Halil Falyalı'nın Kilit İsmi Muhammed Yakut'un Şüpheli Ölümüyle Sırlar Mezara mı Girdi?

Halil Falyalı'nın Kilit İsmi Muhammed Yakut'un Şüpheli Ölümüyle Sırlar Mezara mı Girdi?

Türkiye, Halil Falyalı cinayetiyle bağlantılı kritik isim Muhammed Yakut'un şüpheli ölümüyle sarsıldı. Cezaevinden çıktıktan kısa süre sonra hayatını kaybeden Yakut'un son anları ve ölümüyle ilgili iki farklı senaryo gündemde.

Değerli okuyucularımız, bugün sizlere sarsıcı bir haberin perde arkasını aralayacağız. Türkiye gündemini derinden sarsan, karanlık bağlantıları ve iddialarıyla uzun süre konuşulan bir ismin, Muhammed Yakut'un şüpheli ölümü, ardında birçok soru işareti bırakarak hepimizi derin bir çıkmaza sürüklüyor. Bu makale, sadece ölüm haberinin ötesine geçerek, olayların kronolojik sıralamasını, şüpheleri ve uzman yorumlarını sizlere sunacak. Öyle ki, okumaya devam ettikçe, asıl şok edici gerçeklerin henüz su yüzüne çıkmadığını ve bu olayın çok katmanlı bir gizemi barındırdığını fark edeceksiniz.

Kaynakta aktarılan bilgilere göre, Muhammed Yakut, Hollanda'dan yola çıkarak Duisburg'a gitmiş ve burada kaldığı yerde ölümünden yalnızca 2-3 saat önce, belki de 4-34 saat önce son fotoğrafını çektirmiştir. Bu anlar, onun hayatındaki son kareler olarak tarihe geçti. Kaynak, bu yerin bir otel değil, özel bir ev olduğunu belirtiyor. Yakut'un, yolculuğu boyunca kendisine eşlik eden kişiye cezaevinde çok zor zamanlar geçirdiğini anlattığı, sürekli bir suikast tehdidi altında olduğu endişesini taşıdığı ve bu tedirginliğini daha önce de dile getirdiği ifade ediliyor. Hatta sürekli yakın yeğeni olan bir korumayla dolaştığı belirtiliyor. Ayrıca, Halil Falyalı cinayetiyle doğrudan bağlantılı olan Cemil Önal'ın ölümüne ilişkin, "Cemil Önal'ı kimin vurduğunu biliyorum" dediği bilgisi de kaynakta yer alıyor.

Yolculuğun ardından, Muhammed Yakut’un önce Hasret Altı adlı bir Türk restoranına giderek yemek yediği biliniyor. Sonrasında, korumasının da olduğu kendi evine bırakıldığı ve burada bir süre kaldığı belirtiliyor. Ancak akşamüstü, yine bir Türk'e ait başka bir işletmeye götürülüyor. Bu işletme, kaynakta "özel bir ev" olarak tanımlanmasına rağmen, bir bölümünün restoran, diğer bölümünün ise "Happy Garden" adında bir sauna olduğu, daha çok erkeklerin rağbet ettiği bir gece savunası gibi bir yer olduğu detaylandırılıyor. Muhammed Yakut'un, bu özel işletmeye 50 metre kala arabadan inip korumasıyla yürüdüğü ve kapıda onu bir Türk'ün karşıladığı aktarılıyor. İçeride bir saat kadar kaldıktan sonra korumasını arayarak "bir görüşmem daha var, sizi ararım, yemek yiyin oyalayın" dediği belirtiliyor.

Saatler gece 02.00 sularını gösterdiğinde Muhammed Yakut'tan ses gelmeyince, koruması ve yakınının binaya gittiği ve işletmenin kapandığını gördükleri ifade ediliyor. Kaynakta anlatılana göre, işletmedeki adamın "Siz kimi soruyorsunuz?" sorusuna, Yakut'u tarif ettiklerinde, "O kişi öldü, yarım saat bir saat önce öldü" yanıtını aldıkları belirtiliyor. Hatta bir ambulansın yaklaşık bir saat önce geldiği, kalp masajı yapıldığı ve Yakut'un vefat ettiğinin söylendiği de aktarılıyor. Koruma ve yakınları ambulansın geldiğini görmelerine rağmen, bunun Muhammed Yakut için olduğunu fark edemiyor veya hesap edemiyorlar. Kaynak, Yakut’un cenazesinin halen Alman yetkililerde olduğunu, otopsi işleminin yapılmasının beklendiğini ve ardından ailesine teslim edilerek Türkiye'ye gönderileceğini bildiriyor.

Ancak bu noktada, Muhammed Yakut'un ölümüyle ilgili iki ayrı ve çarpıcı senaryo ortaya atılıyor. İlk senaryoyu anlatan kaynaklar, Yakut'un restoranda tek başınayken kalp krizi geçirerek öldüğünü iddia ediyorlar. Ancak ikinci bir kaynak, olayın çok daha farklı olduğunu öne sürüyor: Yakut'un restorana değil, restorana bitişik olan "Happy Garden" adlı savunaya gittiğini ve burada uyuşturucu madde, özellikle kokain kullandığını iddia ediyor. Bu uyuşturucu maddenin etkisiyle hayatını kaybetmiş olabileceği belirtiliyor. İlk senaryoyu savunanlar, ikinci senaryonun Muhammed Yakut'u karalamaya yönelik olduğunu dile getiriyorlar. Kaynakta, bu iki iddiadan hangisinin doğru olduğunun net olmadığı vurgulanıyor.

Kaynak, bu ölümün neden bu kadar şüpheli olduğuna dair önemli noktalara parmak basıyor. Özellikle Cemil Önal'ın, Halil Falyalı cinayetiyle doğrudan bağlantılı olduğu ve röportajlar verdikten kısa bir süre sonra Hollanda'da, avukatıyla buluştuğu yerde, sokağın ortasında herkesin gözü önünde öldürüldüğü hatırlatılıyor. Cemil Önal'ı vuranların halen yakalanamadığı, görüntülerinin belli olmasına rağmen faillerinin bulunamadığı vurgulanıyor. Muhammed Yakut'un ise, Cemil Önal'la doğrudan temas halinde olduğu ve "Cemil Önal'ın neden öldürüldüğünü biliyorum" diyen kişi olduğu belirtiliyor. Yakut'un cezaevindeyken suikast şüphesiyle yerinin değiştirildiği ve başka bir şehirdeki cezaevine nakledildiği de aktarılıyor. Ve tıpkı Cemil Önal gibi, hapisten çıktığı gün, koruması ve şoförü tarafından götürüldüğü binada, bir iddiaya göre restoranda, diğer iddiaya göre ise restoranla bitişik ve aynı işletmeye ait olan "Happy Garden" adlı saunada kalp krizinden şüpheli bir şekilde hayatını kaybettiği ifade ediliyor.

Bu iki ölüm arasında dikkat çekici benzerlikler bulunuyor. Hem Cemil Önal'ın öldürüldüğü otelin hem de Muhammed Yakut'un gittiği Happy Garden'ın bir Türk'e ait olduğu ve bu yerlerin ikisi için de tanıdık, hatta düzenli gittikleri "güvenlikli alanlar" olduğu belirtiliyor. Muhammed Yakut'un sürekli korumasıyla dolaştığı, kendini korunduğunu düşündüğü anlatılırken, kaynak, bu durumun doğru olmadığını ima ediyor. Yakut'un cezaevindeyken 15-16 kilo zayıfladığı da son fotoğrafından anlaşılan detaylar arasında.

Kaynakta, Muhammed Yakut'un ölümüyle ilgili bir dolu şüphenin bulunduğu, sadece kendisiyle beraber götürdüğü sırların değil, ölümünün de soru işaretleriyle dolu olduğu net bir şekilde ifade ediliyor. Nerede öldüğüne dair belirsizlikler (restoran mı, sauna mı?), yanında birilerinin olup olmadığı, uyuşturucu kullanıp kullanmadığı iddiaları, kronik kalp hastası olup olmadığı veya kalp krizi dışında başka bir nedenle mi hayatını kaybettiği gibi birçok bilinmeyen bulunuyor. Ayrıca, "ne biliyordu" sorusu da havada asılı kalıyor. Bayram Bozkurt'un, bu ikilinin (Cemil Önal ve Muhammed Yakut) diyaloğuna yakın bir şahit olduğu ve onda bazı bilgiler olabileceği düşünülüyor.

Sonuç olarak, Muhammed Yakut'un ölümü, tıpkı Halil Falyalı cinayeti ve Cemil Önal'ın şüpheli ölümü gibi, Türkiye'nin yakın geçmişindeki karanlık olaylar zincirine yeni bir halka eklemiş durumda. Tüm bu sırlar ve çözülemeyen sorular, adeta bir domino etkisi yaratarak, Türkiye'nin adalet ve güvenlik sisteminin derinliklerinde yatan çok daha büyük bir gerçeği işaret ediyor olabilir. Muhammed Yakut'un ölümüne dair resmi açıklama beklenirken, kamuoyu, bu tür şüpheli ölümlerin ardındaki gerçeklerin ne zaman aydınlanacağını merakla bekliyor. Asıl büyük soru işareti ise, bu sırlar yumağının ne kadar daha büyüyeceği ve daha kimlerin bu gizemli zincirin kurbanı olacağı...