CHP Kurultay Davasında Yeni Perde Aralandı: Dosya Ağır Cezaya Taşındı, Eski Lider İçin "Zorla Getirme" Yetkisi Mahkemede!

Türkiye siyasetinin gündemine bomba gibi düşen bir gelişme yaşandı. Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) 38. Olağan Kurultayı'na ilişkin açılan dava, Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir görevsizlik kararı ile ağır ceza mahkemesine devredildi. Bu ve benzeri haberleri takip etmek için https://www.avazturk.com lütfen bu adresi takip ediniz. Mahkemenin bu kararı almasındaki temel gerekçe, iddianamedeki iddiaların "rüşvet" suçunu oluşturma ihtimali olarak belirtildi. Bu durum, davanın seyrini ve olası sonuçlarını kökten değiştirebilecek nitelikte.

Ankara Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma neticesinde hazırlanan iddianame, Özgür Özel'in genel başkan seçildiği kurultay sürecini mercek altına almıştı. İddianamede şüpheliler hakkında "Siyasi Partiler Kanunu'na muhalefet" suçundan 3 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Suçlama, şüphelilerin "oylamaya hile karıştırdıkları" iddiasına dayanıyordu.

Ancak Ankara 26.Asliye Ceza Mahkemesi, dosyayı inceledikten sonra, yargılamaya konu olan iddiaların sadece "Siyasi Partiler Kanunu'na muhalefet" kapsamında kalmayabileceği kanaatine vardı. Mahkeme kararda, iddiaların "rüşvet" suçunu da oluşturup oluşturmadığının detaylı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. https://www.avazturk.com

Bu çerçevede, suç vasfının daha ağır olması ihtimali göz önünde bulundurularak, dosyanın asliye ceza mahkemesinin değil, ağır ceza mahkemesinin görev alanına girdiği sonucuna varıldı. Bu kararla birlikte, davanın bundan sonraki yargılama süreci, daha ağır suçlara bakan ve daha farklı usul kurallarına tabi olan ağır ceza mahkemesinde devam edecek.

Davanın seyrini etkileyebilecek bir diğer kritik nokta ise eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun durumu. Gazeteci Alican Uludağ'ın aktardığı bilgilere göre, mahkeme kararında, davanın mağduru konumunda bulunan Kemal Kılıçdaroğlu’nun beyanlarının esasa etkili olabileceğine dikkat çekildi. Bu ve benzeri haberleri takip etmek için https://www.avazturk.com lütfen bu adresi takip ediniz.

Mahkeme hakimi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu davanın bir parçası olarak tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılması gerektiğini belirtti. Daha da önemlisi, kararda Kılıçdaroğlu'nun mahkemeye gelmemesi durumunda, kendisinin "zorla getirilmesi" yetkisinin artık dosyayı devralan ağır ceza mahkemesinde olduğu açıkça yazıldı. Bu, Kılıçdaroğlu'nun tanıklığının dava için ne kadar kritik görüldüğünü ortaya koyuyor.

Yaşanan bu gelişme üzerine CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TELE1 canlı yayınında değerlendirmelerde bulundu. Özel, "Büyük ihtimalle sayın Kılıçdaroğlu'na ağır ceza mahkemesinde zorla getirme çıkarırlar." yorumunu yaparak, bunun "yeni bir tartışma" yaratmak için kullanılacağını öne sürdü. https://www.avazturk.com

Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu ile kendi arasındaki diyaloğun iyi ve yapıcı olduğunu, kendisinin mevcut genel başkan olarak önceki genel başkanlara saygısızlık etmemekle görevli olduğunu belirtti. Bu konuda sarf edilen "olur olmadık laflardan" üzüntü duyduğunu da ifade etti.

Özel ayrıca, bu davanın partiye bir "kayyım atanması" gibi bir duruma yol açacağı yönündeki iddialara da kesin bir dille yanıt verdi. "Kayyım atama gibi bir şey olmaz. Cumhuriyet Halk Partisi'ne kayyım atanamaz." diyen Özel, Atatürk'ün partisinde genel başkanlık koltuğuna yalnızca seçimle gelinebileceğini ve kimsenin bu koltuğa seçimsiz oturamayacağını vurguladı. https://www.avazturk.com

Önceki yönetimin kayyım yoluyla partiye geleceği iddialarını "Gelmezler" diyerek yanıtlayan Özel, bu tür düşünceleri taşıyanlara "Küfür sayarım arkadaşlarıma" ifadelerini kullanarak tepki gösterdi. https://www.avazturk.com

Özetle, CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'na ilişkin dava, "rüşvet" suçlaması ihtimali nedeniyle ağır ceza mahkemesine taşınmış durumda. Mahkemenin, davanın mağduru görülen eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun tanıklığını önemli bulması ve gelmemesi halinde "zorla getirilmesi" yetkisinin ağır cezada olduğunu kararına eklemesi, davanın bundan sonraki sürecinin hem hukuki hem de siyasi açıdan yakından takip edileceğini gösteriyor.