İstanbul - Türkiye ekonomisinin ve iş dünyasının nabzını tutan en önemli sivil toplum kuruluşlarından Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Arif Aras hakkında açılan davada kritik bir gelişme yaşandı. İki liderin, derneğin geçtiğimiz 13 Şubat Perşembe günü gerçekleşen Genel Kurulu'nda yaptıkları konuşmalar gerekçesiyle yargılandıkları davada, üzerlerindeki yurt dışı çıkış yasağı mahkemenin aldığı ara karar ile kaldırıldı.

Dava süreci, söz konusu Genel Kurul konuşmalarının ardından başlamıştı. TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras ve TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, o gün yaptıkları konuşmalarda ülkenin son dönemdeki siyasi ve ekonomik gidişatına ilişkin tespit ve görüşlerini dile getirmişlerdi. Bu konuşmaların ardından, süreci kamuoyunda geniş yankı uyandıran bir soruşturma başlatıldı.

İlk soruşturma, konuşmalardan yalnızca bir gün sonra, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ömer Aras hakkında ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeği aykırı bilgiyi alenen yayma'' suçlamalarıyla açılmıştı. Süreç daha sonra TÜSİAD Başkanı Orhan Turan'ı da kapsayacak şekilde genişledi. İddianamede, Aras ve Turan'ın sözlerinin “kamu barışını bozmaya elverişli nitelikli sözler” olduğu iddia edilmiş ve zincirleme şekilde ‘adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' suçlamasıyla, 1 yıl 10 aydan 5 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep edilmişti. Özellikle iş insanlarının emniyetteki görüntüleri kamuoyunun gündemine oturmuştu.

Davanın son celsesi İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada, tutuksuz yargılanan sanıklar Orhan Turan ve Mehmet Ömer Arif Aras ile avukatları hazır bulundu.

TÜSİAD Başkanı Turan Mahkemede Savunma Yaptı: "Konuşmalarım Suç Değil, TÜSİAD'ın Tespitleriydi"

Duruşmada esas hakkındaki savunmasını yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmedi. Türkiye'ye faydalı olma gayretiyle çalıştığını belirten Turan, yurt içi ve yurt dışındaki kamu kurumlarıyla temaslarında da her zaman görüşlerini açıkça ifade ettiğini dile getirdi.

Turan savunmasında, "Görevim nedeniyle yaptığım konuşmalar nedeniyle suçlanıyorum. Hiçbir şekilde konuşma içerisinde gerçeğe aykırı bilgiyi vermedim. Kamuoyuna yansıyan, toplumun bildiği bir bilgiyi, bazı hususları objektif bir şekilde, olan etkilerini sıraladım" dedi. Konuşmasının özünde "hukukun üstünlüğünün sağlanmasının önemine ve ülkenin ekonomisinin gelişmesine yönelik tavsiyelerin" yer aldığını vurgulayan Turan, sözlerinin suç teşkil etmediğini, bunların "TÜSİAD'ın tespit ve tavsiyeleri" olduğunu kaydetti.

Savunmasının devamında, "Halkın nezdinde son derece önemli mevkilerde bulunan kişiler hakkında bu tür soruşturma evrelerinin ekonomi anlamında uğradıkları zararları vurguladım" ifadelerini kullanan Turan, hukukun üstünlüğü çerçevesinde ekonomik refahı hedefleyen bir sivil toplum örgütü olan TÜSİAD'ın tüzüğü gereği bu tür konulara değinmesinin doğal olduğunu belirtti. Konuşmasının teknik bir hukuk yorumu değil, bir iş adamı ve dernek başkanı olarak, tecrübelerini ve derneğin düşüncelerini aktarmak amacı taşıdığını, asıl amacının hukukun üstünlüğünün egemen olmasıyla ülke ekonomisinin ancak bu şekilde ileriye gidebileceğini söylemek olduğunu dile getirdi.

Yurt dışı yasağının iş insanı kimliğiyle kendisini ve şirketi zarara uğrattığını belirten Turan, yasağın kaldırılmasını talep etti.

Mahkemeden Beklenen Ara Karar: Yurt Dışı Yasağı Kalktı, Duruşma Ertelendi

Savunmaların tamamlanmasının ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Mahkeme, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Ömer Arif Aras hakkında uygulanan yurt dışı çıkış yasağının kaldırılmasına karar verdi ****. Bu karar, iş dünyası ve kamuoyu tarafından yakından takip ediliyordu.

Dava, bir sonraki duruşma için 23 Eylül tarihine ertelendi. Bu ara karar, iki ismin iş dünyasındaki faaliyetlerini ve yurt dışı temaslarını herhangi bir kısıtlama olmadan sürdürebilecekleri anlamına geliyor.

TÜSİAD gibi ülkenin önde gelen iş dünyası temsilcilerinin yargılandığı bu dava süreci, Türkiye'deki iş ortamı, yatırım iklimi ve sivil toplum kuruluşlarının ifade özgürlüğü açısından büyük önem taşıyor. Konuyla ilgili gelişmeler ve detaylı analizler, avazturk.com gibi takipçilerine güncel ve güvenilir bilgiler sunan yayınlarda da yer bulmaktadır.

Davanın 23 Eylül'de yapılacak duruşmasında yaşanacak gelişmeler merakla bekleniyor. Bu süreç, ifade özgürlüğü sınırları, sivil toplumun rolü ve yargısal süreçlerin iş dünyası üzerindeki etkileri bağlamında tartışılmaya devam edecektir.