İsrail ve İran Savaşı Nükleer Kıyamete mi Dönüşüyor?

İsrail ve İran Savaşı Nükleer Kıyamete mi Dönüşüyor?

İsrail'in "Yükselen Aslan" saldırısı ve İran'ın "Gerçek Vaat 3" misillemesi bölgeyi ateşe attı. Üst düzey askeri kayıplar, sivil hedefler ve nükleer bilimcilere yönelik suikastlar savaşın seyrini değiştirirken, ABD uçak gemileri Ortadoğu'ya hareket etti.

Ortadoğu, İsrail ve İran arasındaki misillemelerin dördüncü gecesini geride bırakırken, bölgede tansiyon kritik seviyelere ulaştı. İsrail'in "Yükselen Aslan" saldırısı ile 13 Haziran'da başlayan ve İran'ın "Gerçek Vaat 3" misillemesiyle yanıt bulan çatışmalar, hem askeri hem de sivil kayıplara yol açarak dünya gündemine oturdu.

Kanlı Bilançolar ve Stratejik Hedefler

İsrail'in saldırılarında, aralarında İran Genelkurmay Başkanı Bakıri ve Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Selami gibi üst düzey askeri yetkililerin de bulunduğu en az 224 kişi hayatını kaybetti, 1277 kişi ise yaralandı. Bu rakamlara tam olarak güvenilemeyeceği, her iki ülkede de ciddi medya sansürü olduğu belirtiliyor. İran, İsrail'in Tahran'a düzenlediği son üç hava saldırısında 73 kadın ve çocuğun öldüğünü açıkladı.

İran, "Gerçek Vaat 3" adını verdiği misillemesinde, İsrail'e yönelik yüzlerce balistik füze ve insansız hava aracı kullandı. Saldırılarda Tel Aviv'de patlamalar yaşanırken, füzeler Kudüs ve Hayfa kentlerini de hedef aldı. Özellikle Hayfa'daki elektrik santrali İran'dan atılan füzeyle vuruldu ve sokaklarda yangınlara neden oldu. İran'ın bu saldırılarının ülkenin enerji kaynaklarını hedef aldığı görülüyor.

İsrail'in Şok Edici İstihbarat Başarısı ve Hedefleme Taktikleri

İsrail, bu çatışmalarda alışılmadık bir taktik sergiliyor. Sadece komuta akademisini değil, İran ordusu ve Devrim Muhafızları'nın komuta kademesini hedef alarak isim isim, hatta yatak odalarında tespit ederek vuruyor. Devrim Muhafızları İstihbarat Kurumu Başkanı Kazımi, yardımcısı Hasan Mukakkik ve General Muhsin Bakri gibi isimlerin öldürüldüğü bildirildi. Dahası, İsrail'in nükleer araştırmalar yapan bilim insanlarını da apartman dairelerinde bulup vurduğu ifade ediliyor. Bu durum, Mossad ve İsrail istihbaratının İran rejim muhalifi pek çok kişiyi devşirerek içeriden dehşet verici bir çalışma yürüttüğünü gösteriyor.

Demir Kubbe Delindi mi? Netanyahu'nun Kabusu Canlı Bombalar

İsrail'in meşhur Demir Kubbe hava savunma sisteminin, İran saldırılarında bazı noktalardan delinmiş gözüktüğü ve Tel Aviv'de sivil hedeflere yönelik saldırılarda birçok kişinin hayatını kaybettiği bildiriliyor. İsrail kaynakları ise net rakamları açıklamıyor. İsrail şehirlerinde sık sık sirenler çalarken, halk sığınaklara yöneliyor; ancak Filistin tarafındaki kesimlerin bu sığınaklara giriş yapamadığı iddiaları var. İsrail ordusu, olası İran saldırısına karşı herkese sığınakların yakınında durulması talimatını verdi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun en büyük korkusunun ise canlı bombalar olduğu belirtiliyor. Tel Aviv veya Kudüs sokaklarında bir otobüs dolusu canlı bombanın patlatılması endişesi taşıdığı dile getirildi. İranlı bir askeri yetkilinin "İsrail'in yakında yaşanılmaz bir yer olacağı" ve "İsraillilerin sığınaklarda güvende olmayacağı" tehdidi, bu korkuyu daha da artırıyor.

Küresel Etkileşimler ve Türkiye'nin Konumu

Çatışmaların başlamasından hemen önce, aslında ABD ve İran heyetlerinin nükleer silahlanma konusunda kritik bir toplantı için bir araya gelmesi bekleniyordu, ancak bu diplomasi masası iptal oldu. ABD'nin tavrı net değilken, Amerikan uçak gemilerinin Ortadoğu'ya doğru yola çıktığı bildirildi. Eski ABD Başkanı Trump'ın "İran ve İsrail yakında barışacak" sözleri, bölgedeki karmaşık dengeleri okumayı güçleştiriyor.

Uluslararası alanda ise Avrupa Birliği ve Fransa hükümeti İsrail'e destek açıklamaları yaparken, Gazze'ye yönelik uluslararası yürüyüşler devam ediyor ve katılımcılar İsrail polisinin ciddi müdahalesiyle karşılaşıyor. Fransa'nın Paris kentinde, Republik Meydanı'nda göstericilerin Özgürlük Anıtı'na tırmanarak "Filistin'i Serbest Bırakın, Katil İsrail'i Durdurun" sloganları attığı görüldü.

Bu gelişmelerden en çok etkilenecek ülkelerin başında Türkiye geliyor. Zira, Türkiye'nin İran'dan doğalgaz satın alma gibi bir enerji bağımlılığı bulunuyor. İran'ın Hürmüz Körfezi'ni kapatma kozu, dünya petrol taşımacılığı için hayati öneme sahip olması nedeniyle küresel bir enerji krizine yol açabilir. Halihazırda İran-Türkiye gümrüğünden yeni bir göç dalgası görüntülerinin gelmeye başladığı da belirtiliyor. Türkiye Dışişleri Bakanlığı temaslarını sürdürürken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son 24 saat içinde iki kez Trump ile telefon görüşmesi yaptığı biliniyor.

İran İçindeki Dinamikler: Rejim Değişikliği Kapıda mı?

İran içinde de önemli gelişmeler yaşanıyor. Şah'ın sürgündeki oğlu Reza Pehlevi, geri döneceklerine dair açıklamalar yapıyor. Öte yandan, İran PKK'sı olarak bilinen Pejak örgütü "öz yönetim istiyoruz" açıklamasını yaparak, İran'da rejim değişikliği ve yeni bir düzen beklentisiyle kendi kazanımlarını elde etme arayışında olduğunu belirtti.

Tüm bu gelişmeler, Ortadoğu'da tarihin en kritik dönemlerinden birinin yaşandığını gösteriyor. Sivil kayıplar, stratejik suikastlar ve uluslararası güçlerin bölgeye yığılması, çatışmanın daha da büyüme riskini gözler önüne seriyor.