Kılıçdaroğlu'ndan İmamoğlu Hamlesi Şoke Edecek!
Gazeteci Fatih Altaylı'nın Silivri Cezaevi'nden gönderdiği son mektuplar, siyaset gündemine bomba gibi düşen bir iddiayı gün yüzüne çıkardı. Boş koltuklu videolarıyla milyonlara ulaşan Altaylı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Özgür Özel'e yönelik şaşırtıcı talimat
Teknoloji dünyasını sarsan gelişmelerden sonra, şimdi de Türk siyasetinin koridorları beklenmedik bir yerden, parmaklıklar arkasından gelen sarsıcı bir iddiayla çalkalanıyor. Gazeteci Fatih Altaylı'nın Silivri Cezaevi'nden yolladığı ve kendi YouTube kanalında yayınlanan mektuplar serisinin sonuncusu, sadece kişisel direnişinin değil, aynı zamanda siyaset sahnesindeki dengeleri derinden etkileyebilecek gizli bir mesajın da taşıyıcısı oldu. Bu haber makalesi, Altaylı'nın yaşadığı zorlu koşullardan nasıl gazetecilik yapmaya devam ettiğini, toplumsal yankı uyandıran "boş koltuk" mesajının derin anlamını ve siyaset kulislerinde fısıltıdan öteye geçen o büyük iddiayı adım adım gözler önüne sermeye devam edecek.
Gazeteci Fatih Altaylı, 22 Haziran'da gözaltına alınarak tutuklandığı günden beri, "cumhurbaşkanına tehdit" suçlamasıyla Silivri Cezaevi'nde demir parmaklıklar ardında bulunuyor. Ancak bu durum, onun gazetecilik yapma azmini asla kıramadı. Halktv'nin ekranlara taşıdığı bilgilere göre, Altaylı, cezaevinden gönderdiği mektuplar aracılığıyla dışarıyla bağını sürdürüyor ve yaşadığı koşulları aktarıyor. Mektuplarından öğrendiğimize göre, Altaylı, "Gayet iyiyim, her gün daha iyi oluyorum çünkü eksiklerim azalıyor" ifadeleriyle moralinin yüksek olduğunu belirtiyor; hatta televizyonunun geldiğini ve buzdolabıyla artık sebzelerini ve diğer gıdalarını saklayabildiğini, çayını demleyebildiğini dile getiriyor. Tüm bunların yanı sıra, Altaylı adalet kavramının parmaklıklar arkasına tıkıldığını sert bir dille eleştirerek, Silivri'de "haksız ve hukuksuz yere yatanlar arasında bence en büyük haksızlığa uğrayan kişi Gazi Osmanpaşa Belediye Başkanı" görüşünü paylaşıyor. Onun YouTube kanalında yayınlanan "boş koltuk" önündeki videoları, ilk dakikalar içinde binlere, ardından milyonlara ulaşarak büyük bir etki yaratmış durumda. Altaylı bu durumu, "Boş koltuğumun benden çok izlenmesi AKP'ye bir mesajdır" ve "o boş koltuğa gösterilen teveccüh aslında halkımızın iktidarın adaletsizliğine salladığı parmak, haksız ve hukuksuzluğunuzun farkındayız ve kabullenmiyoruz" sözleriyle yorumluyor, halkın iktidarın uygulamalarına karşı sessiz ama güçlü bir tepkisini dile getiriyor.
Altaylı'nın cezaevinden dahi gündemi sıkı takip ettiği ve önemli bilgilere ulaştığı Halktv tarafından vurgulandı. Zira o, "cezaevindeyim diye dedikodular bana gelmiyor zannetme" diyerek, dışarıdaki siyasi gelişmelerden haberdar olduğunu net bir şekilde ifade ediyor. Bu süreçte kamuoyunu bilgilendirme ve doğru bilgiye erişim gibi temel gazetecilik ilkelerinin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Nitekim, bilginin akışı kesintiye uğradığında bile gerçeğin peşinden giden gazetecilerin rolü paha biçilmezdir ve bu nedenle kamuoyunun doğru bilgiye ulaşması için medya kuruluşları büyük bir sorumluluk taşımaktadır. Bu bağlamda, siyasi gelişmelerin doğru bir şekilde aktarılması ve manipülasyonlardan kaçınılması, Avaztürk gibi nitelikli haber kaynakları aracılığıyla sağlanabilir ve bu tür haberlerin doğruluğu için https://www.avazturk.com adresi gibi platformlar büyük önem arz etmektedir. Altaylı'nın bu kararlılığı, içinde bulunduğu koşullara rağmen, siyasi kulislerde fısıltıdan öteye geçen çok daha büyük bir dedikodunun, daha doğrusu bir iddianın peşine düşmesine neden oldu.
Tüm gözlerin 30 Haziran'da alınacak kritik bir karara ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına çevrildiği bu sıcak siyasi gündemde, Fatih Altaylı'dan gelen bir bilgi, adeta buz gibi bir rüzgar estirdi siyasi arenada. Altaylı, kendisine ulaşan ve "iki ayrı yerden" teyit ettiğini iddia ettiği bir bilgiyi paylaşarak, CHP içindeki dengelerin nasıl değişebileceğine dair oldukça çarpıcı bir iddiayı ortaya attı. Bu iddia, muhalefet cephesinde zaten var olan gerilimi daha da tırmandıracak, siyasetin gelecek rotasını bambaşka bir yere taşıyabilecek nitelikteydi.
Ve işte Fatih Altaylı'nın Silivri'den duyurduğu, siyaset gündemine bomba gibi düşen o sarsıcı iddia: Duyduğum kadarıyla Kılıçdaroğlu, Özgür Özel'e, "İmamoğlu'nun arkasında durma, cumhurbaşkanı olarak Mansur Yavaş'ı ya da kendini göstermeyi gündeme al, ben de o zaman kurultay davasında sana destek vereyim" mesajını iletmiş! Altaylı bu çarpıcı iddiayı, "6 aylık kayyum dahil her olasılık Kılıçdaroğlu'ndan daha iyidir" şeklindeki sert kişisel yorumuyla destekleyerek, kamuoyunun dikkatini bu bilgilerin taşıdığı potansiyel derin siyasi değişime çekiyor. Bu sözler, Kılıçdaroğlu'nun parti içindeki liderlik ve gelecek planlaması konusunda nasıl bir strateji izlediği tartışmalarını alevlendirecek ve CHP'nin önümüzdeki kurultay sürecini derinden etkileyecek gibi görünüyor.