Gündemin Nabzı: İmamoğlu Medyası İddiaları, Barış Süreci Arayışları ve Yargıdaki Gelişmeler Tartışılıyor

Gündemin Nabzı: İmamoğlu Medyası İddiaları, Barış Süreci Arayışları ve Yargıdaki Gelişmeler Tartışılıyor

Akşam Gazetesi'nin İmamoğlu ile bazı gazeteciler arasındaki "maddi alışveriş" iddiası medya gündemine bomba gibi düştü. İddiada adı geçen gazeteciler iddiaları sert bir dille yalanlarken, barış süreci arayışları, yargıdaki gelişmeler ve uluslararası olayl

Türkiye gündemi, 19 Mayıs 2025 tarihi itibarıyla hem siyasi hem de toplumsal pek çok çarpıcı başlığı barındırıyor. Medyaya yansıyan dikkat çekici iddialardan, devam eden siyasi süreçlere ve yargıdaki kritik gelişmelere kadar geniş bir yelpazede yaşananlar, kamuoyunun yakından takibinde.

Medyada Sarsıcı "Maddi İlişki" İddiası ve Gazetecilerin Sert Tepkisi

Gündeme oturan en sıcak başlıklardan biri, Akşam Gazetesi'nde Ayşe imzasıyla yayınlanan bir haber oldu. Haberde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu'nun bazı gazeteciler ve YouTube gibi platformlarda yayın yapan isimlerle Murat Ongun ve Emrah Bağdatlı aracılığıyla "maddi bir alışverişi" olduğu öne sürülüyor. Bu durumun bir "algı çalışması" olduğu ve "İmamoğlu suç örgütü" kurgusu üzerine inşa edildiği belirtiliyor. Haberde adı geçen gazeteciler arasında Soner Yalçın, Nevşim Mengü, Yavuz Ohan, Bahar Feyzan, Ruşen Çakır, Nagihan Alçı, Batuhan Çolak, Barış Pehlivan, Şaban Seviç, İsmail Saymaz gibi isimler yer alıyor. İddia, bu gazetecilerin belediyeden fonlandığı yönünde.

Ancak, kaynaklara göre bu haberin hazırlanışında adı geçen taraflara iddialar sorulmamış, gazetecilik etiğine uygun bir çalışma yapılmamıştır. Haberde adı geçen gazeteciler iddialara sert ve öfkeli tepki gösterdiler.

  • Nevşim Mengü, Emrah Bağdatlı'yı hayatında hiç görmediğini ve tanımadığını net bir dille ifade etti. Haberde Emrah Bağdatlı ile dört kez görüştüğünün yazıldığını belirten Mengü, Murat Ongun ve Yavuz Ohan'ı tanıdığını ancak onlarla bir arada hiç görüşmediklerini, bunun "resmen uydurma" olduğunu söyledi. Ayrıca hiç yapmadığı bir görüşmenin haber gibi servis edildiğini belirterek hakkını helal etmediğini dile getirdi.
  • Yavuz Ohan, kendisi için "sözüm ona ben Murat Ongun'la 20, Emrah Bağdatlı'yla 6 defa buluşmuşum" denildiğini aktardı. Hayatında Emrah Bağdatlı'yı hiç görmediğini ve tanımadığını vurgulayan Ohan, Murat Ongun'un kendisini Nevşim Mengü ile görüşmeye götürdüğü iddiasını da "kuyruklu yalan" olarak nitelendirerek üçünün hiçbir arada olmadığını belirtti.
  • Bahar Feyzan da adının geçtiği haberdeki iddiaları reddetti. Tanımadığı Emrah Bağdatlı ile HTS kayıtları olduğu söylenen günlerde programının ve avukat randevularının belli olduğunu belirten Feyzan, "boş gezen olmadığım için" programının belli olduğunu, bunun atılan iftiraların "bomboş" olduğunu gösterdiğini kaydetti.
  • Ruşen Çakır, sosyal medya üzerinden paylaştığı bir videoyla, haberi birinci sayfasından veren Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kestioğlu'na "arkadaşım sandığım" ifadesini kullanarak hakkını helal etmediğini ve "suratıma nasıl bakacağını bilmiyorum" dedi.

Kaynak, bu tür "uydurma haberlerin" ve "kurguların" Türkiye'de 10-12 yıldır devam ettiğini, pek çok meslektaşın bu şekilde zorlandığını, çökertildiğini, sindirildiğini ve hatta hapse atıldığını belirtiyor. Medya camiasının önemli bir bölümünün ve adı geçen gazetecilerin mühim bir kısmının, bu kurgulara inandığı, bunlarla iş tuttuğu ve hatta ideolojik karşıtlıkları veya meslektaşlarının sahadan çekilmesinin işlerine geleceği düşüncesiyle sessiz kaldığı, hatta desteklediği eleştirisi kaynakta yer alıyor. Bu "aydınlanmanın" 19 Mayıs 2025'te yaşanmasının "problemli" görüldüğü ifade ediliyor.

İddiaların dayandırıldığı bir noktanın, bazı gazetecilerin İmamoğlu'nun gezilerine katılması ve seyahat/konaklama masraflarının karşılanması olabileceği belirtiliyor. Kaynak, bu durumun "medya etiği açısından problem" yaratabileceğini kabul etmekle birlikte, bunun dünyanın her yerinde programların mahiyetine göre seyahat ve konaklama masraflarının karşılanabildiğini, hatta bazı programlarda bunun gerekli olduğunu kaydediyor. Ancak buradan hareketle "belli gezilere katılmışlardı demek ki aralarında bir para ilişkisi var" sonucuna varılmasının bir "algı çalışması" olduğu vurgulanıyor.

Öte yandan, Halk TV'de yayınlanan ve Tunceli Valisi'nin (kayyım olarak atanmış) 19 Mayıs töreninde gözyaşlarını tutamadığı anları ekranlara taşıyan bir haber de kaynakta eleştiriliyor. CHP'nin yayın organı olduğu belirtilen Halk TV'nin, CHP'nin onlarca belediyesine kayyım atandığı ve belediye yönetimlerinin tutuklu olduğu bir ortamda bu tür bir "kayyım güzellemesi" yapmasının haber değeri sorgulanıyor.

Barış Süreci Arayışları ve Yargıdaki Durum

Türkiye'nin bir diğer önemli gündem maddesi ise "barış süreci"ne yönelik sinyaller. Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli'nin "Milli Birlik Komisyonu" kurulması önerisi süreci başlatan adımlardan biri olarak görülüyor. 16 siyasi partinin temsil edileceği, 100 üyeli ve kararların salt çoğunlukla alınacağı bu komisyon teklifi gündemdeki yerini koruyor. Sürecin meclise taşınacağı ve belli bir zamana yayılacağı tahmin ediliyor. PKK'nın kendini feshetmesi, silah bırakması ya da üst düzey yöneticilerin teslim olması gibi konuların konuşulduğu belirtiliyor.

Ancak kaynak, sürece mesafeli yaklaştığını belirterek, devletin "umut hakkı" başta olmak üzere AHİM kararlarına rağmen yasal olarak vermesi gereken hakları bir "siyasi pazarlık unsuru" olarak kullandığı eleştirisini getiriyor. Yargıda "yumuşama sinyalleri" verilebileceği, birtakım kanun ve yönetmeliklere uyularak ilerlenebileceği belirtilse de, infazını tamamlamış pek çok tutuklunun infaz ertelemeleriyle içeride tutulmaya devam ettiği, gözaltı ve tutuklamaların sürdüğü ifade ediliyor. Kürt belediyelere yönelik kayyım atamalarına birkaç aydır ara verilmiş olsa da, bu konuda devletin iyi niyetli adımlar attığına dair belirgin bir örnek olmadığı kaydediliyor. Meclis Başkanı'nın yaz sonuna kadar sürecin bitebileceğini, DEM Parti'den ise Haziran sonuna kadar önemli ilerlemeler kaydedilebileceğine dair açıklamalar olduğu aktarılıyor.

18 Mayıs 2025 tarihinde İmralı'da DEM Parti'den bir heyetin Abdullah Öcalan ile görüştüğü bilgisi kaynakta yer alıyor. Öcalan'ın bu görüşmeye dair "Sırrı Süreyya Önder'le son bir defa konuşmamak içimde ukde kaldı" dediği ve "kardeşlik hukuku üzerinde yeni bir sözleşmeye ihtiyaç var, yaptığımız şeyler büyük bir paradigma değişikliğini ifade ediyor" sözleri aktarılıyor. "Yeni bir sözleşme"den kastın anayasa mı, yasal düzenlemeler mi yoksa farklı mutabakat metinleri mi olduğu net değil. DEM Parti Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'dan, Bahçeli'nin komisyon çağrısına destek geldiği ve AKP'nin de görüşlerini ifade ederek komisyonun kurulması gerektiğini söylediği belirtiliyor. Meclis Başkanı Kurtulmuş da sürecin planlandığı gibi devam ettiğini ve meselenin konuşulacağı yerin meclis olduğunu söyleyerek bu yönde "sarı ışık yaktığı" ifade ediliyor.

Yargının Gündemindeki Özel İsimler

Umut Davası kapsamında tanık olarak dinlenmek üzere çağrılan eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın, mahkeme tebligatlarının adresinde bulunamadığı gerekçesiyle kendisine ulaştırılamadığı ancak aynı sırada bir Galatasaray maçında locada görüntülendiği bilgisi kaynakta yer alıyor. Yalıkavak Marina'daki fotoğrafıyla da gündeme gelen Ağar'ın, mahkemece SEGBİS yoluyla dinlenmesine karar verildiği ancak duruşmanın 22 Eylül'e ertelendiği belirtiliyor. Kaynak, Ağar'ın locada eski Galatasaraylı yönetici Ergün Gürsoy, Oğuz Altay ve Uğur Güven ile birlikte görüldüğünü aktarıyor.

Bir diğer yargısal gelişme ise Sedat Peker ile ilgili. Peker'in Türkiye'ye dönüşünün "yargı duvarına takıldığı" ifade ediliyor. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 16 Mayıs'taki duruşmada Peker'in kırmızı bülteninin kaldırılması talebini reddettiği ve bir sonraki duruşmanın 28 Kasım'da yapılacağı bilgisi kaynakta yer alıyor. Özellikle MHP'li İzzet Ulvi Yönter ile Peker arasındaki sosyal medya mesajlaşmalarına dikkat çekilerek, MHP'de Peker'in Türkiye'ye dönmesi yönünde bir irade olduğu ancak bunun yargıda henüz hayata geçirilemediği yorumu yapılıyor.

Uluslararası Arena ve Dikkat Çeken Anlar

Uluslararası alanda da bazı dikkat çekici gelişmeler yaşanıyor. Vatikan'da yeni Papa'nın görevine başladığı özel bir ayin düzenlendiği ve bu ayine Ukrayna lideri Zelenski ile ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'in de katıldığı belirtiliyor. Vance'in sosyal medya hesabından paylaştığı, Zelenski ile kahkahalar atarken çekilmiş fotoğrafın, Beyaz Saray'daki gerginliğin ardından "buzların eridiği" mesajını taşıdığı yorumu yapılıyor.

ABD siyasetinden ise önemli bir sağlık haberi var. Kaynakta "82 yaşındaki önceki başkan" olarak tanımlanan Biden'ın, agresif prostat kanseri teşhisiyle tedavi gördüğü aktarılıyor. Geçen hafta idrar semptomları üzerine doktora gittiği, bir nodül bulunduğu ve 17 Mayıs Cuma günü kanserin kemiklere metastaz yaptığının açıklandığı bilgisi kaynakta yer alıyor. Kaynak, bu yaşlardaki kişilerin pek çok hastalığa açık olduğunu ve fiziksel/düşünsel performans düşüşlerinin görülebileceğini belirterek, ülkeyi yönetmek gibi görevler için bir yaş üst limiti konulması gerektiği yorumunu yapıyor.

Gündemin bu denli yoğun ve çeşitli konuları barındırması, önümüzdeki süreçte de hem iç siyasetin hem de yargı ve medya alanındaki tartışmaların devam edeceğini gösteriyor.