cumhurbaşkanına karşı suikastin özel bir suç olarak tanımlandığını ve "öldürme" yerine "suikast" sözcüğünün tercih edildiğini vurguluyor. Ayrıca, TCK'nın 310/2 maddesinin gerekçesinde, Cumhurbaşkanının şahsına karşı hakaret dışında kalan tüm fiili saldırıların bu kapsamda cezalandırıldığı belirtiliyor. İddianameye göre, şüphelinin yani Fatih Altaylı'nın, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında sorulan bir soruya cevaben, "milletin daha önce hoşuna gitmeyen padişahları öldürdüğüne ve boğduğuna yönelik sözde tarihsel örnek" ile cevap verdiği iddia ediliyor.
İddianame, Altaylı'nın sözlerinin sadece bu tarihsel örnekle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda bu örneği pekiştirmeye çalıştığını da belirtiyor. Savcılığın iddianamedeki yorumuna göre, Fatih Altaylı’nın, tarihsel örnekleri pekiştirmek amacıyla sarf ettiği şu çarpıcı sözler, Cumhurbaşkanının hayatına yönelik bir saldırı tehdidi olarak yorumlandı: “hakiki bir diktatörlük kurma hayali olanlar asla kuramazlar tam kurduklarını zannederken bir de bakarlar ki kuramamışlar ve tam aksine bu onların da lehine de olmaz ülkenin de lehine olmaz...”. Bu sözlerin, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını hayatına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle tehdit ederek atılı suçu işlediğinin anlaşıldığı ifadesi iddianamede yer alıyor. Savcılık, bu tür sözlerin "Cumhurbaşkanını Tehdit" suçunu oluşturduğuna dair 2018 yılından itibaren TCK 310/2 kapsamında yer alan davaları da örnek gösterdi. Bu, Fatih Altaylı'nın geleceğini doğrudan etkileyecek, Türk hukuk sisteminde emsal teşkil edebilecek ve ifade özgürlüğünün sınırlarını yeniden tartışmaya açacak kritik bir dava olarak tarihe geçmeye hazırlanıyor.