Türkiye'nin gündemi, son aylarda ardı ardına patlayan olaylar, şüpheli ölümler ve beklenmedik gelişmelerle oldukça hareketli. Kamuoyunun vicdanını derinden yaralayan, adalet duygusunu sorgulatan vakalar, hafızalardaki yerini koruyor. Her bir olayın ardında yatan sır perdesi aralanmaya çalışılırken, bazen öyle bağlantılar ortaya çıkıyor ki, "bu tesadüf mü, yoksa gizli bir el mi var?" sorusunu akıllara getiriyor. İşte tam da bu noktada, şimdilerde çok daha büyük bir iddiayla adı anılan bir hukukçu, Türkiye'nin en tartışmalı isimlerinden biriyle olan ilişkisiyle bir kez daha mercek altına alındı. Bu ilişki, sadece bir müvekkil-avukat bağından çok daha fazlasını işaret ediyor gibi.

Uzun yıllardır süregelen davalar, karanlık olaylar ve toplumda infial yaratan cinayetler, ne yazık ki ülkemizin acı gerçekleri arasında yer alıyor. Ancak bu olaylar zincirinde öyle bir döngü var ki, bazı isimler adeta bir kara delik gibi, nerede bir skandal varsa orada beliriveriyor. Bu durum, halk arasında "acaba bir bağlantı mı var?", "kim bu kişi?" gibi soruların fitilini ateşliyor. Yıllarca süren davaların, kamuoyunun baskısıyla yeniden açıldığı, dosyalardaki eksiklerin gün yüzüne çıktığı anlarda, bir isim sürekli olarak dikkat çekiyor. Bu isim, her ne kadar adliye koridorlarında sessiz sedasız işini yapan bir hukukçu olsa da, son olaylarla birlikte tüm gözler ona çevrilmiş durumda.

Kuşkusuz, kamuoyunun adalet beklentisi her zaman en üst düzeyde olmuştur. Ancak zaman zaman öyle durumlar ortaya çıkar ki, bu beklenti derin bir hayal kırıklığına dönüşebilir. Özellikle toplumsal yankı uyandıran, gencecik hayatların son bulduğu vakalarda, adaletin tecellisi için atılan her adım yakından takip edilir. İşte bu tür olayların içerisinde, hiç beklenmedik bir şekilde adı geçen bir avukat, son günlerde "suikast hazırlığı" gibi ağır bir iddiayla tutuklandığında, dikkatler bir kez daha bu ismin üzerinde toplandı. Bu durum, avukatın geçmişteki müvekkil ilişkilerinin de yeniden sorgulanmasına yol açtı.

Sosyal medya, günümüzde olayların hızla yayılmasında ve görünmeyen bağlantıların ortaya çıkmasında kilit bir rol oynuyor. Tıpkı şimdilerde gündemi sarsan bu avukatın durumunda olduğu gibi. Adı "Aziz İhsan Aktaş'a suikast hazırlığı" iddialarıyla anılan ve tutuklanan bu hukukçu hakkında ortaya çıkan detaylar, bir anda ülkenin en çok konuşulan konularından biri haline geldi. Özellikle kendi sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşım, tüm bu şaşırtıcı bağlantının ilk sinyallerini verdi. Paylaşımında, uzun süren bir hukuki mücadelenin ardından özgürlüğüne kavuşan bir isimden bahseden avukatın, bu kişiyle çekilmiş fotoğrafı da eklemesi, büyük yankı uyandırdı. "Uzun süren hukuki mücadelemiz sonucunda özgürlüğüne kavuşan Ümitcan Uygun kardeşimin ziyareti ile mesaiye kaldığımız yerden devam" notuyla yapılan bu paylaşım, akıllara hemen o meşhur ismi getirdi.

Gazeteci Emrullah Erdinç'in de yaptığı açıklamalarla taşlar yerine oturmaya başladı. Erdinç, bu avukatın daha önce Aleyna Çakır olarak bilinen Sema Esen'in şüpheli ölümüyle gündeme gelen isimle olan bağını açıklıkla ortaya koydu. Hatırlanacağı üzere, Aleyna Çakır'ın ölümünden kısa bir süre önce, ona şiddet uyguladığı görüntüler sosyal medyaya düşen o kişi, kamuoyunda büyük tepkilere neden olmuştu. İşte o ismin cezaevine girip tutuklandığı dönemde, hukuki desteğini esirgemeyen avukatın ta kendisiydi. Hatta bu avukat, o ismin cezaevinden çıkışına kadar tüm yasal süreçte yanında durmuş, ona destek vermeyi sürdürmüştü. Yani aralarındaki ilişki sadece mesleki bir bağın ötesinde, derin bir dayanışmayı gösteriyordu.

Ancak bu çarpıcı ilişkinin de bir dönüm noktası oldu. Avukatın desteklediği bu isim, Esra Hankulu cinayeti nedeniyle bir kez daha gözaltına alındığında, avukatlık ilişkisi ani bir şekilde son buldu. İşte tüm bu olaylar zinciri, kamuoyunda "Her taşın altında bu avukat mı var?" sorusunu yüksek sesle sordurmaya başladı. Zira, Aziz İhsan Aktaş'a yönelik suikast hazırlığı iddiasıyla tutuklanan bir avukatın, Türkiye'nin en tartışmalı cinayet dosyalarından ikisinde adı geçen bir ismin yakın destekçisi olması, sadece bir tesadüf olmanın ötesinde çok daha fazlasını düşündürüyor.