Finans dünyasının devlerinden Goldman Sachs'tan gelen son dakika açıklaması, küresel ekonomide adeta bir şok dalgası yaratırken, bu dalganın Türkiye kıyılarına da sert bir şekilde vurabileceği uyarısı yapıldı. Uzmanlar, açıklanan yeni gümrük vergisi beklentilerinin, enflasyonu kontrolden çıkarıp ekonomik büyümeyi ciddi şekilde yavaşlatma potansiyeli taşıdığını belirtiyor. Bu gelişmenin detayları ve dünya ekonomisini bekleyen sarsıcı etkileri, makalemizin ilerleyen bölümlerinde sizleri daha da heyecanlandıracak.

Goldman Sachs'ın ABD Baş Ekonomisti David Mericle'in haftalık güncellemesinde yer alan bilgiler, yatırım bankasının ABD enflasyonu ve gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) büyümesine ilişkin tahminlerini yeni tarife varsayımını yansıtacak ve ithalat vergilerinin etkisine ilişkin "erken dersleri" hesaba katacak şekilde revize ettiğini ortaya koydu. Bu revizyonlar, küresel piyasalar için yeni bir belirsizlik döneminin başladığının en net göstergesi olarak kabul ediliyor.

Ekonomistler, ABD'nin temel "karşılıklı" gümrük vergisi oranını yüzde 10'dan yüzde 15'e yükseltmesinin, ayrıca bakır ve kritik minerallere yüzde 50 vergi uygulanmasının beklendiğini belirtiyor. Bu adımların, küresel tedarik zincirlerinde ciddi aksaklıklara yol açarak enflasyonu körükleyeceği ve ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyeceği öngörülüyor. Türkiye ise, halihazırda yüzde 10 oranında asgari gümrük vergisi uygulanan ülkeler grubunda bulunuyor olmasıyla, bu yeni tarife artışlarından doğrudan etkilenecek ülkeler arasında yer alıyor. Küresel ekonomik gelişmeler ve bunların ülkemiz üzerindeki potansiyel etkileri hakkında daha fazla bilgi ve analize ulaşmak için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Mericle'a göre, tarifelerle ilgili şu ana kadar çıkarılan ana ders, tüketici fiyatlarına geçişin 2019'a kıyasla bir miktar daha düşük seyretmesi. Ancak geçişkenliği tahmin etmek için henüz çok erken olsa da, işletmelere fiyatları ne kadar artırmayı planladıklarını soran anketler de geçen seferkinden daha düşük geçişkenliğe işaret ediyor. Tüm bu beklentilere rağmen Goldman Sachs, bir yıl önceki yüzde 3,4'lük tahminine kıyasla çekirdek enflasyonun 2025 yılında yüzde 3,3 olacağını tahmin ediyor. Bu oranın gelecek yıl yüzde 2,7'ye, 2027'de ise yüzde 2,4'e gerileyeceği, ancak her iki tahminin de önceki yüzde 2,6 ve yüzde 2'lik öngörülerden daha yüksek olacağı belirtiliyor. Mericle, tarifelerin kümülatif olarak çekirdek fiyatları 2-3 yıl içinde yüzde 1.7 oranında artıracağını ifade etti.

Tarifelerin ekonomik büyüme üzerindeki baskısı da göz ardı edilemez boyutlarda. Goldman Sachs'ın tahminlerine göre, tarifeler GSYH büyümesi üzerinde bu yıl 1 puan, 2026'da 0,4 puan ve 2027'de 0,3 puan baskı yaratacak. Bu sonuçla Goldman, 2025 yılında sadece yüzde 1 GSYH büyümesi öngörüyor. Banka, 2026 yılında ağır kamyonlar ve uçaklara yönelik sektörel tarifelerin yanı sıra 2026 ara seçimlerinden sonra ilaçlara yönelik tarifelerde gecikmeli bir artış beklentisi içinde. Mericle, ağırlıklı ortalama bazında, ABD'nin efektif tarife oranının bu yıl yüzde 16 puan artacağının varsayıldığını dile getirdi.

Goldman Sachs Baş Ekonomisti David Mericle, müşterilere gönderdiği notta, "Bu durum, enflasyon üzerindeki tarife risklerinin hafifçe yukarı yönlü, büyüme üzerindeki risklerin ise hafifçe aşağı yönlü olduğu anlamına geliyor" diyerek, küresel ekonomiyi bekleyen zorlu süreçleri özetledi. Bu uyarılar, sadece ABD ekonomisi için değil, onunla derin bağları olan küresel ticaret ortakları, özellikle de Türkiye gibi yükselen ekonomiler için de kritik anlamlar taşıyor.

Tüm bu beklentiler ve tahminler, Türkiye gibi ihracata dayalı bir ekonomiye sahip ülkeler için ciddi bir sınavın habercisi. Halihazırda yüzde 10'luk bir gümrük vergisine tabi olan Türkiye'nin, bu yeni ve daha agresif tarife politikalarıyla birlikte hem ihracat rekabetçiliğini sürdürmekte zorlanacağı hem de küresel enflasyonun getireceği maliyet baskısıyla mücadele etmek zorunda kalacağı öngörülüyor. Goldman Sachs'ın uyarıları, küresel ticaret dengelerinin Trump'ın yeni tarife hamleleriyle kökten değişebileceğine, bunun da Türkiye ekonomisi için beklenenden çok daha şiddetli ve uzun soluklu bir meydan okuma anlamına gelebileceğine işaret ediyor; zira bu durum, sadece bir ekonomik yavaşlama değil, aynı zamanda küresel ticaret sisteminde kalıcı bir dönüşümün de habercisi. Türkiye'nin bu yeni ekonomik düzende nasıl bir yol haritası izleyeceği ve bu olumsuz etkilere karşı ne tür önlemler alacağı, önümüzdeki dönemin en kritik gündem maddelerinden biri olacak. Gelişmeleri yakından takip etmek ve bu yeni küresel ekonomik dalganın Türkiye'ye olası etkilerini detaylı analizlerle anlamak için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.