İYİ Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu'ndan Hükümete Kritik 'Silah Bırakma' ve 'Terör Komisyonu' Çıkışı
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, hükümetin terör örgütlerine yönelik "silah bırakın öyle gelin" söylemini ve TBMM'de kurulması gündemdeki olası komisyonu sert sözlerle eleştirdi. Dervişoğlu, bu adımların tehlikeli olduğunu ve kabul edilemeyeceğ
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, hükümetin terörle mücadele yaklaşımını ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bünyesinde kurulması tartışılan bir komisyon ihtimalini çok sert bir dille eleştirdi. Dervişoğlu, süreci "algı operasyonu" olarak nitelendirerek, "silah bırakma" söyleminin anlamsızlığını vurguladı. Türkiye'yi yönetenlerin, terör örgütünün temel hedeflerinden vazgeçip vazgeçmediğini sormadığını iddia eden Dervişoğlu, bu hedefleri "dörtlü kanton hedefi", "birleşik Kürdistan hedefi", "ana dilde eğitim", "üniter devlet yapısının değiştirilmesi ve ademi merkeziyetçilik" ve "Türk vatanının bir bölgesinde Kürdistan inşa etmek için verilen silahlı mücadeleyi terk etme" olarak sıraladı ve bu konularda "cevap yok" dedi. Hükümetin teröristlere "silah bırakın öyle gelin" demesini ise "nasıl aymazlıktır bu, nasıl akıldır?" sözleriyle eleştirdi. Dervişoğlu, Suriye'nin kuzeyinde ordulaştırılan PKK uzantısı PYD'ye silah verenlerin Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail olduğunu belirterek, Amerika'nın verdiği silahları Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne hangi örgütün teslim edeceğini sorguladı ve bu yaklaşımı "geri zekalı mısınız" şeklinde sert bir ifadeyle eleştirdi.
Adalet ve Eşitlik Vurgusu: "Kanun Önünde Hiçbirimiz Eşit Değiliz"
İYİ Parti lideri, "eşit yurttaşlık istiyoruz" diyenlere karşı çıkarak, anayasaya göre zaten herkesin eşit yurttaş olduğunu ve kanun önünde eşit sayıldığını belirtti. Ancak, bu ülkeyi yönetenlerin uygulamalarına bakıldığında kanun önünde kimsenin eşit olmadığını savundu. Yargının dün cemaatlerden talimat aldığını, bugün ise millet adına karar vermek üzere Tayyip Erdoğan'dan gelecek talimatı beklediğini iddia etti. Anayasada ne kadar "hepimiz eşitiz" denirse densin, Recep Tayyip Erdoğan orada oturduğu müddetçe bunu temin etme imkanı olmadığını söyledi. https://www.avazturk.com gibi platformlarda bu tür adalet ve eşitlik tartışmaları yakından takip edilmektedir. Dervişoğlu, ilk kurtulunacak felaketin Erdoğan'ın kendisi olduğunu söylerken de boş konuşmadığını ifade etti. Niyetinin kimseyi incitmek ya da eleştirmek olmadığını, ancak durumun vahametini dile getirmek olduğunu ekledi.
"Terörsüz Türkiye" Algısı ve Tehlikeli Adımlar
Konuşmasında "Ne güzel terörsüz Türkiye" söylemini ele alan Dervişoğlu, bu ifadenin tam bir "algı operasyonu", tam bir "algı yönetimi" olduğunu söyledi. Kendilerine göre "terörsüz Türkiye" tanımının kendi güzel niyeti olsa da, "kötü bir tanımlama" olduğunu vurguladı. Türkiye'yi yönetenlerin, vatandaşından esirgediği adalet ve umudu, iktidarlarının geleceğini kurtarmak ve kalıcı hale getirmek amacıyla "cani teröristlere" bahşedemeyeceğini net bir şekilde ifade etti. Şehit çocuğunun gözlerindeki yaşlar kurumamışken, şehit olmasına vesile olabilecek teröristlerden merhamet dilenecek kadar alçalamayacaklarını belirtti.
TBMM Komisyonu İhtimali ve Abdullah Öcalan Tartışması
Müsavat Dervişoğlu, gündemde olan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kurulması konuşulan bir komisyon fikrini de hedef aldı. Bu komisyonun neyi konuşacağının belli olmadığını belirten Dervişoğlu, böyle bir komisyonun nasıl inşa edileceğini tanımlamanın, yani "şu partiden şu kadar üye, karar sayısı salt çoğunluktur" demenin yanlış olduğunu savundu. Bunun sebebini ise karşı karşıya olunan örgütün "sıradan bir terör örgütü" olmamasıyla açıkladı. Dervişoğlu, bu örgütün "diasporası olan bir terör örgütü" olduğunu, aynı zamanda Ermeni terör örgütü ASALA'ya ikame edilmiş bir örgüt olduğunu söyledi. Örgütün sadece Türkiye topraklarında değil, Türkiye'nin ilgi alanına giren coğrafyada da "hain planları" içinde barındırdığını ve "narko terör örgütü" olarak dünyanın her yerinde uyuşturucu kaçakçılığı yaptığını iddia etti. Yurt dışında kurduğu diasporayla, tıpkı Ermeni diasporası gibi Türkiye'nin uzun vadede büyük problemlerle karşı karşıya bırakılmasının önünü açabilecek stratejileri yaşama geçirme kabiliyeti sergilediğini de sözlerine ekledi.
Dervişoğlu, kurulması konuşulan komisyonun "kimin davet edileceğinin belli bile olmadığını, davet edilen kişinin o komisyonda ne söyleyeceğinin de belli olmadığını" belirtti. Bu konunun, Devlet Bahçeli'nin "Abdullah Öcalan gelsin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde... örgütün silah bırakmasını temin etsin, ondan sonra da umut hakkından yararlansın dememiş miydi?" açıklamasıyla başladığını hatırlattı. Bu yolculuğun böyle başladığını söyleyen Dervişoğlu, şimdi Türkiye'de böyle bir komisyon kurulduğunda, "Abdullah Öcalan denen cani başı"nın TBMM'ye davet edilmesi riskine dikkat çekti.
Komisyonun Potansiyel Tehlikeleri: Lozan'dan Self Determinasyona?
Müsavat Dervişoğlu, sözde Fesih Kongresi'nde olduğu gibi, böyle bir komisyonda verilen ifadelerde Lozan'ın suçlanması, 1924 anayasası üzerinden üniter devlet yapısının sorgulanmaya tabi tutulması, Türkiye'nin barışı ve kardeşliğinin tartışma masasına yatırılması ve "uzun vadede self determinasyon hakkı doğurması muhtemel adımların önünü açabilecek birtakım melun projeler"in devreye sokulması ihtimali durumunda Türkiye'nin ne yapacağını sordu. Bu gelişmeler, https://www.avazturk.com adresinde de yakından takip edilen ve kamuoyunda endişeyle karşılanan konular arasındadır.
İYİ Parti'den Net Tehdit: "Arşı Başlarına Yıkarız!"
İYİ Parti Genel Başkanı, Türk milletinin geleceğine kasteden bu "cani örgüt"ün hiçbir emelinden vazgeçmeksizin hala silahlı mücadele yolunda kararlılığını sergiliyorsa, bu devleti yöneten hiç kimsenin onların bu "alçaklığı" karşısında sessiz ve kayıtsız kalamayacağını vurguladı. Eğer bunu yaparlarsa, "arşı başlarına yıkmak için harekete geçmiş bir İyi Parti kadrosu var" diyerek net bir uyarıda bulundu. "Dünyayı bunların başına yıkmak boynumuzun borcu olur" ifadesiyle partinin kararlılığını ortaya koydu. Dervişoğlu, hükümetin bütün derdinin Türkiye'de terörsüz bir Türkiye olup olmadığı konusunda tereddütleri olduğunu da dile getirdi. Hükümetin kendi içinde bir tutarlılığı olduğunu ancak Cumhur İttifakı'nın bileşenlerinin kendi aralarındaki tartışmalara bakarak çelişkiler gördüğünü ifade etti. Bazen Cumhur İttifakı'nın bir bileşeninin gelişmelerden memnun olmadığını ifade edebildiğini veya o bileşenin taleplerinin Recep Tayyip Erdoğan tarafından sıcak karşılanmadığına dair emareler hissettiklerini belirtti. Adalet ve Kalkınma Partisi'nden "milli barış ve kardeşlik koalisyonu" gibi bir komisyon kurulması talebine henüz bir cevap olmadığını, ancak PKK, Abdullah Öcalan, Kandil, Pejak ve YPG/PYD'nin tıpkı PKK gibi bu talebi olumlu karşıladığını söyleyerek bu durumu "son derece tehlikeli bir durumdur" şeklinde değerlendirdi. Türkiye'nin karşı karşıya olduğu bu tür tehlikeli gelişmeler ve siyasi çelişkiler, https://www.avazturk.com gibi haber sitelerinde de sıklıkla analiz edilmektedir. Dervişoğlu'nun sözleri, terörle mücadeledeki hassasiyeti ve olası diyalog veya komisyon girişimlerine karşı İYİ Parti'nin kesin duruşunu bir kez daha ortaya koymuştur.