Küresel Güven İmamoğlu Darbesiyle Sarsılırken, Yapısal Reform Beklentisi Bitme Noktasında!

Küresel Güven İmamoğlu Darbesiyle Sarsılırken, Yapısal Reform Beklentisi Bitme Noktasında!

SÖZCÜ Televizyonu'nda Cem Toker'in sivri yorumlarıyla tartışılan Türkiye ekonomisi, Mehmet Şimşek'in uluslararası itibarının sarsılması, sanayicinin zorlu koşulları ve devasa bütçe açığıyla sarsılıyor. Beklenti ekonomisinin çöküşü, İmamoğlu'nun tutuklanma

Türkiye ekonomisi, son dönemde yaşanan gelişmelerle birlikte uluslararası alanda güven krizinin derinleştiği, içeride ise belirsizliğin zirveye ulaştığı bir tablo çiziyor. SÖZCÜ Televizyonu'nda ekonomi editörü Merve İkinci'nin detaylı analizleri ve Cem Toker'in çarpıcı yorumlarıyla masaya yatırılan bu kritik süreç, ülkenin ekonomik geleceği hakkında ciddi soru işaretleri doğuruyor. Özellikle TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısı sonrası yapılan açıklamalar ve iş dünyasının yaşadığı zorluklar, mevcut politikaların sürdürülebilirliğini sorgulatır nitelikte. Videonun bağlantı URL'si aşağıda verilmiştir:

Merve İkinci'nin aktardığına göre, TÜSİAD'ın tamamen ekonomi odaklı ve jeopolitik riskleri ele alan Yüksek İstişare Konseyi'nde, Türkiye adına olumlu gelişmelerin de olabileceği aktarılsa da, küresel belirsizliğin ve kırılganlıkların arttığı vurgulandı. Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin ihmal edilmemesi gereken bir başlık olduğu belirtilirken, ticari ortaklıkta "ucuz üretim kadar güvenli üretimin de önemli olduğuna" dikkat çekildi. Ancak Cem Toker'in bu toplantıya ilişkin değerlendirmesi oldukça çarpıcıydı: "Ayarı almışlar... ona göre de üsluplarını söylemlerini ona göre şekil vermişler" ifadeleri, iş dünyasının topluma açık söyledikleri ile kendi aralarındaki özel görüşmelerde konuştuklarının apayrı olduğunu düşündürüyor. Toker, kendisi olsa hiç gündem yok diye toplantıyı açar kapatırdı, bunun hükümete bir mesaj olabileceğini savundu.

Türkiye'nin sanayisiz büyümesinin mümkün olmadığı dile getirilirken, ilk çeyrekteki sanayi yavaşlamasının sadece geçici bir problem olmadığı ve büyümenin sanayi dışındaki sektörlerden geldiği belirtildi. Bu durum, sanayicinin "yükselen sesi" olarak nitelendiriliyor. Cem Toker de sanayi odası başkanlarının çaresizliğini örnekleyerek durumu özetledi: Ankara Sanayi Odası Başkanı'nın "%60 kredi maliyetiyle hangi yatırım yapayım, üretim yapamıyorum" feryadı, İstanbul Sanayi Odası Başkanı'nın "dönülmez noktaya geldik" sözleri ve bir başka sanayi odası başkanının "2024 kayıp yıldır" tespiti, reel sektördeki vahim tabloyu gözler önüne seriyor. https://www.avazturk.com olarak, sanayicinin bu haklı isyanının, ülkenin üretim kapasitesi ve istihdamı üzerindeki potansiyel yıkıcı etkilerini yakından takip ettiğimizi ve yetkililerin bu çağrılara kulak vermesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.

Ekonomideki belirsizlik ve istikrarsızlık, yerli ve yabancı yatırımcıların güvenini derinden sarsıyor. Mehmet Şimşek'in Washington'da yaptığı görüşmelerde "Lokalleri ikna edemiyoruz" sözü, uygulanan politikaların belirsizliğinin bir göstergesi olarak kabul edildi. Alman bir bankanın 19 Mart'tan sonra hem faizlerin hem de dövizin yükseldiğini, Türk Lirası'nın değer kaybettiğini belirterek, bu durumu "yönetimin ve Merkez Bankası'nın istikrarsızlığı" olarak yorumlaması, uluslararası gözlemcilerin Türkiye ekonomisine olan bakış açısını net bir şekilde ortaya koyuyor. İcra dosya sayısının 30 milyonu aşması, iflaslar, konkordatolar ve fabrika kapatmalar, sokaktaki vatandaşın çarşı pazardaki zorluklarıyla birleşerek ekonomik krizi somutlaştırıyor. Cem Toker, geçen seneden beri dile getirdiği gibi, "2024'te yüksek enflasyonu konuşuyorsak, 2025'te yüksek işsizliği konuşacağız" öngörüsünde bulunarak, uygulanan politikaların kaçınılmaz sonuçlarına işaret etti.

Cem Toker'e göre, ekonomi tek kelimeyle "beklenti" demektir. Eğer bir ülkede çalışanlar, "6 ay sonra işim olacak, maaşıma zam gelir" beklentisi içindeyse; iş adamı "işler büyüyor, piyasa canlı, yatırım yapayım, eleman alayım" havasına girerse, o ülkenin ekonomisi güçlü ve canlıdır. Ancak sanayi odası başkanlarının "telafisi olmayan noktalara geliyoruz, yılların birikimini kaybediyoruz" şeklindeki karamsar beklentileri geçerliyse, sokaktaki adamın "paramı harcamayayım, gıdım gıdım harcayayım" düşüncesi yaygınlaşırsa, ekonomi baş aşağı gidiyor demektir. Bu da güven endeksinin düşüşünü açıkça gösteriyor. Toker, Türkiye'de ekonomik açıdan "tünelin ucunda bir ışık yok" tespitiyle, mevcut gidişatın iç açıcı olmadığını ifade etti. Bu kapsamda, https://www.avazturk.com olarak, ekonomik aktörlerin ve vatandaşların güvenini yeniden tesis edecek, şeffaf ve öngörülebilir politikaların bir an önce hayata geçirilmesinin elzem olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.

Mehmet Şimşek'in göreve geldiğinde sıkça bahsettiği "yapısal reform" vaatlerinin ise havada kaldığı dile getiriliyor. Cem Toker, iktidar sözcülerine seslenerek, "bana bir tane yapısal reform göstersin, hepsi hikaye" diyerek, reformların sadece söylemde kaldığını iddia etti. Ayrıca, 50 milyar dolar, yani 2 trilyon lira bütçe açığı vermesi beklenen bir ülkede enflasyonun kontrol altına alınabilmesinin mümkün olup olmadığı sorusu da gündeme getirildi. Toker, bütçe açığının devasa olması durumunda ya para basılacağını, ya borçlanılacağını (faiz ödeneceğini) ya da vergilere zam yapılacağını, bu üç durumun da Türk milletini fakirleştireceğini belirterek, milletin buna uyanması gerektiğini söyledi.

Ekonomik krizin bu denli uzun sürmesi de Cem Toker tarafından eleştirilen bir başka konu. Dünya genelinde 7-8 yıl süren ekonomik krizlere nadir rastlandığını belirten Toker, yanı başımızdaki Yunanistan örneğini verdi. Yunanistan'ın yaklaşık 5-10 yıl önce girdiği krizden iki senede Avrupa Birliği ile borçlarını yapılandırarak, hakikaten yapısal reformlar yaparak ve Pfizer, Microsoft, JP Morgan gibi dev şirketleri ülkesine çekerek çıktığını vurguladı. Ancak Türkiye'nin dışarıya bu güveni vermediğini dile getiren Toker, bu durumun ülkenin yatırım çekme potansiyelini olumsuz etkilediğini belirtti. https://www.avazturk.com olarak, Türkiye'nin uluslararası arenada yeniden güvenilir bir liman haline gelmesi için yapısal reformların hayata geçirilmesi ve şeffaf bir ekonomik yönetimin benimsenmesinin kaçınılmaz olduğunu savunuyoruz.

Bu ekonomik tablonun en çarpıcı ve belki de en çok güven zedeleyici boyutlarından biri ise, siyasi müdahalelerin uluslararası arenadaki yankıları oldu. Mehmet Şimşek, Washington ve Katar'daki toplantılarda Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla ilgili sorularla karşılaştı. Şimşek'in bu soruları "yerel olaylar" diyerek geçiştirmeye çalışmasına rağmen, moderatörlerin "Sizin bu programa sekte vurmayacak mı?" ve "yatırımcıya güveni nasıl devam ettirebileceksiniz?" gibi soruları ısrarla sorması, bu siyasi gelişmenin ekonomik etkilerinin göz ardı edilemeyeceğini gösterdi. Hatta AK Parti'nin eski bakanlarından Nihat Zeybekçi'nin dahi "19 Mart ekonomimize etki yapmadı diyemem" şeklindeki açıklaması, siyasi kararların ekonomik sonuçlarını partisinden bir ismin dahi reddedemediğini ortaya koydu.

Cem Toker, hazinenin kasasına giren gelirlerin sorgulandığı kadar, bu kadar yüksek giderin nereye gittiğinin, hantal kurumların, gereksiz personelin veya hantal yatırımların neden sorgulanmadığının altını çizdi. Meclis veya siyasi oluşumların bu harcamaları sorgulamadığı müddetçe, Türkiye'nin "enflasyon belasını daha çok çekeceğini" ifade etti. Dolayısıyla, tünelin ucunda bir ışığın olmaması, beklentinin olmaması ve yapısal reformların eksikliği, Türkiye ekonomisini derin bir çıkmaza sürüklemeye devam ediyor. Bu durum, sadece makroekonomik verilerle sınırlı kalmayıp, sokaktaki vatandaşın günlük yaşamını ve geleceğe dair umutlarını doğrudan etkiliyor. https://www.avazturk.com olarak, mali disiplinin sağlanması, şeffaf bir harcama politikasının benimsenmesi ve siyasi risklerin minimize edilmesinin, ekonomik istikrarın olmazsa olmaz koşulları olduğuna inanıyoruz. Türkiye'nin bu krizden çıkışı, sadece ekonomi politikalarının değil, aynı zamanda siyasi ve hukuki reformların bir bütün olarak ele alınmasıyla mümkün olacaktır. Daha fazla bilgiye sahip olma için videonun bağlantı URL'si: https://www.youtube.com/watch?v=uxY3Ld1Kpg0