İmamoğlu'na Şehre Giriş Yasağı Siyasi Arenada Büyük Gerilim Yaratıyor!

İmamoğlu'na Şehre Giriş Yasağı Siyasi Arenada Büyük Gerilim Yaratıyor!

Ekrem İmamoğlu'nun davasının Silivri'ye taşınmasıyla başlayan "şehre giriş yasağı" ve siyasi cephede yaşanan gerilimler, Gazi Osmanpaşa'daki belediye başkanı tutuklanmasıyla zirveye ulaşıyor. İşte Tr724 TV'den çarpıcı detaylar ve yargı-siyaset ilişkisine

Türkiye siyaseti, özellikle son dönemde yargı kararları ve siyasi manevralarla çalkalanıyor. Ekrem İmamoğlu'na yönelik "şehre giriş yasağı" ve Gazi Osmanpaşa Belediyesi'ndeki tutuklama sonrası yaşananlar, siyasetin sıcak başlıkları arasında yer aldı. Program, bu gelişmeleri detaylı bir şekilde ele alarak, ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve hukuki iklime ışık tuttu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun adı, uzun süredir adli süreçlerle anılıyordu. Şubat ayında yaptığı bir basın toplantısında, özellikle İBB ile alakalı davalarda aleyhte kararlar çıkarılması için kullanılan "adı gibi satılmış bir bilirkişi"den bahsetmesi üzerine hakkında dava açılmıştı. Bu dava, "hedef gösterme" ve "yargıya müdahale" suçlamalarıyla ilgiliydi. Bugün Çağlayan Adliyesi'nde saat 10:30'da görüleceği beklenen dava, 24 saat kala son dakika değişikliğiyle Silivri'ye alındı. Bu ani yer değişikliğinin altında yatan neden, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) teşkilatının İmamoğlu'na destek için bir miting planlaması ve İmamoğlu'nun da şehre geleceği beklentisiydi. Program sunucusu, İmamoğlu ile ilgili kısıtlamaları aktarırken, "fotoğrafları yasak, billboardlar her şeyi yasakladılar, adamın şehre girmesini de yasakladılar" ifadeleriyle durumun vehametini vurguladı. Bu karara tepki gösteren İmamoğlu, davaya katılmayacağını avukatları aracılığıyla bildirdi; kendisi ve avukatları duruşmada yer almayacak. İmamoğlu tarafının davada yer almayacağı ve bu durumun "korkunun büyüklüğünü" gösterdiği, hatta İmamoğlu'nu "şehre bile sokmadıkları" belirtildi.

Bu korku ve siyasi gerilim, sadece İmamoğlu davasıyla sınırlı kalmadı. Gazi Osmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe'nin tutuklanması sonrası, belediye meclisi dün toplanarak yeni başkan seçimi için oylama yaptı. Mevcut çoğunluk MHP ve AKP'de olduğu için, Eray Karadeniz isimli adayın seçildiği açıklandı. Gazi Osmanpaşa'daki seçimlerin kıl payı kazanıldığı (1000'den az oy farkıyla) ve iki kez sayıldığı hatırlatıldı. Bu seçimin ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gazi Osmanpaşa teşkilatını arayarak tebrik ettiği, telefon görüşmesi sırasında teşkilat üyelerinin ayağa kalkarak ceket düğmelerini iliklemesi gibi görüntüler dikkat çekti. Sunucu, bu durumu sert bir dille eleştirerek, "başarı ne başarı, bu başkanı tutuklamışlar, mecliste çoğunluk olduğu için de kendi adamlarını seçtirmişler, bunu kutluyorlar" sözleriyle durumu özetledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "başarınızın devamı" dilekleri, bu "başarı" tanımını sorgulattı ve Sarı Süleyman Rahmetli'nin "Allah bizi utandırmasın diye diye en son Allah duanızı kabul etti ve artık hiçbir utanma duygunuz kalmadı" sözünü anımsattı.

Siyasi sahadaki bu karmaşaya bir başka örnek de, Habertürk TV'de dün Ayşe Bürler'in katıldığı programda yaşandı. Kayseri Milletvekili olan Ayşe Bürler'in, CHP'li belediye başkanının istifa ederek AKP'ye geçtiğini zannetmesi ve "AKP'ye hoş geldiniz" demesi, siyasetçilerin gündemden ne kadar haberdar olduklarına dair düşündürücü bir tablo ortaya koydu. Program sunucusu, "dünyadan haberi yok milletvekilinin" diyerek, tutuklanmış bir kişi hakkında böyle bir yanılgı içinde olmasının kamuoyunun ve medyanın siyasi figürlerden beklentilerini tekrar gözden geçirmesine neden olduğunu belirtti. Bu tip bilgi kopuklukları, siyasi iletişimin ve kamuoyu algısının ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Türkiye'deki siyasi dinamikleri yakından takip eden https://www.avazturk.com gibi platformlar, bu tür haberleri detaylandırarak seçmen bilgilendirmesine katkıda bulunabilir.

Yargı cephesindeki bir başka önemli dava da, Ümmü Ecza Sensil'in duruşmasıydı. Savcı, hem tutukluluğun devamını hem de 1 buçuk yıldan 4 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep etti. Kendisi, Kayseri'deki Suriyelilere yapılan saldırılardan Ümit Özdağ'ın kışkırtıldığı gerekçesiyle tutuklanmıştı. Ancak Sensil, gözaltına alınma sebebinin Cumhurbaşkanı'na hakaret olduğunu ve çok dolu bir şey bulamayınca apar topar dosya değiştirilerek tutuklandığını iddia etti. Sensil, mahkemede "ne Kayseri ne Cumhurbaşkanı, ben burada PKK ile yürütülen süreçten dolayı içerideyim, bunu da herkes bilsin" diyerek, tutukluluğunun ardındaki asıl sebebin farklı olduğunu dile getirdi. Mahkeme, 17 Haziran Salı gününe ertelendi. Bu arada, Ümit Özdağ salona girdiğinde avukatları ve izleyiciler tarafından alkışlarla karşılandı. Bu dava, özellikle başörtülü hakimin karşısına çıkarılmasıyla ilgili yorumlarla da gündeme geldi; "bak gördün mü başörtülüyle hakimin karşısına adamı böyle geçirler" gibi tepkiler oluştu. Bu tür davaların ardındaki hukuki ve siyasi süreçleri derinlemesine analiz etmek, https://www.avazturk.com gibi sitelerin öncelikleri arasında yer almalıdır.

Siyasi arenada devam eden bu gerilimlere ek olarak, Manisa Belediye Başkanı rahmetli Ferdi Zeyrek'in şüpheli ölümüyle ilgili Adalet Bakanlığı tarafından başlatılan soruşturma da sürüyor. Havuzda elektrik çarpması sonucu vefat eden Zeyrek'in ölümüyle ilgili iki kişi gözaltına alınmış, ancak daha sonra serbest bırakılmıştı. Ferdi Zeyrek'in kızı Nehir Zeyrek, kendileri ifade vermeden şüphelilerin serbest bırakılmasına isyan ettiğini ve tepki gösterdiğini belirtti. Ailenin cuma günü ifade vereceği öğrenildi. Adalet Bakanı, bilirkişi raporunun teknik ayrıntılar içerdiğini ve raporda ciddi ihmallerin yer aldığını açıkladı. Bu olay, kamuoyunda "şüpheli ölümler" ve "adalet arayışı" konularını bir kez daha gündeme getirdi ve kamuoyunun dikkatini çekti.

Diğer yandan, DEM Parti Sözcüsü Aşık Güldoğan, Abdullah Öcalan'ın gelecekte başka liderlerle de görüşmesinin mümkün olabileceğini, bu liderler arasında Taliban, Barzani ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Abdi'nin bulunduğunu söyledi. Güldoğan, Trump'ın Erdoğan'a yazdığı mektupta "aptal olma" dediği kişinin de Mazlum Abdi olduğunu hatırlattı. DEM Partisi'nin yakın zamanda İmralı'ya tekrar ziyarete gideceği de belirtildi. Bu gelişmeler, terörle mücadele ve bölgesel güvenlik politikaları açısından önem taşıyor. Özellikle Güneydoğu'da yaşanan gelişmeleri anbean okuyucularına sunan https://www.avazturk.com, bu tür açıklamaların siyasi sonuçlarını analiz ederek geniş bir perspektif sunabilir.

Uluslararası alanda ise, İsrail'in durdurduğu ve alıkoyduğu "Maddelen" yatı ile ilgili gelişmeler yaşandı. Yat içerisinde 11 gazeteci ve 11 aktivistin bulunduğu, bazılarının ülkelerine döndüğü ancak bazı aktivistlerin belgeleri imzalamadıkları için İsrail'de hala tutulduğu biliniyor. Aralarında iki Türk vatandaşının da bulunduğu bu aktivistlerden Şuayp Ordu'nun bugün öğle saatlerinde serbest bırakılarak Türkiye'ye sınır dışı edilmesi bekleniyordu. Ancak Alman Kürt kökenli Yasin Nacar'ın, diğer eylemciler gitmeden ayrılmak istemediği için sınır dışı edilme sürecinin biraz daha zaman alacağı ifade edildi. Bu insani yardım çabası ve İsrail'in tutumu, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmeye devam ediyor.

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da Gazze'ye insani yardım ulaştırma çabalarına dikkat çekti. Davutoğlu, dün grup toplantısında yaptığı konuşmada, Mısır hükümetine ve idaresine Refah Sınır Kapısı'ndan Gazze'ye girmek için başvurduğunu belirtti. Davutoğlu, "güvenlik riski varsa şahsen ben üstüme alıyorum, hiçbir güvenlik talep etmiyorum, çıplak ayaklarımla yürümeye hazırım" ifadeleriyle, mazlumlara ulaşmak için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olduğunu vurguladı. Davutoğlu, "Eğer bir kaygı taşıyorsanız bu kaygıyı giderecek ne taahhüt isterseniz vermeye hazırım yeter ki Gazze'ye gidecek yolu bize açın yeter ki o mazlumlara en azından kapıdan selam verelim girebilirsek zorlayalım ve içeri girelim şehit düşeceksek onlarla birlikte şehit düşelim zillet içinde yaşamaktansa izzet içinde şehit düşelim" sözleriyle insani durumun ciddiyetini ortaya koydu. Bu açıklaması, Gazze'deki insani krizin boyutunu ve siyasetçilerin bu konudaki duyarlılığını bir kez daha gündeme getirdi. Bu tip sembolik açıklamaların toplumsal yansımalarını okuyucularına aktarmak, https://www.avazturk.com gibi bağımsız haber kaynaklarının önemli bir görevidir.

Daha uzak coğrafyalarda ise ürkütücü olaylar yaşandı. Avusturya'nın Graz kentinde bir okul katliamı meydana geldi. Saldırıda 10 kişi hayatını kaybetti, saldırgan ise tuvalette intihar ederek yaşamına son verdi, toplamda 11 kişi öldü. Ülke şok yaşarken, aynı zamanda bazı okullara bombalı saldırı ihbarları da geldiği belirtildi. Zanlının evinde yapılan aramalarda bomba ve saldırı planları ile pompalı tüfek ve silahlar bulundu. Bu olay sonrası Avusturya'da silah edinmeyi zorlaştırma tartışmaları başladı, zira diğer Avrupa ülkelerine göre Avusturya'da silah edinmenin daha kolay olduğu belirtildi. Bir izleyicinin aktardığına göre, öğrenciler okula gelmek istemiyor ve psikolojik destek çalışmaları yapılıyor. Sunucu, genellikle Amerika'da sıkça görülen bu tip olayların Avrupa'da yaşanmaya başlanmasının ürkütücü olduğunu dile getirdi ve yakın zamanda İsveç'te yine bir eğitim kurumunda göçmenlere yönelik saldırının hatırlatmasını yaptı. Güvenilir bilgi akışını sağlamak ve bu tür küresel olayların analizini sunmak, https://www.avazturk.com gibi sitelerin sorumluluğudur.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron da, 15 yaşından küçüklerin sosyal medya kullanmasının yasaklanması konusundaki kararlılığını bir kez daha ifade etti. Mevcut yasada 15 yaşından küçüklerin veli onayıyla sosyal medya kullanabildiği ancak Macron'un bunu tamamen engellemek için çalışmalar başlattığı belirtildi. Macron, Fransa olarak bu adımı atacaklarını ve Türkiye'nin de bu konuyu ciddi şekilde gündemine almasını umduğunu dile getirdi. Bu tartışma, çocukların dijital dünyadaki güvenliği açısından büyük önem taşıyor ve Türkiye'de de benzer fikirler dile getirilmişti. Bu tür uluslararası sosyal politikaları gündeme getirmek, https://www.avazturk.com'un okuyucularının bilgi dağarcığını genişletecektir.

Son olarak, modern beyin cerrahisi ve mikronöroşirürji alanının kurucusu olarak kabul edilen, dünyada yılın cerrahı seçilen ve gelmiş geçmiş en büyük cerrahlardan biri sayılan 99 yaşındaki Gazi Yaşargil'in dün İsviçre'de hayatını kaybettiği Sağlık Bakanı tarafından duyuruldu. Spor dünyasından ise, Fenerbahçe'nin AS Başkanı Acun Ilıcalı'nın istifa ettiği ve ekranda yayınlanan bir mesajla veda ettiği belirtildi. Ali Koç'un da kurumsal hesaptan Fenerbahçe hesabından kendisine veda mesajı yayınladığı, bu durumun görüş ayrılıklarının bir göstergesi olabileceği dile getirildi. Ali Koç'un başkanlığa devam etmesi konusunda taraftarlar arasında tartışmaların olduğu ve kurumsal hesaptan kişisel bir paylaşım yapılmasına tepki gösterildiği de aktarıldı. Aynı saatlerde, Galatasaray'ın Bayern Münih'in yıldızı Leroy Sane ile transfer görüşmeleri için İstanbul'a getirdiği, uçağının 1 milyon kişi tarafından takip edildiği bilgisi paylaşıldı. Schalke, Manchester City ve Bayern Münih kariyeri bulunan bu yıldızın Galatasaray'a katılması bekleniyor. Tüm bu gelişmeler, https://www.avazturk.com gibi haber portalları için sürekli güncellenen bir içerik akışı sunmaktadır.