Türkiye siyasetinin gündemindeki sıcak konulardan biri olan infaz düzenlemesiyle ilgili kulis bilgileri, sürecin beklenenden daha karmaşık ilerlediğini ortaya koyuyor. Başlangıçta daha geniş bir kapsamla ele alınması beklenen düzenlemenin, şu aşamada iki ayrı paket halinde değerlendirildiği belirtiliyor. Bu ayrımın temelinde ise Türkiye'nin terörle mücadelesi ve PKK'nın silah bırakma süreciyle ilgili hassasiyetler yatıyor.

Edinilen bilgilere göre, meclise şu günlerde gelmesi beklenen düzenleme, kamuoyunun genel beklentisinin altında kalan bir "mini paket" niteliğinde olacak. Bu ilk adım, idari düzenlemeleri içerecek ve sadece hasta ve yaşlı tutukluların serbest bırakılmasını öngörecek. Bayramdan önce bu mini paketin yetişip yetişmeyeceği konusunda ise lojistik ve bürokratik engellerin bulunduğu, hatta infaz memurları ve cezaevi personelinin tatilde olacağı düşünüldüğünde fiziksel olarak işlemlerin tamamlanmasının zor olduğu yönünde bilgiler geliyor. Bu mini düzenlemenin kapsamının Adalet Bakanlığı tarafından yapılan etki analiziyle belirlendiği, kapsamın çok sınırlı olabileceği ve hatasız işlem yapma hassasiyetinin süreci yavaşlattığı ifade ediliyor (avazturk.com).

Daha geniş kapsamlı, kamuoyunda genel af beklentisi yaratan infaz düzenlemesinin ise eylül veya ekim aylarına ertelendiği konuşuluyor. Bu ertelemenin ardındaki en kritik neden, hükümetin (AK Parti) güvenlik yaklaşımı. Kulislerdeki bilgilere göre, iktidar, PKK'nın silah bırakma sürecinin tam olarak tamamlandığını ve kendilerini bu konuda garantiye aldıklarını görmeden, geniş kapsamlı bir serbest bırakma adımını atmak istemiyor. Bu geniş paketin, 31 Temmuz 2023'ten önce suç işlemiş ve henüz hükmü kesinleşmemiş kişileri kapsayacağı, müzakerelerde sadece PKK'lıların değil, FETÖ üyelerinin de konuşulduğu belirtiliyor. Sürecin karşılıklı bir "al-ver" olarak görülmemesi gerektiğini AK Parti sözcüsü Ömer Çelik ifade etmişti. Güvenlik birimlerinden gelen istihbaratın, silah bırakma sürecinin eylül-ekim gibi tamamlanabileceği yönünde olduğu, bu nedenle geniş infaz düzenlemesinin de bu sürece paralel ilerlemesinin planlandığı kaydediliyor (avazturk.com).

"Terörsüz Türkiye" süreciyle doğrudan bağlantılı olarak ilerleyen bu adımlarda, PKK'nın kongresini yaparak silah bırakma kararı aldığı ve bu karardan geri adım atmasının artık beklenmediği vurgulanıyor. Ancak, silah bırakma sürecinin henüz tam olarak tamamlanmadığı, başlamış ancak bitmemiş bir aşamada olduğu belirtiliyor. Eski Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un daha önce yaptığı bir açıklama hatırlatılıyor; kendisi, silah bırakma sürecinden sonra meclis ayağının hızlanması gerektiğini açıkça söylemişti. İktidarın şu anki refleksinin, silahların tam bırakıldığını görmeden PKK üyeliği suçundan içeride olanlar başta olmak üzere kimseyi serbest bırakmamak olduğu dile getiriliyor.

DEM Parti heyeti ile AK Parti arasındaki görüşmelerde de bu konuların ele alındığı, DEM Parti'nin daha geniş kapsamlı bir düzenleme istediği ancak şu anki durumun bir hayal kırıklığı yarattığı ancak bir kriz olarak nitelendirilmediği belirtiliyor. DEM Parti'ye, yeni yasama döneminde (eylül sonrası) daha geniş kapsamlı bir infaz yasasının geleceği sözünün verildiği bilgisi kulislere yansıyor. Sürecin ilerlemesi, silah bırakma sürecinin ilerlemesine doğrudan bağlı görünüyor. Adalet Bakanlığı'nın üzerinde çalıştığı etki analizi ve fiziki takvim (meclis tatili, bayram) de mini paketin dahi bayrama yetişmesini zorlaştıran diğer etkenler arasında sayılıyor. Bu durumun, her bilginin bir yapboz parçası gibi birleştirilerek netleştirilmeye çalışıldığı karmaşık bir Ankara gündemi yarattığı ifade ediliyor (avazturk.com).

Sonuç olarak, infaz düzenlemesiyle ilgili süreç, güvenlik politikalarıyla iç içe geçmiş durumda. Hasta ve yaşlı tutukluları kapsayan sınırlı "mini paket"in bile zamanlaması belirsizliğini korurken, örgüt üyeliği gibi suçlardan yatanları da potansiyel olarak etkileyecek daha geniş düzenlemenin akıbeti, PKK'nın sahada silah bırakma sürecini ne zaman tamamlayacağına bağlı görünüyor. Gözler, eylül-ekim aylarına çevrilmiş durumda.