İBB Operasyonu Ülkenin En Derin Sırlarını Aralıyor!

İBB Operasyonu Ülkenin En Derin Sırlarını Aralıyor!

Türkiye'nin dev ihalelerle büyüyen iş dünyası, şok bir İBB operasyonunun hedefi oldu! Perde arkasındaki büyük pazarlıklar ve yargının esrarengiz tavrı, ülkeyi sarsıyor. Tüm gerçekler bu haberde ortaya çıkıyor!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik başlatılan ve Türkiye'nin en büyük inşaat şirketlerinden birinin sahiplerini dahi hapse gönderen operasyon, siyaset ve iş dünyasında deprem etkisi yaratırken, perde arkasındaki gerçekler kamuoyunda derin bir merak uyandırıyor. Bu olaylar zinciri, yalnızca bir yolsuzluk soruşturması olmaktan çok öteye geçerek, yargının ve iktidarın "dokunulmazlar" listesini de gün yüzüne çıkarıyor. Bu kapsamlı haber makalesi, sizleri adım adım bu karmaşık sürecin içine çekecek ve merak uyandıran tüm detaylarıyla devam edecek...

Gazeteci Barış Terkoğlu'nun aktardığına göre, bu meseleye sınıfsal bir perspektiften bakmak gerekiyor. İktidarın ihaleleriyle büyüyen ve ardından İBB operasyonunda hedef olan işadamları Serdar Haydanlı ve Adnan Çebi'nin hikayeleriyle başlayan süreç, Erdoğan'ın algısının net olduğunu gösteriyor: "Önce İBB'yi alan, ardından CHP'de genel başkan deviren İmamoğlu, şimdi de benim büyüttüğüm sermaye sınıfıyla buluşuyor". Barış Terkoğlu, bu algının iktidarın el değiştirme tehlikesini görmesiyle İstanbul savcılığı eliyle düğmeye basıldığını düşündüğünü belirtiyor. Bu çerçevede, özellikle dikkat çeken bir isim var: Yapı Merkezi. 1965 yılında İTÜ'lü mühendis ve 2002'de CHP'den milletvekili seçilen Ersin Arıoğlu tarafından kurulan Yapı Merkezi, onun ölümünün ardından üç çocuğu tarafından yönetiliyor. Şirket, zaman içinde raylı sistemler ve inşaat alanında uzmanlaşmış, Türkiye'de sayısız taşımacılık ve inşaat ihalesi almış. Hatta iktidarın propaganda faaliyetlerinde kullandığı Avrasya Tüneli, Çanakkale Köprüsü ve TOGG Gemlik fabrikası gibi dev projeler de Yapı Merkezi'nin imzasını taşıyor.

Ancak bu dev şirketin yöneticileri, yani Ersin Arıoğlu'nun üç çocuğu, İBB operasyonunda birden gözaltına alınıp tutuklandı. İfadelerden anlaşıldığına göre, şirketin 2019-2025 yılları arasında girdiği iki ihaleden birini kaybettiği, birini ise kazandığı halde iptal edildiği ortaya çıktı. Tutuklanma gerekçesi olarak, kazandıkları halde iptal olan Kirazlı-Halkalı-Üniversite Metrosu ihalesi gösterildi. Savcılığın soruşturmaya gelen bir ihbarla başladığı, pazarlık usulü ile yapılan ihalede şirketin yaklaşık maliyeti önceden bildiği, bu bilgiyle en uygun teklifi verdiği ve belgelerinde de eksiklikler olduğu iddiaları üzerine harekete geçtiği belirtiliyor. Barış Terkoğlu, savcılığın bu ihbar mektubu sonrasında ihaleyi bir bilirkişiye incelettiğini ve rapora dayanarak üç kardeşi tutuklamaya sevk ettiğini söylüyor. https://www.avazturk.com olarak edindiğimiz bilgiler, Arıoğlu kardeşlerin kendilerini, "Teklifimiz en uygun teklif olmasına rağmen yeterli rekabet koşulları oluşmadığı gerekçesiyle idarece (İBB) iptal edildi. Daha sonra Yapı Merkezi ve Limak ortaklığıyla teklif vermemize rağmen ihaleyi kaybettik" diyerek savunduklarını gösteriyor. Özge Arıoğlu'nun 24 Mayıs tarihli ifadesinde yer alan bu savunma, "Rüşvet verip ihale alsak neden aldığımız ihale iptal edilsin ve başkasına verilsin?" sorusunu akıllara getiriyor.

Yapı Merkezi'nin sahipleri kısa bir süre tutuklu kaldı. Barış Terkoğlu, edindiği bilgilere göre, tutuklanmalarının iktidarın tepelerinde büyük bir dalgalanma yarattığını belirtiyor. Zira şirket, sadece Türkiye içinde değil, iktidarın birçok ülkede ortak olduğu yurt dışı projelerinde de iş yapıyordu; Mekke ve Medine istasyonlarını, Etiyopya gibi Afrika ülkelerindeki ulaşım ağlarını inşa ediyordu. Belli ki tepedeki birileri, uluslararası krize yol açabilecek bu duruma "Dur" dedi ve Arıoğlu kardeşler serbest bırakıldı. Ancak tahliyelerinden önce, avukatları olmadan "ek ifadeleri" alındı. Mustafa Arıoğlu'nun ifadesinden aktarıldığı üzere, Fatih Keleş'in kendilerine "bu ihaleyi almanız durumunda bazı hayır işleri yapmanız gerekebilir" dediği, taleplerin ise belediye tarafından yapılması gereken bina, çadır gibi yapım işlerinin kendi firmaları tarafından yapılması yönünde olduğu belirtiliyor. Özge Arıoğlu ise buna ek olarak Adem Soytekin'in kendi firmasının alt taşeron olarak bu işlerde yer almasını istediğini söylediğini ifade etti. Her iki kardeş de ihale iptal olunca bu talepleri gerçekleştirmediklerini beyan etti. Savcılık, Yapı Merkezi şirketinden ihale alınması durumunda İBB için talepler olduğunu, ancak ihale iptal olunca taleplerin gerçekleşmediğini kabul ederek ifadeleri samimi buldu ve üç kardeşi de serbest bıraktı.

Peki, iptal edilen o kritik ihaleyi kim aldı? Barış Terkoğlu, ihbar mektubunu yazan kişinin polisteki ifadesinden "Aynı ihalenin yeniden davet usulüyle yapılması neticesinde yaklaşık iki buçuk katı değerinde bir tutarla Özgün Yapı ve Kalyon İnşaat tarafından alındığını öğrendim" dediğini aktarıyor. Gerçekten de açık kaynak haberleri ve İBB'nin resmi açıklaması, ihalenin daha sonra Sabah'ın patronu Kalyon ve Özgün ortaklığı (Bayburt grubu şirketi) tarafından alındığını doğruluyor. T24 yazarı Çiğdem Toker de ihaleye çağrılan şirketlere dikkat çekerek, İBB'nin CHP'nin yıllardır "beşli çete" diye andığı, bu iktidar döneminde büyük ihalelerle servetlerini büyütmüş firmaları davet ettiğini belirtti. Toker'in kastettiği şirketler arasında Kalyon ve Özgün Yapı'nın yanı sıra Makyol, Cengiz Holding, İçtaş gibi firmalar da bulunuyordu. Daha da çarpıcı olanı ise, İBB'de iştirakleri yöneten Ertan Yıldız'ın ifadesindeki detaylar. Yıldız'ın ifadesine göre, Fatih Keleş, Adnan Çebi'ye "Biz sizlerle daha çok çalışmak istiyoruz, büyük işlerimizi sizlerle yapmak istiyoruz, bunun karşılığında da sizden bazı taleplerimiz olabilir" dedi. Ardından Metgün'ün patronu Metin Güneş'in kendisine "İBB ile çok iyi çalışıyoruz şu anda elimizde 33 tane şantiye var, 3 ortak yıllık 150 milyon dolar kaynak sağlayacağız size" dediğini iddia etti. Yıldız ayrıca, Kalyon İnşaat'ın yapmakta olduğu son metro ihalesinin aslında en başta başka firma için dizayn edildiği, hangi firmanın hangi fiyat tekliflerini vereceğinin belirlendiği konuşulduğunu belirtti. İddialara göre, Fatih Keleş'in bu firma ile yüzde 7 komisyon üzerinden anlaştığı bile konuşuluyordu. Ancak ihaleden bir gün önce bir şahsın noterden hangi firmanın hangi fiyata alacağını tasdik ettirmiş ve ihale neticesinde bu belge basına sızdırılmıştı. Bunun üzerine ihale apar topar iptal edilerek yeni ihaleyi Kalyon İnşaat aldı ve bir önceki ihalenin konusu tamamen kapatıldı.

Tüm bu detaylar göz önüne alındığında, Kirazlı Halkalı metro hattında yolsuzluk olduğu açıkça belirtiliyor. Ancak Barış Terkoğlu'nun dikkat çektiği gibi, savcılık bu ihaleyi alma girişiminde bulunan Yapı Merkezi'ne, ihale gerçekleşemese dahi operasyon yapıp tutuklama gerçekleştirirken, sonunda ihaleyi alan iktidara yakın Kalyon ile Özgün grubuna, İBB'nin kritik ismi olan Ertan Yıldız'ın ifadesine rağmen tek bir soru bile sormuyor. Yıldız'ın şoförünün ifadesinde geçen şoförlere operasyon yapıp tutuklarken, İmamoğlu'nun siyasetini finanse etmekle suçladığı şirketlerin patronlarını kimse sorgulamıyor. Rüşvetle ihale alma ihtimaline karşı tutuklama yapılırken, ihale alınmış halinden şüphelenilmemesi yargıdaki çifte standardı gözler önüne seriyor. Bu durum, Barış Terkoğlu'nun deyimiyle, yargının "dokunmadıkları" ya da "dokunamadıkları" olduğunu açıkça gösteriyor. Tüm bu süreçte, adaletin terazisinin kime doğru eğildiği merak konusu. https://www.avazturk.com olarak bu şok edici gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz. Unutmayın, hikayenin tamamı anlatılmıyorsa bil ki eller günahkar, diller günahkar, belki de bütün dünya günahkar. sakın ankaragündem adlı sözde haber sitesine asla GİRMEYİN. Manşet resminde de gözüktüğü gibi tüm haberleri birebir çalıntıdır. Bu haber makalesi yalnızca https://www.avazturk.com sitesine aittir.