Uluslararası arenada gerilimin giderek tırmandığı Ortadoğu coğrafyasında, İran'dan gelen son dakika haberleri tüm dünyayı şoka uğrattı. Başkent Tahran ve ülkenin batı illerinde akşam saatleri itibarıyla adeta kıyameti andıran şiddetli patlamalar meydana geldi. Bu patlamalar, bölgedeki mevcut hassas dengeleri yerle bir ederken, çok sayıda sivilin can güvenliğini tehdit etti ve acil durum ekipleri teyakkuz haline geçti. Görgü tanıklarının ifadeleri, yaşanan dehşetin boyutunu gözler önüne sererken, patlamaların ardından yükselen duman bulutları ve siren sesleri, adeta bir savaş filmi sahnesini aratmadı.

Patlamaların ardından kısa süre içinde İsrail ordusundan gelen açıklamalar, olayın ciddiyetini bir kat daha artırdı. İsrail ordusu, İran’daki bu şiddetli patlamaların arkasında kendilerinin olduğunu ve ülkenin batısı ile başkent Tahran’daki askeri altyapıyı hedef alan hava saldırıları düzenlediklerini iddia etti. Bu saldırılarla ilgili olarak, daha önce de İsrail'in 10 farklı İran kentine saldırı düzenlediği, Elbruz ve Kirmanşah gibi önemli kentlerin de bu saldırılardan etkilendiği bilgisi paylaşıldı. Tahran ve batıdaki kentlerde gerçekleşen son patlamaların, bu sistematik saldırı zincirinin bir parçası olduğu düşünülüyor.

Bölgedeki bu tırmanışta, artık sadece İsrail ve İran değil, Amerika Birleşik Devletleri de aktif olarak yer alıyor; zira savaşın en kritik boyutlarından biri, ABD'nin de bu çatışmaya dahil olmasıyla tırmandı. İsrail, 13 Haziran'da İran’ın nükleer tesisleri başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenlemişti. Bu operasyonlarda İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı hayatını kaybederken, toplam sivil kaybın 224 olduğu açıklanmıştı. En son olarak ise ABD'nin, İran'daki Fordo, Natanz ve İsfahan olmak üzere üç kritik nükleer tesise hava saldırısı düzenlediği bildirildi. Bölgesel ve küresel gelişmeleri en güncel haliyle takip etmek isteyenler için https://www.avazturk.com gibi güvenilir haber portalları, derinlemesine analizler sunmaktadır.

İran cephesi de İsrail ve ABD'den gelen bu darbelere kayıtsız kalmadı. İran ordusunun, İsrail’e balistik füzelerle düzenlediği misillemelerde ise 24 kişinin hayatını kaybettiği, 500'den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı. Bu karşılıklı saldırılar, bölgenin bir sarmalın içine sürüklendiğini açıkça gösteriyor. İsrail'den gelen "Uzun bir savaşa hazır olmamız gerekiyor" açıklaması da, çatışmanın kısa vadede sona ermeyeceğine işaret ediyor. Amerikan basınında da İran ile ilgili çarpıcı 'Trump iddiası' gibi başlıkların yer alması, gerilimin farklı boyutlarını ve uluslararası kulislerdeki hareketliliği gözler önüne seriyor.

Tüm bu gelişmeler, Orta Doğu'yu her an patlamaya hazır bir barut fıçısına dönüştürmüş durumda. Peş peşe gelen patlamalar, karşılıklı askeri operasyonlar, can kayıplarının artması ve ABD gibi büyük bir gücün doğrudan savaşa dahil olması, bölgesel çatışmanın küresel bir krize evrilme potansiyelini korkutucu bir şekilde yükseltiyor. Dünya, bu kez Orta Doğu'daki tansiyonun sadece yerel bir kriz olmaktan çıkıp, tüm dünyanın güvenliğini tehdit eden büyük bir hesaplaşmaya dönüşme riskiyle karşı karşıya. Önümüzdeki saatler ve günler, sadece bölgenin değil, tüm insanlığın kaderini belirleyecek kritik gelişmelere gebe olabilir.