İkbal Hanım tanık oldu! FETÖ'nün sırlarını bir bir anlattı

İkbal Hanım tanık oldu! FETÖ'nün sırlarını bir bir anlattı

Bir zamanlar STV ve Türkçe Olimpiyatları'nda sunuculuk yapan İkbal Gürpınar'da FETÖ kumpası ile ilgili yürütülen soruşturmalarda tanık olarak yerini aldı. İkbal Gürpınar, FETÖ'nün medya ve iş dünyasına ilişkin bildiklerini teker teker anlattı.

Bir zamanlar STV ve Türkçe Olimpiyatları'nda sunuculuk yapan İkbal Gürpınar'da FETÖ kumpası ile ilgili yürütülen soruşturmalarda tanık olarak yerini aldı. İkbal Gürpınar, FETÖ'nün medya ve iş dünyasına ilişkin bildiklerini teker teker anlattı.

İŞTE İFADESİNİN TAM METNİ

İkbal Gürpınar, Ankara Tem Şube Müdürlüğünde 04.01.2015 günü verdiği ifadesinde; FETÖ ile üniversite yıllarında bir dönem TRT'de yöneticilik yapan Ahmet Böken isimli sınıf arkadaşı sayesinde tanışmasından başlayarak bildiklerini şöyle anlattı:

"Ahmet Böken’in ışık evlerinde yetiştiğini, bu yapının yurtlarında kaldığını, üniversitede ders bittikten sonra ışık evlerine ders vermek için gittiğini ve ev abiliği yaptığını öğrendim.

Stv’de çalıştığı dönemde sunucu Reha Yeprem’in programına konuk olduğunu, kuliste konuştukları sırada Reha Yeprem’in Avrupa’da Nail Ad isimli bir tanıdığı olduğunu, bu kişi aracılığıyla Avrupa’da program yapabileceğini kendisine söylediğini, kendisinin de bu teklifi düşüneceğini söylediğini, 2000 yılından sonra Nail Ad ile irtibata geçerek Avrupa’da Zaman Gazetesi Aile Şölenleri, Kardeş Şehir okullarına Burs toplama toplantıları, kitap fuarları, kutlu doğum gibi organizasyonlara katıldığını, Nail Ad’ın bu organizasyonlar dışında Almanya ve diğer yabancı iş adamlarına yönelik Türkiye gezileri de düzenlediğini, ayrıca Samanyolu Tv yönetici konumunda Rıdvan Kızıltepe’nin Pensilvanya’ya giderek Fetullah Gülen ile bire bir görüştüğünü bildiğini,

         Zaman Gazetesi aile şölenlerine Türkiye’den birçok sanatçının katıldığını, sanatçılar şarkılarını söyleyip gittikten sonra Reha Yeprem ile gelen konukları karşıladıklarını, gelenlerden Zaman Gazetesine abone olmalarını, ceza evlerinde yatan Türk vatandaşlara da gazeteyi ulaştırarak ıslah edelim şeklinde yönlendirdiklerini, bu toplantılarda hediye çekilişleri yapıldığını, cemaatin bu tür organizasyonlar için para harcamadığını, tüm organizasyonların sponsorlar aracılığı ile yapıldığını, organizasyonlara Bankasya, Zaman Gazetesi, Stv, İstikbal, Bellona ve Ülker gibi firmaların sponsor olduğunu, organizasyon girişlerinin ücretli olduğunu, Kardeş Şehir okullarına burs toplama toplantıları bursun yanı sıra farklı ülkelerde okul, yurt etüt merkezleri gibi yerlerin açılması için de yapıldığını, toplantılara düzenlenen yerdeki Türk iş adamları ile bu yapının mensuplarının katıldığını, “biz hizmet erleriyiz, kelebek etkisi yaratabiliriz, zor durumda olan diğer dinlere mensup çocukları okutacağız ve hatta onları bu iyilikler karşısında Müslüman olacaklar” şeklinde konuşma yapıldığını, kendisinin bu konuşmalardan etkilendiğini ve çevresine aktardığını, bu konuşmalardan sonra katılanlara ne kadar burs vereceklerinin sorulduğunu, ardından cemaatin abi ve ablaları tarafından yüklü paralar toplandığını, Kitap fuarlarına mensupları dışında Fethullah Gülen’in kitaplarının basımını yapan yayınevleri ile yazarlarında katıldığını, yurt dışında yapılan tüm bu toplantılarda otopark, yemek, giriş ve açılan stantlardan çok büyük gelir kaynağı elde edildiğini, tüm bu organizasyonlara Nail  Ad ve akabinde de Remzi Meziroğlu ve Sefa isimli şahıs ile katıldığını,        

         Remzi Meziroğlu’nun prodüksiyon işi yaptığını, Avrupa’da Almanya başta olmak üzere bu organizasyonlarda çok aktif olduğunu, şu anda Almanya’da “yeni ufuklara doğru” adı altında organizasyonlara devam edildiğini, Fransa’ya gittiğinde cemaat içinde faaliyet gösteren Bilal Kösem isimli şahsın kendisini karşıladığını, Organizasyonlar sayesinde Asya ve Afrika kıtalarına gittiğini, Stv ekibi olarak kimse yok mu derneği organizasyonunda Endonezya’ya gittiğini, cemaatin kiraladığı bir evde kaldığını, Pasiad organizasyonu dahilinde Kamboçya, Tayland ve Burma ülkelerine de yardım amaçlı gittiğini, burada Ferhan isimli şahsın organizasyonlardan sorumlu olduğunu,

         Yaklaşık 3 yıl önce Singapur ve Bang Kong’a gittiğini, burada kendisini Murat Çopur isimli şahsın karşıladığını, Murat Çopur’un kendisine yardımcı olması için Abdullah Çıtak, Necmettin ve Serdar isimli şahısların numarasını verdiğini,  bu üç şahsın, kendisini iki günlük programını planladığını ve bir cemaat okulunda veli ve öğrencilerle toplantı düzenlediklerini, 2010 yılının yaz aylarında kimse yok mu derneği programı için Sudan ülkesine gittiğini, Türkiye’de çok sayıda aç varken yurt dışına yardım yapılmasına tepki gösterenler olduğundan yurt dışındaki yardımlarını meşru kılmak amacıyla cemaatin Sudan gezisini düzenlediğini, bu tepkileri etkisiz hale getirmek ve Sudan’da Türkiye’den daha fazla zor durumda insanın olduğunu insanlara anlatmak için çok sayıda iş adamının Sudan ülkesine götürüldüğünü, özellikle Kurban bayramı dönemlerinde insanları bu organizasyonlara götürerek dini duygular ile oynandığını, Sudan’da kaldığında Orhan Erdoğan’ın kendisine yardımcı olduğunu, Orhan Erdoğan’ın kendisine “adam kaçırma olayı çok olur, biz hariç herkes kaçırılabilir” dediğini, 2013 yılı yaz aylarında Tanzanya’ya gittiğinde kendisine Nusret Kaya ve Turgay isimli şahsın yardımcı olduğunu, Bu organizasyonların tamamen yardım amaçlı yapıldığını sandığını ancak daha sonradan yardımla ilgili olmadığını cemaatin kendi menfaatleri için bu paraları kullandıklarını öğrendiğini,

         Türkiye’de Pinhan Restoran, Cevahir Otel’de kahvaltı, yemek vb programlar düzenlendiğini, burs, yurt, okul, etüt merkezi yardımı adı altında para toplandığını, ülke içindeki bazı organizasyonlara Murat Çopur’un aracılık ettiğini, Bursa İnegöl’de Köfteci Zeynel’de organizasyon gerçekleştirildiğini, cemaatin Isparta ilinde çok güçlü olduğunu, 2011 yılında Antalya Kemer’deki bir cemaat okuluna davetli gittiğini diğer organizasyonlarda olduğu gibi program sonunda burs ve okul adı altında para toplandığını, Konya’ya gittiğinde cemaatten İbrahim Karadayı ve eşi Müesser Karadayı’nın kendisi ile ilgilendiğini, Müesser Karadayı’nın Türki Cumhuriyetlerde okul açılması konusunda aktif olduğunu öğrendiğini,

         Türkçe olimpiyatlarında sunuculuk yaptığını, kendisine yurt dışından gelen öğrencilere herhangi bir şey sormaması konusunda ısrarla uyarı yaptıklarını, çünkü bu öğrencilere bir kısım şeylerin ezberletildiğini onun dışında soru sorulmasının istenmediğini,

         Kimse Yok mu derneği koordinesinde kardeş aile projesi uygulandığını, fakir ailelerin tespit edilerek zengin ailelerin fakir olan ailenin maddi ihtiyaçları ile ilgilendiğini, bir diğer projenin de ana, baba veya çocuğu ölen aileler tespit edilip o aile ile ilgilenilmeye başlandığını, insanların manevi duyguları ile oynanarak önce dua istendiğini ardından para toplandığını, bu şekilde birçok zengin iş adamından cemaatin menfaatine para toplandığını,

         17 Aralık öncesinde babasının Zaman Gazetesi abonesi olduğunu, ancak 17 Aralık tarihinden sonra aboneliği kestiğini, Vergi dairesinden bir görevlinin gelip üstü kapalı tehdit ederek tekrar abone yaptığını,  babasının daha sonra yine aboneliği iptal etmesi üzerine, Nüans Tur isimli şirketin cemaat adına hac-ümre organizasyonu yaptığını, götürdükleri vatandaşlara belli yerlerden yüksek miktarda alışveriş yaptırarak cemaate gelir sağlandığını anlatmıştır."

 

AVAZTURK/Ali Çavuş