FETÖ'nün ihraçları-EGM-Danıştay üçgeninde Paralel oyunlar!

Söz konusu Fetullahçı Terör Örgütü/PDY olunca bir dokunup bin ah işiteceğiniz öncelikli kurum Emniyet. Örgütün bu kurumda halen milim çökertilemeyen TEPEDEN tırnağa egemenliği, binlerce polis ve ailesinin hayatını kararttı. Geçmişte farklı mecralarda da yazdım; komiser yardımcılığı sınavlarında soru çalarak ‘başarı’ elde eden örgüt mensuplarına dokunamayan ÜST İRADE, kendi hazırladıkları soruların yanlışlığını gerekçe gösterip mihmandarlığını yaptıkları yargı eliyle yüzlerce komiser yardımcısının rütbelerini söktü. Bunu da medya üzerinden “Paralel Komiserlerin rütbesi söküldü” şeklinde aktararıp asıl “PARALEL KOMİSER YARDIMCILARININ” rütbelerini garanti altına alarak yaptılar.

Hayatları örgütün zulmüyle geçmiş bu ailelerin üzerlerine atılan PARALEL yaftasıyla yaşadıkları travmayı da defalarca yazdım.

Yüzlerce ailenin yaşadığı bu mağduriyetin er ya da geç giderileceğine dair inancımı korurken şimdi yeni bir skandal daha ortaya çıktı.

Örgüt mensupları için bir çıkış yoluna dönüştürülen ve bizzat ÜST İRADENİN kontrolü altında yürüyen 2 yıllık soruşturma ‘zamanaşımı’ süresi…

EGM Disiplin Kurulu’ndaki kimi isimlerin de içinde olduğundan şüphelenilen bu yolla, Emniyet İstihbaratı örgütün çiftliğine dönüştüren Ramazan Akyürek, Coşgun Çakar, Recep Güven gibi isimlerin ihracı engellenmiş. Oysa bu isimler için can simidine dönüşen soruşturma zamanaşımı, örgütle ilişkisi olmayan ve hatta örgütün hedefinde olan emniyet mensupları için bitmek bilmeyen bir süreye dönmüş.

Biraz daha somutlaştırarak anlatayım…

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ‘zamanaşımı’ başlıklı 127’nci maddesinin “Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği taktirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar” hükmü FETÖ mensupları için kurtuluş reçetesine dönüşürken, örgütle ilişkisi olmayanlar açısından bu 2 yıllık sürenin henüz 8-10’uncu aylarında soruşturma tamamlanıp ihraç kararları verilmiş.

Bu kapsamda da, 2013 yılında Fetullahçı Terör Örgütü/PDY marifetiyle polis memurluğundan ihraç edilmiş ve idari dava dosyası halen Danıştay’da ilgili dairelerde olan mağdurlar var.

Üstelik bu isimlerle ilgili ihraçla sonuçlanan soruşturmayı yürüten amirler, Emniyet Genel Müdürlüğü müfettişleri ve ihraç edilmeleri için imza atan İl Disiplin Kurulu üyelerinin bir kısmı, örgüt üyesi oldukları iddiasıyla emekliye sevk edilmiş.

Farklı yazılarda bu durumda olanların, mesleğe dönüş için yaptıkları müracaatları, halen kurumda kalmayı başarmış olan ve ihraçlarına karar verenlerin incelediğini yazmıştım. Bunların büyük kısmına dair red kararı verildiğine dair de duyumlar almıştım.

Oysa, EGM Yönetiminde örgütle mücadele samimiyeti olsaydı, bu durumda olanlarla ilgili yeni bir süreç başlatılır ve örgütün tasfiye ettiği emniyet mensupları için mesleğe dönüş yolu açılabilirdi. Bu yapılmadı. Neden yapılmadığının cevabını EGM ve İçişleri Bakanlığı vermeli.

AYM'NİN, DİSİPLİN TÜZÜĞÜNÜ BOŞA ÇIKARAN KARARI

Benim dikkat çekmek istediğim bir diğer husus, bu durumda olanları yakından ilgilendiren AYM’nin Ocak 2016’da verdiği bir karar.

AYM, Ocak 2016'da Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün dayanağı olan 3201 Sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun 83. Maddesini iptal etti. Hal böyle olunca, disiplin tüzüğü de boşa düşmüş oldu. Emniyet disiplin tüzüğünü boşa düşüren bu karar da 29 Ocak 2016 günlü resmi gazetede yayımlandı.

Bu yayımdan sonra artık hukuken ve kanunen yaşamayan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü çerçevesinde verilmiş ve halen derdest olan tüm idari davaların hukuken ve kanunen geçersiz olduğu, dahası Anayasaya aykırı olduğu da tescillenmiş oldu.

Ne var ki; Danıştay AYM’nin verdiği bu kararı tanımamakta ısrarcı.

Danıştay İdari Davalar Kurulu’nun bu tür durumlara dair birden çok emsal kararı olmasına rağmen, ilgili Danıştay daireleri, derdest olan dosyalar üzerinden FETÖ tarafından mağdur edilen emniyet mensuplarını rahatlatacak bir karar almıyor.

DANIŞTAY DAİRELERİ AYM KARARINI DA EMSAL KARARLARI DA TANIMIYOR

Örgütün idari yargıdaki hegemonyasının sürdüğünü HSYK’daki kimi dostlar da defalarca dile getirdi. AYM’nin kararına rağmen FETÖ’nün ihraç ettiği emniyet mensupları için somut hukuk kuralları ve Danıştay İdari Davalar Kurulu’nun emsal kararlarını görmezden gelenler bu grup içinde midir bilmem ancak devlet mekanizması hiç zaman kaybetmeden bu şekilde mağdur edilen emniyet mensuplarının mağduriyetini giderecek formülü üretmeli.

Örgütle mücadelenin sadece sayın Cumhurbaşkanı nezdinde yürütüldüğü algısını güçlendiren bu çarpıklık için İçişleri Bakanlığı da harekete geçebilir diyeceğim ama biliyorum ki bakanlıkta da sayın Efkan Ala’yı aşan durumlar var.

Ancak “zulme sessiz kalan dilsiz şeytandır” desturunu şiar edinmiş kadroların, bu ve 358 komiser yardımcısının uğradığı zulme her ne pahasına olursa olsun sessiz kalmayacağını umut ediyorum.

Yoksa bu zulüm ve babasına annesine paralel yaftası vurulduğu için psikolojik travma yaşayan henüz 10-12 yaşındaki çocukların ahı sizi de boğan sayın Ala…

Önceki ve Sonraki Yazılar