Ortadoğu'da tansiyon bir an olsun düşmüyor. Özellikle Gazze'de yaşanan insanlık dramı, her gün yeni bir boyut kazanırken, uluslararası diplomasi koridorlarında konuşulanlar ve masaya sürülen planlar, bölgenin kaderini tamamen değiştirebilecek cinsten. Son günlerde ortaya atılan ve güvenilir kaynaklarca da teyit edilen bir iddia ise adeta kan donduruyor. Bölgede topyekûn bir işgalin ve insanlık onurunu hiçe sayan bir stratejinin hazırlığı yapıldığı konuşuluyor. Peki, bu planın arkasında ne var ve hangi ülkeler bu plana sessiz kalarak ya da destek vererek ortak oluyor?

Bu haberin devamında, videoda yer alan konuşmacının ortaya koyduğu şok edici planın ayrıntılarına ve uluslararası arenada yankı uyandıran o kritik desteklere tanıklık edeceksiniz.

Her şey, uluslararası kamuoyuna sızdırılan bir belge ve ardından gelen analizlerle başladı. Videoda yer alan uzman konuşmacı, İsrail'in Gazze'ye yönelik sıradan bir askeri operasyonun çok ötesinde bir hazırlık içinde olduğunu belgeleriyle öne sürüyor. Konuşmacı, durumu şu sözlerle özetliyor: "Karşımızda basit bir askeri harekât yok. Bu, bölgenin demografik yapısını tamamen değiştirmeyi amaçlayan, uzun vadeli ve çok katmanlı bir işgal planıdır." Bu planın en endişe verici yanı ise sadece askeri güç kullanımını değil, aynı zamanda sivil halkı hedef alan acımasız yöntemleri de içermesi.

Haberin ilerleyen satırlarında, bu korkunç planın en can alıcı noktası olan "açlık politikası" ve bu duruma destek verdiği iddia edilen ülkelerin kimler olduğu deşifre ediliyor.

Konuşmacı, planın başarısı için iki büyük ülkenin kilit rol oynadığını iddia ediyor ve bu durumu şu çarpıcı ifadelerle dile getiriyor: "Bu planın uluslararası arenada meşruiyet kazanması ve uygulanabilmesi için özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya'nın diplomatik ve askeri desteği kritik önem taşıyor. Yapılan resmi açıklamaların aksine, perde arkasında bu işgal planına yeşil ışık yakıldığını görüyoruz." Bu iddia, mevcut küresel dengeler göz önüne alındığında, olayın vahametini daha da artırıyor. Ancak planın en tüyler ürpertici detayı henüz ortaya çıkmadı.

İşte şimdi, makalenin en can alıcı noktasına geliyoruz. Konuşmacıya göre, bu işgal planının merkezinde, tarihin en karanlık sayfalarından fırlamış bir strateji yatıyor: Açlık politikası. Konuşmacı, bu stratejiyi şöyle açıklıyor: "Askeri kuşatmanın yanı sıra, bölgeye insani yardım girişini tamamen engelleyerek ve gıda kaynaklarını yok ederek halkı kitlesel bir açlıkla karşı karşıya bırakma ve bu yolla teslim olmaya ya da bölgeyi terk etmeye zorlama hedefleniyor. Bu, Birleşmiş Milletler'in savaş suçu olarak tanımladığı bir eylemdir. Geçmişte yaşanan acı örneklerini gördüğümüz bu yöntemin 21. yüzyılda yeniden masaya sürülmesi, insanlık adına bir utançtır." Bu korkunç planın ve arkasındaki uluslararası ittifakların, Gazze'nin ve tüm bölgenin geleceğini nasıl şekillendireceğini zaman gösterecek. Ancak ortaya çıkan bu gerçekler, tarihin tekerrürden ibaret olduğunu bir kez daha acı bir şekilde gözler önüne seriyor.