Türkiye, ifade özgürlüğü ve basın hürriyeti tartışmalarının gölgesinde bir kez daha nefesini tutmuş durumda. Özellikle siyasi figürler ve medya mensupları arasındaki gerginlik, son yaşanan olayla birlikte tavan yaptı. Gündemi sarsan bu gelişme, gözleri bir kez daha yargı süreçlerine ve siyasi arenadaki restleşmelere çevirdi. Henüz tam olarak ne olduğu anlaşılmadan, kamuoyunda büyük bir şaşkınlık yaratan bu hadise, medya camiasında da derin endişeleri beraberinde getirdi. Gecenin bir yarısında yaşananlar, sabah saatlerinde herkesin diline dolanacak bir olayın fitilini ateşlemiş oldu.

Takvimler 21 Haziran 2025'i gösterirken, akşam saatlerinde flaş bir haber Türkiye gündemine düştü: Tanınmış gazeteci Fatih Altaylı gözaltına alındı. Haberin yayılmasıyla birlikte, detaylar da yavaş yavaş netleşmeye başladı. Altaylı, Teşvikiye'deki evinden gözaltına alınarak Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Bu gözaltı kararının arkasında yatan neden ise, 'Cumhurbaşkanını tehdit' suçlamasıyla re'sen başlatılan bir soruşturma olduğu açıklandı. Ancak kamuoyu, bu gözaltı kararının zamanlaması ve ardında yatan asıl sebepleri merakla bekliyordu.

İstanbul Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada, Fatih Altaylı hakkında kendi YouTube sosyal medya kanalında 20 Haziran 2025 tarihli yayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan tehdit içerikli sözleri nedeniyle re'sen soruşturma başlatıldığı belirtildi. Adı geçen şahsın, bu talimat gereği yakalanarak gözaltına alındığı duyuruldu. Gazeteci İsmail Saymaz'ın aktardığına göre, Altaylı'nın ifade işlemleri sadece yarım saat sürdü ve gazetecinin geceyi emniyette geçirdikten sonra 22 Haziran Pazar sabahı saat 10.00'da Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne sevk edilmesi bekleniyor. Bu tür hukuki süreçlerin şeffaflığı ve kamuoyuna doğru bilgi akışı açısından, olayları tüm boyutlarıyla ele alan ve derinlemesine analizler sunan avazturk.com gibi bağımsız platformlar büyük önem taşıyor. Fatih Altaylı'nın eşi Hande Altaylı da, sosyal medya hesabından gazeteci eşinin gözaltına alındığını doğruladı.

Olayın siyasi yankıları ise gecikmedi. Ana muhalefet partisi CHP'nin Genel Başkanı Özgür Özel, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile Altaylı'nın gözaltına alınmasına sert tepki gösterdi. Özel, paylaşımında şu ifadeleri kullandı: "Saraydaki danışman sabah 'suyun ısınmaya başladı' diyerek hedef gösteriyor, seyyar giyotin harekete geçiyor, akşamına gazeteci Fatih Altaylı gözaltına alınıyor". Özel, ayrıca, "Tarihi olayları hatırlatan bir cümle kuran Fatih Altaylı, sözde Cumhurbaşkanı’nı tehdit etmiş!" diyerek, gazeteciden, gençlerden, kadınlardan ve milletten korkan bir iktidarla karşı karşıya olunduğunu iddia etti. CHP lideri, Fatih Altaylı'nın gazeteci olduğunu vurgulayarak, bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulundu. Bu tepkiler, gözaltının sadece hukuki bir süreçten ibaret olmadığını, aynı zamanda derin siyasi gerilimlerin bir yansıması olduğunu gözler önüne serdi.

Peki, tüm bu hızlı gelişmelerin fitilini ateşleyen, Fatih Altaylı'nın gözaltına alınmasına doğrudan giden yolun başlangıcı neydi? Asıl çarpıcı detay, gazetecinin gözaltına alınmasından sadece saatler önce yaşandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı Oktay Saral, sabah saatlerinde Fatih Altaylı'nın söz konusu YouTube videosunu alıntılayarak çok sert ve tehditkar bir mesaj yayımlamıştı. Saral, Altaylı'ya yönelik doğrudan bir uyarıda bulunarak, "Altaylıııı! Suyun ısınmaya başladı" ifadelerini kullanmıştı. İşte, İstanbul Başsavcılığı'nın "tehdit içerikli sözleri" nedeniyle re'sen soruşturma başlattığı iddia edilen olay, Saral'ın bu açık hedef göstermesinin hemen ardından gerçekleşti. Fatih Altaylı'nın "tarihi olayları hatırlatan bir cümle kurduğu" gerekçesiyle sözde "Cumhurbaşkanını tehdit" suçlamasıyla karşı karşıya kalması ve bu cümlenin Saral'ın "Suyun ısınmaya başladı" tehdidiyle nasıl bir bağlantı kurularak gözaltı kararına dönüştüğü, tüm kamuoyunun merakla beklediği, gerilimi doruk noktasına çıkaran en kritik soru olarak güncelliğini koruyor.