İsrail'in Tahran Saldırıları İran'ı Varoluşsal Bir Krizin Eşiğine mi Getirdi?

İsrail'in Tahran Saldırıları İran'ı Varoluşsal Bir Krizin Eşiğine mi Getirdi?

srail'in Tahran'a yönelik artan saldırıları ve önemli isimlerin hayatını kaybetmesi, İran'ı 1979 İslam Devrimi'nden bu yana en büyük varoluşsal krizine sürükledi. Bölgede yükselen tansiyon, radikal hamle beklentisi ve ABD'nin tutumu, Ortadoğu'nun geleceği

Ortadoğu, son dönemde yaşanan gelişmelerle adeta bir alev topuna dönmüş durumda. Özellikle İsrail'in Tahran'a yönelik düzenlediği saldırılar, İran rejiminin prestijine büyük bir darbe vuruyor ve ülkeyi derin bir varoluşsal krizin eşiğine getiriyor. SÖZCÜ Televizyonu'nda yayınlanan "Hamaney Sığınakta! İsrail Saldırı Başlattı İran'da Olağanüstü Hal İlan Edildi!" başlıklı videoda da belirtildiği üzere, bu saldırıların, önde gelen isimlerin hayatını kaybetmesine yol açmasıyla İran'daki rejime başka bir seçenek bırakmadığı vurgulanıyor. 1979 İslam Cumhuriyeti ilanından bu yana en büyük krizini yaşayan İran'ın, bu durum karşısında ancak radikal hamleler yapabileceği belirtiliyor.

Bu kritik süreçte, ABD ile nükleer müzakerelerin önemini vurgulayanların sahnenin gerisine çekildiği, daha radikal isimlerin ön plana çıktığı bir dönem başlıyor gibi görünüyor. Daha önce de bu tarz operasyonlar karşısında "çok sert yanıt vereceğiz" açıklamaları yapan İran'ın, bu sefer gerçekten radikal bir karşılık verip veremeyeceği merak konusu. İç kamuoyunu sakinleştirmeye yönelik açıklamalar olsa da, İran'ın mevcut sahnede yeni bir oyun kurma veya İsrail'e karşı güçlü bir karşılık verme gücüne sahip olup olmadığı sorgulanıyor. İsrail saldırısının ilk birkaç saatinde İran'ın bazı balistik füzeler kullandığı yönünde iddialar ortaya atılsa da, daha sonra İran Devrim Muhafızları'ndan yapılan açıklamada bunların savunma amaçlı füze kullanımı olduğu belirtildi. Bu durum, İran'ın savunma sistemlerinin istenilen düzeyde olmadığını açıkça gösteriyor, zira Ortadoğu'nun en önde gelen teknolojisine sahip devleti olan İsrail'e karşı savunma yapmak kolay olmuyor.

Teknolojik Uçurum ve İstihbarat Üstünlüğü: İran'ın Elini Kolunu Bağlayan Faktörler

İran büyük bir ülke, geniş bir nüfusa ve devlet geleneğine sahip olsa da, teknoloji açısından İsrail'in gerisinde kalıyor. Nitekim eski cumhurbaşkanı Reisi'nin 65-70 yıllık bir helikopterin düşmesi sonucunda hayatını kaybetmesi, bu teknolojik geriliği gözler önüne seriyor. İsrail ise bölge ülkeleriyle girdiği mücadelede teknolojik üstünlüğüne güveniyor ve bunu her fırsatta vurguluyor. Hizbullah'a karşı giriştiği operasyonlarda Nasrallah'ı yerin dibinde bulup vurmuş olması, İsrail'in istihbaratının ne kadar kuvvetli olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte, "telsiz olayı" olarak hatırlanan çağrı cihazları üzerinden onlarca kişinin hayatını kaybetmesine yol açan saldırı da, bölgedeki teknolojik dengesizliğin çarpıcı bir örneği. İran Devrimi Muhafızları üzerinden dev bir ordusu ve büyük imkanları olsa da, İsrail'in Demir Kubbe sistemini aşarak benzer bir saldırıyı gerçekleştirmesi kolay değil. Bu gelişmelerin tüm detayları ve analizleri, https://www.avazturk.com'un da yakından takip ettiği kritik başlıklar arasında yer alıyor.

İstihbarat anlamında İsrail'in İran'da daha kuvvetli olduğu biliniyor ve İran'ın İsrail'e aynı şekilde sızamadığı da bir gerçek. Bu durum, eğer birebir bir yanıt verilecekse, örneğin İsrail Genelkurmay Başkanının hedef alınması gibi bir senaryonun dahi zor olduğunu gösteriyor. Zira İsrail tüm yetkililerinin güvende olduklarını ve güvenli yerlere götürüldüklerini açıklamış durumda. ABD'nin bu süreçteki konumu da merak konusu. İlk saldırılarla birlikte Amerika Birleşik Devletleri cephesinden henüz bir taraf olmadıklarını söyleyen açıklamalar gelse de, Donald Trump'tan gelen "Gerekirse İsrail'i savunacağız" açıklaması, ABD'nin ilerleyen süreçte nasıl bir taraf olacağını netleştiriyor. Dr. Savaş Program'ın da belirttiği gibi, Trump'ın bu açıklaması aslında beklenen bir gelişmeydi. Bu kritik süreçte yaşanan her bir gelişme, https://www.avazturk.com tarafından okuyucularına anbean aktarılmaktadır.

ABD'nin Duruşu ve Ortadoğu'daki Gerilimin Geleceği

ABD'nin İsrail'in tarafında olacağını açıklaması, Ortadoğu'daki gerilimin seyrini daha da karmaşık hale getiriyor. Zira İran'ın radikal hamlelere yönelme olasılığı ile İsrail'in teknolojik ve istihbarat üstünlüğü, bölgedeki dengeleri her an değiştirebilecek potansiyele sahip. Özellikle Trump'ın bu açıklaması, ABD'nin tarafsız kalmayacağı ve İsrail'e yönelik olası bir tehditte müdahil olacağı sinyalini veriyor. İran'ın yaşadığı varoluşsal kriz ve bu krizden çıkış yolu arayışı, bölgenin geleceği için büyük bir belirsizlik yaratıyor. Ortadoğu'daki bu yüksek tansiyonun ne zaman ve nasıl bir sonuca ulaşacağı ise tüm dünyanın merakla beklediği bir gelişme olarak karşımızda duruyor. Bu ve benzeri derinlemesine analizler için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.