Fenerbahçe'de Seçim Korkusu Mu? Başkan Adayından Kritik Çağrı: "Taraftar Bu İşin Sahibi!"

Fenerbahçe'de Seçim Korkusu Mu? Başkan Adayından Kritik Çağrı: "Taraftar Bu İşin Sahibi!"

Fenerbahçe Başkan Adayı Hakan Bilal Kutlualp, olağanüstü genel kurul sürecindeki tartışmaları değerlendirdi. Yönetimin seçimden kaçtığını iddia eden Kutlualp, imza kampanyasının önemini ve kulübün geleceği için radikal kararların gerekliliğini vurguladı.

Fenerbahçe'de Olağanüstü Genel Kurul Tartışmaları Büyüyor: Kulüp Seçimden mi Kaçıyor?

Fenerbahçe Spor Kulübü'nde olağanüstü genel kurul kararı alınması yönündeki tartışmalar ve imza kampanyası gündemdeki yerini koruyor. Başkan adayı Hakan Bilal Kutlualp, SÖZCÜ Televizyonu'na verdiği özel röportajda, kulüp yönetiminin genel kurulu ertelemek ve seçimden kaçmak için "sürekli buluşlar yaptığını" iddia ederek çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Kulüp tarafından Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne gönderildiği iddia edilen ve aidatını yatıran üyeler yerine toplam üye sayısının baz alınabileceğini belirten yazı, gündeme bomba gibi düştü. Hakan Bilal Kutlualp, bu yazının kulüpten resmi olarak açıklanmadığını ancak yazıldığını bildiğini belirtti. Kutlualp, yönetimin tüzükte yer alan "aidatını yatırmış üyelerin beşte biri imza verirse olağanüstü genel kurul kararı alınır" maddesine, çaresiz kalınca sarıldığını ifade etti. Ona göre, yönetimin tek motivasyonu seçimin yapılmaması, çünkü yapılırsa "kaybederiz diye korkuyorlar".

İmza Kampanyası: Taraftarın Gücü ve Beklenen Sayı

Hakan Bilal Kutlualp, kendisinin de bağımsız olarak imza kampanyasına destek verdiğini ve "30 milyondan bir kişi" olduğunu vurguladı. İmza teslim sürecini özellikle beklettiklerini çünkü yönetimin gerekli üye sayısını açıklamasını istediklerini dile getiren Kutlualp, bu bilginin gelmesiyle imzaların hızla teslim edileceğini belirtti. Fenerbahçe'nin geleceğini kurtarmak için 20.000 imzaya ihtiyaç olduğunu vurgulayan başkan adayı, taraftarın memnun olmadığı yerde vekaleti elinde bulunduran kongre üyelerinin de memnun olmasının düşünülemeyeceğini söyledi.

Kulübün başlangıçta 229 imza beyannamesi olduğunu açıklaması ve ardından düzeltmesiyle ilgili olarak Kutlualp, bu 229 imzanın bağımsız Fenerbahçeliler tarafından, mevcut başkanın 26 Nisan'da seçim yapmayacağını açıklamasından duyulan hoşnutsuzluk üzerine kendiliğinden gönderilen imzalar olduğunu belirtti. Kulübün bu sayıyı hızlıca açıklamasının, imza kampanyasının küçük olduğu algısını yaratma amacı taşıdığını düşündüğünü ifade etti.

İmza vermekten çekinen kongre üyelerine de mesaj gönderen Kutlualp, birlik olunduğunda kimsenin bir şey yapamayacağını, imza vermenin "başkanı gönderme operasyonu" değil, tüzükte yazan demokratik bir enstrümanı çalıştırmak olduğunu vurguladı. "Fenerbahçe taraftarı bir test yapalım, bir röntgen çekelim" felsefesiyle hareket edildiğini, kulübün "sağlığının bozulduğunu" ve "bir röntgen daha" (güven oyu) gerektiğini söyledi.

Seçim Tarihi ve Transfer Hamleleri: Yönetimin Amacı Ne?

Mevcut yönetimin seçim için Eylül ayını işaret etmesi üzerine Hakan Bilal Kutlualp, bunun zaten beklenen bir durum olduğunu ve daha erken bir seçimin niyet edilmediğini belirtti. Hatta bakanlık yazısı yokken veya Nisan ayında aidatını yatırmış 42.000 üye varken de seçimin erkene alınma ihtimali olmadığını ekledi. Yönetimin imzaları inceleme sürecini kasten uzatabileceğini, böylece kongrenin Temmuz sonuna, yani yaz ortasına kalacağını ve katılımın düşük olacağını hesapladıklarını iddia etti.

Kutlualp'e göre bu ertelemenin tek faydası, yönetimin taraftarı "mutlu edecek" panik transferlerle kulübün havasını değiştirmeye çalışması. Yönetimin 7 yılda (84 ayda) 105 oyuncu transfer ederek yapamadığını, 3 ay daha verilerek 4-5 transferle yapabileceğine inandıklarını belirten Kutlualp, bunun "büyük bir risk" olduğunu ancak hemen seçime gidilirse "kesin kaybedeceklerini bildikleri için" bu riski aldıklarını savundu.

Hakan Bilal Kutlualp'in Vizyonu: Futbol Felsefesi ve Projeler

Kendi başkanlık adaylığı ve projeleri hakkında da konuşan Kutlualp, seçim kararı alınırsa yönetim kurulu üyelerini açıklayacağını, yaklaşık 50 liyakatli arkadaşının yönetici olmak istediğini söyledi. Projeleri konusunda ise 2018'deki Ali Koç'un seçim manifestosunun altına imza attığını, çünkü o dönemdeki vaatlerin hala geçerli olduğunu, ancak mevcut yönetimin bunları yerine getiremediğini belirtti. En büyük projenin şampiyon olmak, şampiyonluğu hatırlamak ve rakipleri korkutmak olduğunu vurguladı.

Futbol felsefesi olarak hızlı, baskılı oynayan, geriye düşse bile kazanabilecek bir takım kurulması gerektiğini söyleyen Kutlualp, Fenerbahçe'nin DNA'sına uygun bu oyun anlayışıyla 1-0 öne geçince santrafor çıkarıp defansa adam almayacak bir konsepte sahip olması gerektiğini ifade etti. Teknik direktör konusunda ise Alman futbol altyapısından yetişmiş, başarılı genç jenerasyon hocaları tercih ettiğini dile getirdi. Mourinho konusunda ise tazminat pazarlığı yapılmış bir hocayla devam edilmesinin doğru olmadığını, Acun Ilıcalı'nın da Mourinho'ya inanmadığı için bu projeye ortak olmadığını savundu.

Mali Bağımsızlık ve Borç Gerçeği

Kulüp Başkanı Ali Koç'un "mali bağımsızlığımızı sağlayacağız" sözüne de değinen Hakan Bilal Kutlualp, açıklanan 508 milyon Euro'luk borç rakamının sadece Bankalar Birliği borçlarını (yaklaşık 3.5-4 milyar TL) kapsadığını, bunun toplam borcun %20-25'i olduğunu iddia etti. Mali bağımsızlığın, kulübün para kazanarak borçları kapatmasıyla değil, gayrimenkul satışı (sportif A.Ş.'nin %4.80'inin 13 milyon Euro'ya satılması) ve arsa projesinden alınan ön ödemelerle (90 milyon Euro) sağlandığını belirtti. Gerçek mali bağımsızlığın kimseye borcun olmaması ve kulübün kendi yağıyla kavrulması olduğunu vurgulayan Kutlualp, asıl borcun 16-18 milyar TL civarında olduğunu ve kimsenin bunu konuşmadığını ifade etti.

Yönetim İçi Tartışmalar ve Aziz Yıldırım Faktörü

Yönetim kurulu içerisindeki tartışmaları ve istifaları (Acun Ilıcalı örneği) değerlendiren Kutlualp, farklı görüşlerin ve hararetli tartışmaların olmasının sağlıklı olduğunu, aksi takdirde "Evet başkanım" diyen bir ortamdan bir şey çıkmayacağını söyledi. Ayrılmaların ise gidişatın kendilerine uymadığını düşünen yöneticilerin Fenerbahçelilik ruhuyla aldıkları kararlar olduğunu belirtti.

Aziz Yıldırım'ın 16.464 oy (imza) olması durumunda aday olacağı yönündeki açıklamasına da değinen Kutlualp, Aziz Yıldırım'ın camiadan gelen baskılara karşı "beni çok istiyorsanız getirin" dediğini düşündüğünü söyledi. Kendi adaylığı için Aziz Yıldırım'dan icazet almadığını ve "tavşan aday" iddialarının gerçek dışı olduğunu vurguladı. Fenerbahçe'nin menfaati için kişisel egoların bir kenara bırakılması gerektiğini ve o günkü konjonktüre göre en doğru kararın verilmesi gerektiğini dile getirdi.

"Duygu Birlikteliği" ve Taraftarın Patronluğu

Mevcut Başkan Ali Koç'un Yüksek Divan Kurulu'nda kullandığı "duygu birlikteliğini sağlamak" ifadesini de yorumlayan Hakan Bilal Kutlualp, bir bayram gününde başkanın ağzına bu tür sert kelimeleri almaması gerektiğini, Fenerbahçe başkanının kapsayıcı bir dil kullanmasının önemli olduğunu vurguladı. Ona göre, bölünmüşlük ortadan kalkmadan kulübün mücadele edemeyeceğini ve bu yapının kulübü "yer bitirir" hale getireceğini söyledi.

Kendi duygu birlikteliği anlayışını ise "yapamayanın gideceği bir sistem getireceğiz" diyerek açıkladı. Taraftarın haklı olduğunu, beğenmediğinde hakaret veya küfür içermediği sürece bağırması, ıslıklaması ve yuhlaması gerektiğini, "tribün mühendisliğinin" (kimine bilet verip kimine vermeme) sona ermesi gerektiğini savundu. "Patron taraftar"dır diyen Kutlualp, herkesi kulübüne sahip çıkmaya davet ederek, taraftarın verdiği her bir imzanın paha biçilmez değerde olduğunu sözlerine ekledi.