FETÖ Durum Raporu...

Şu ana dek en başarılı operasyonu FETÖ’nün ta kendisi sürdürüyor. Çünkü Erdoğan’ı saymazsak bu tarafta mücadele eden yok...

Neden mi?

CHP’nin başında ki zat, şimdi de fetöcülere kendini feda etti. Peki buna karşılık Başbakan Binali Yıldırım ne dedi? “Fetö’nün ayakta alkışladığı yürüyüşü yapmak adalet değil olsa olsa gaflettir” (24.06.2017)

Sen sabır ver YARRABİ demekten başka şansım kalmıyor.

Sanki Başbakanlığa özellikle müşavir kadrosunda Birol Erdem, Ali İhsan Sarıkoca ve diğer zevatı dolduran benim...

“Olur o kadarcık kusur” diyerek konuyu sulandırıp, biraz ilerisine geçmekte fayda var. Başbakanlık müşaviri Ali İhsan Sarıkoca 17-25 Aralık sürecini takiben Pensilvanya’da ki sapkının talimatı üzerine 0cak 2014’de Bank Asya’ya yirmi bir bin küsür lira yatırıyor. Şimdi sıkı durun asıl bomba burada patlıyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, 23. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamenin içeriği FETÖ’nün Hava Kuvvetleri İmamı Adil Öksüz’ün serbest bırakılmasında kastı olanların ortaya çıkarılması... Peki bu iddianame de öne çıkan isim kim? Ali İhsan Sarıkoca...

Sarıkoca, iddianemeye karşın kendisini nasıl savunuyor? Buyurun okuyun...

“... Darbe gecesi saat 03:00'ten sonra Kahramankazan İlçesindeydim. İlçe Belediye Başkanlı ile beraber darbeye karşı ne yapabiliriz ve sürekli bununla ilgili çalışmalar yapıyorduk. (Oysaki cep telefonu sinayallerine göre o saatlerde Antalya’da beş yıldızlı otelde)

16/07/2016 günü saatini tam hatırlamadığımı ancak öğlene doğru emniyetten tanıdığım olan Serter Koçak beni cep telefonumdan aradı. Serter Koçak benim aile dostum olduğu için o gece sadece bir kez görüştük, kendisine ne olduğu konusunda endişelerim vardı, Serter Koçak'ta bunu düşünmüş olacak ki telefonla beni aradı. Kahramankazan'a görev için geleceklerini telefonla bana söyledi. Daha sonra ikindi namazının hemen akabinde Serter Koçak'ı ben aradım, neredesin diye sorduğumda kendisi bana Kışla jandarma karakolunda olduğunu söyledi, bunun üzerine bende yanına yani Kışla Jandarma Karakoluna gittim. (Aksine Saat 06:47’de telefonu Kazan’dan sinyal veriyor. Yani darbeyi haber alır almaz her ne hikmetse Kazan’a gelmesi gerektiğini biliyor. Sonra saat 11:34’te ise Eryaman’da ki Göksu AVM’ye gidiyor)

Karakola saat 17:30-18:00 sıralarında vardım. Karakol bahçesine geçtiğimde orada karakol binasının önünde darbeciler sıraya dizilmiş vaziyette bulunuyordu. Karakolun bahçesinde Serter Koçak ile konuşmaya başladık, konuşmamızda Serter Koçak bana darbecilerden birisinin yardımcı doçent olduğunu ve FETÖ'nün imamı olduğunu söyledi. Ben sabaha kadar darbecilerle uğraştım ve darbecilerin şehit ettiği insanlarımız ve onların yakınlarıyla ilgilendiğimden dolayı çok etkilendim, bu etkilenmemden dolayı Serter Koçak'ın bana söylemiş olduğu FETÖ'nün imamı olduğunu söylediği yardımcı doçent ile görüşmek istedim ve kendisiyle görüşmeye başladığım bu kişinin daha sonradan Adil Öksüz olduğunu öğrendik. Adil Öksüz ile ben görüşmeye başladım. (Antalya’da ki 5 yıldızlı otelde hangi darbe mağduruyla ilgilendiği bir muamma. Antalya’da darbe mağduru vardı da bizim mi haberimiz yoktu? Ve madem ki Adil Öksüz’ün Fetö imamı olduğunu biliyordu, koskoca Başbakanlık müşaviri bunu nasıl olurda makama iletemez!)

Adil Öksüz bana kendisinin ilahiyatçı olduğunu söylemesi üzerine bende hem imam hatip lisesi mezunu hem de hafız olduğum için kendisine 'bu kadar sivil vatandaşı İslamiyetteki hangi kritere dayanak öldürdünüz' diye sordum. Adil Öksüz bana cevaben 'biz bunları tasvip etmiyoruz' dedi. Akabinde bana masum insanların öldürülemeyeceğine ilişkin bir ayet okudu, ben de kendisine cevaben niçin söylediğiniz şeyleri yapmazsınız mealindeki ayeti okudum ve kendisinin Müslüman olmadığına inandığımı kendisine söyledim. Yanılıyorsam ve kendisinin de Müslüman olduğunu kabul ediyorsa kendisinin ailesinin ve tüm Müslümanlar için bildiği her şeyi anlatması gerektiğini kendisine söyledim. Bu sayede belki ahiretini kurtarabileceğini kendisine söyledim. Başını eğip sessiz kaldı. Bunun üzerinden bende yanından ayrıldım, kendisiyle başka türlü bir irtibatım olmadı. (Fetö imamıyla değilde Hafızlık kursunda ki muhattabıyla görüşmüş sanki! Yahu sadece ayet okumağa o kadar yolu gittiğine kim inanır... Elbette Kadir İnanır. Hala hiç kimseye bu konudan bahsetme veya haber verme gereği duymuyor olması işi daha ilginç hale getiriyor)

Adil Öksüz'ün bir kaç gün sonra mahkeme tarafından serbest bırakılması üzerine ben Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü'nün yanına gittim ve Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasının çok anormal bir durum olduğunu bu konuyla ilgili özel olarak ilgilenmesini rica ettim. Mustafa Gülcü benim yanımda iken bir yerleri telefonla arayarak konunun hassasiyetini iletti ve çok ciddi takip edilmesi talimatlarını verdi. Daha sonra bir kaç gün sonra İstanbul'da Sayın Cumhurbaşkanımızın akrabası olan ve benimde tanıdığım, güvendiğim Hasan Basri Yıldız'a Adil Öksüz konusunu Cumhurbaşkanımızın bizzat şahsına iletmesini rica ettim. Kendisi konuyu bir iki gün sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza ilettiğini söyledi." (İçinde FETÖ geçen öykülerin vazgeçilmez kahramanıdır Mustafa Gülcü. Asıl ilginç olan ise bu final bölümünde saklı. Adil Öksüz tahliye edildiğinde bizim bile haberimiz yok konunun ehemiyetinden ama Ali İhsan Sarıkoca işin takibinde. Ve her ne hikmetse tahliyesi sonrası Yargıya başvurmak yerine emniyete gidiyor! Koskoca Başbakanlık müşaviri bu konu da uyarılacak kişileri bilmiyorsa onu o göreve tevdi edenlerin yetkinliği sorgulanır. Her neyse sonra tutuyor bir araştırma şirketi sahibinden bu konuyu Cumhurbaşkanına iletmesini istiyor.)

Başbakan Binali Yıldırım’a sormak gerekmez mi?

Bu şahıslara isnad edilenin yüzde birinin muhatabı olmamış kişiler ihraç edilmişken, FETÖ işbirlikçileri için muhalefetin lideri yollara düşmüşken siz de buncağız hata yapmışsınız, çok mu (!) İsabetli tercihleriniz, bizleri FETÖ mücadelesinde cesaretlendirmektedir(!).

Hele bir bakın lütfen, acaba seçtiğiniz kadroda daha başka FETÖ’cü mevcut mu? Bir de Adalet için yürüyen şaşkına hızlı treni önerdiniz ya hani, acaba diyorum; bu işlerin bir yerinden karşımıza Süleyman Karaman çıkmasın...

Not : Artık her kurumu tek başına anlatacağım. Böylece Fetö Durum Raporunda son dakika itibariyle olan biteni daha net görmüş olacağız... Tarım Bakanlığı ve bağlı kuruluşlar ile TRT bir sonraki yazı konusu olacak gibiler...

Son olarak Mustafa Gülcü ve Mehmet Akdeniz ikilisinin EGM yardımcıları oldukları aklıma geldikçe nereye iltica edebilirim diye düşünmeden edemiyorum...

Önceki ve Sonraki Yazılar