Gazze'de gerçek açlık krizi!

Gazze'de gerçek açlık krizi!

Gazze'de yaşanan açlık dramı herkesi şoke ediyor! İsrail'in "yardım" açıklamalarının ardında yatan korkunç gerçek ne? Bebeği göz göre göre ölen annenin feryadı ve uzmanların çarpıcı açıklamaları bu detaylı haberde! Okumadan geçmeyin!

Dünya, Gazze Şeridi'nde giderek derinleşen ve insanlık vicdanını sızlatan bir açlık kriziyle karşı karşıya. İsrail'in "sınırlı taktiksel duraklamalar" ve "yardım konvoyları için güvenli kara yolları" açtığı yönündeki açıklamalarına rağmen, sahadan gelen bilgiler ve uzman görüşleri, durumun çok daha vahim olduğunu ve makalenin ilerleyen bölümlerinde çarpıcı detaylarla devam edeceğini gözler önüne seriyor. Bu insani felaketin perde arkasında yatan gerçekleri ve sözde adımların aslında ne anlama geldiğini mercek altına alıyoruz.

DW News'un aktardığı bilgilere göre, İsrail, Birleşmiş Milletler ve yardım kuruluşlarının Gazze'ye yardım ulaştırmasına izin vermek amacıyla askeri operasyonlarda "sınırlı taktiksel duraklamalar" başlattığını duyurdu. Pazar günü İsrail kontrol noktasından düzinelerce gıda kamyonu bölgeye girdi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Şeritte açlık olmadığını iddia etse de, Dünya Sağlık Örgütü, yetersiz beslenmenin endişe verici seviyelere ulaştığı ve beş yaşın altındaki her beş çocuktan birinin akut derecede yetersiz beslendiği konusunda uyarıyor. 5 aylık Zenab'ın, doğduğundan daha az kiloyla "şiddetli açlık" nedeniyle hayatını kaybetmesi, bu insani krizin en acı sembollerinden biri oldu. Zenab'ın annesi, kızının yetersiz beslenmeden, geçişin kapatılmasından ve bebek maması girişinin yasaklanmasından dolayı öldüğünü feryatla dile getirirken, bu ölümleri daha birçoklarının takip edeceğini söylüyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı'na göre, Zenab, son 3 haftada Gazze'de yetersiz beslenmeye bağlı nedenlerle hayatını kaybeden düzinelerce çocuktan sadece biri. Dünya Gıda Programı, Pazar günü Gazze Şeridi'ne giren bu kamyonları "memnuniyetle karşılanan bir adım" olarak değerlendirse de, Gazze'deki mevcut açlık seviyesini "bir günde değiştiremeyeceklerini" belirtiyor. İsrail, açlık krizinden Birleşmiş Milletler'i ve ortaklarını sorumlu tutarken, Hamas'ı yardımları çalmakla suçluyor. İsrail, "Gazze'de açlık politikası olmadığını ve açlık yaşanmadığını" iddia ederek, "savaş boyunca insani yardıma izin verdiklerini" savunuyor. Ancak, bu yılın Mart ve Mayıs ayları arasında İsrail hükümetinin, Hamas'ı ateşkesi kabul etmeye zorlamak için Gazze'ye neredeyse tüm yardımları kısıtladığı biliniyor. Tanya Kramer, Kudüs'ten yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun kendilerini Kerem Şalom sınır kapısına götürdüğünü ve haftalarca toplanmamış yardım kolilerinin bulunduğunu iddia ettiklerini belirtiyor. İsrail'in kendi anlatısına göre, Hamas yardımları yönlendiriyor ve çalıyor, ayrıca Birleşmiş Milletler'i "işini yapmamakla", yani kamyonları alıp dağıtmamakla suçluyor. Ancak Birleşmiş Milletler'den defalarca yapılan açıklamalarda, askeri makamlarla koordinasyon ve yetki belgesi alma zorunluluğu, askeri bölgelerdeki depolar ve tahliye emirleri verilen bölgelerdeki depolama alanları nedeniyle bu yardımları taşımalarının çok zor olduğu dile getiriliyor. Yardım kuruluşları, bu yeni önlemleri memnuniyetle karşılasa da, kronik yetersiz beslenmeden muzdarip kişiler için bunların "çok az ve çok geç" olduğunu ifade ediyor. Bu kapsamlı haber makalesini ve daha fazlasını okumak için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Action Aid Filistin Ülke Direktörü Jamil Sawam ise, İsrail'in uyguladığı "geçici taktiksel duraklamaların" yeterli olmadığını ve şu ana kadar Gazze'ye yardım erişiminde "önemli bir iyileşme göremediklerini" vurguluyor. En son rapora göre, dün sadece 73 kamyona Gazze'ye giriş izni verilirken, mevcut savaş öncesinde bile günlük 600 kamyona ihtiyaç duyuluyordu. Sahadaki meslektaşlarından ve ortaklarından aldıkları bilgilere göre, bu durumun "gerçekliği değiştirmediğini" ve koşulların "çok ağır ve korkunç" olduğunu belirtiyorlar. Özellikle çocukların, "mevcut planlı açlıktan" en çok etkilenen kesim olduğunu dile getiriyor. İsrail ordusundan gelen açıklamanın, "uluslararası baskıyı hafifletmenin bir yolu" olduğuna inandıklarını ve Gazze'deki ihtiyaçların ölçeği için "yeterli veya uygun olmayacağını" düşünüyorlar. Yakın zamanda Gazze'de yapılan hava yardımlarının (airdrop) ise "verimsiz" olduğunu ve daha önceki deneyimlerden, bu hava yardımlarının Gazze içinde insanların ölümüne neden olduğunu, son zamanlarda ise tehlikeli çatışma bölgelerine düştüğünü ve sivil nüfusu daha fazla tehlikeye attığını ekliyor.

Peki, İsrail'in bu "taktiksel" hamlelerinin arkasında yatan gerçek ne? Jamil Sawam'a göre, bunlar maalesef sadece geçici taktikler. İsrail'in müttefiklerinden gelen uluslararası baskıyı azaltma çabası olarak görülen bu adımlar, mevcut krizin derinliğini ve Gazze'deki insani felaketin boyutunu göz ardı ediyor. Uzmanlar, "kara geçişleri varken ve tonlarca yardım sadece yarım saatlik mesafedeki geçişlerde yığılmışken neden verimsiz, tehlikeli ve çok pahalı hava yardımlarına ihtiyaç duyulduğunu" sorguluyor. Hava yoluyla yapılan yardımların, doğrudan sivil nüfusun üzerine düşerek ölümlere yol açtığı ve çatışma bölgelerine inerek sivillerin erişimini engellediği veya tehlikeli hale getirdiği belirtiliyor. Kısacası, bu yardımlar ne etkili ne de güvenli. En önemlisi ise, insani yardım kuruluşları ve uzmanlar, tek çözümün acil ve kalıcı bir ateşkes olduğunu vurguluyor. Ancak bu sayede, uluslararası toplumun ihtiyaç duyulan ölçekte yardımı ulaştırabileceği ve Gazze'deki sivil halkın uzun vadeli açlık etkileriyle mücadele edebileceği belirtiliyor. Yakıt, gıda ve tıbbi malzemeler de dahil olmak üzere her türlü yardıma sürdürülebilir bir akış sağlanmadıkça, Gazze'deki durumun önemli ölçüde iyileşmesi beklenmiyor. Tüm bu gelişmeler ve çok daha fazlası için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Bu derinlemesine analiz, Gazze'deki durumun, İsrail'in söylemlerinden çok daha karmaşık, vahim ve endişe verici olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Açılan "güvenli yollar" ve "taktiksel duraklamalar", ne yazık ki yalnızca uluslararası baskıyı hafifletmek için atılmış sınırlı ve yetersiz adımlar olarak kalıyor. Gerçek, Zenab gibi masum bebeklerin açlıktan ölmesi, on binlerce çocuğun yetersiz beslenmeyle mücadele etmesi ve yardımların kasıtlı veya lojistik zorluklar nedeniyle yerine ulaşmamasıyla gözler önüne seriliyor. Bu durum, basit bir insani yardım krizi olmaktan çıkıp, uluslararası hukukun ihlallerine varan, korkunç bir "planlı açlık" politikası iddialarını güçlendiriyor. Kalıcı bir ateşkes sağlanmadan ve tüm geçişler üzerinden kesintisiz, tam kapasiteli yardım akışı sağlanmadıkça, Gazze'deki insanlık dramı ne yazık ki sürmeye devam edecek.

sakın ankaragündem adlı sözde haber sitesine asla GİRMEYİN. Manşet resminde de gözüktüğü gibi tüm haberleri birebir çalıntıdır. Bu haber makalesi yalnızca https://www.avazturk.com sitesine aittir.