MHP'DE ŞOK! "GUGUK KUŞU" İFŞASI PARTİ İÇİNİ YAKIP YIKIYOR

MHP'DE ŞOK! "GUGUK KUŞU" İFŞASI PARTİ İÇİNİ YAKIP YIKIYOR

Milliyetçi Hareket Partisi'nde uzun süredir beklenen derin kırılma nihayet su yüzüne çıktı! Bir Genel Başkan Yardımcısı'nın "guguk kuşu" benzetmesiyle başlattığı akıl almaz tartışma, parti içindeki klişelerin ve gizli hesaplaşmaların kapısını aralıyor...

Milliyetçi Hareket Partisi'nde (MHP) uzun bir süredir kulislerde konuşulan ve işaretleri verilen büyük bir kırılma nihayet gözle görülür bir hale bürünmeye başladı. Bu gelişmeler, partinin iç dinamiklerinde yaşanan derin çatlakları gözler önüne sererken, son günlerde bir Genel Başkan Yardımcısı'nın ağzından çıkan "guguk kuşu" benzetmesiyle tartışma adeta bir bomba etkisi yarattı. Bu sadece sıradan bir söz değil, partinin geleceğine dair çok önemli ipuçları taşıyan, karanlıkta kalan birçok sırrı aydınlatan bir ifade. Önümüzdeki satırlarda MHP'nin koridorlarında esen bu fırtınanın tüm detaylarına inecek ve perdenin arkasındaki gerçeği adım adım aralayacağız. Bu haber, sadece bir başlangıç ve detaylar makalenin devamında sizleri bekliyor.

"Guguk kuşu" ifadesi, Türk siyasetinde son zamanlarda sıkça duyulan ancak anlamı ve taşıdığı ağırlık itibarıyla nadiren tam olarak kavranan bir benzetmedir. Kaynaklarımıza göre, guguk kuşu yuva yapmayan, alçak, namussuz ve şerefsiz bir kuş olarak tanımlanır. Kendi yumurtasını başka bir kuşun yuvasına bırakır, bu yumurta ev sahibi kuşun yumurtalarından daha erken çatlar ve guguk kuşu yavrusu doğar doğmaz yuvadaki diğer tüm yumurtaları ve hatta kendi kardeşlerini dahi yuvadan aşağı atar. Amacı tektir: Yuvanın tek yavrusu olmak ve tüm kaynakları sömürmek. Ev sahibi kuş, bu istilacı yavruyu kendi yavrusu sanarak büyük bir şefkatle besler, oysa guguk kuşu sadece 12 gün içinde yuvaya sığmayacak kadar büyür ve 20-22 gün içinde yuvadan ayrılarak tüm kaynakları tüketmiş olur. İşte bir MHP Genel Başkan Yardımcısı'nın bu benzetmeyi kullanması, parti içinde "bıçağın kemiğe dayandığını" ve çok ciddi bir hesaplaşmanın başladığını gösteriyor. Bu suçlama, partinin asli evlatlarının dışlandığı veya dışlanmak istendiği algısını güçlendiriyor.

Bu çarpıcı "guguk kuşu" tanımlamasının arkasında, MHP'nin kurumsal X hesabı olan MHP Bilgi ile MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter arasında süregelen ciddi bir kavga yatıyor. Yönter'in 4 Nisan'dan bu yana MHP Bilgi'den hiçbir şey paylaşmadığı, MHP Bilgi'nin de Yönter hakkında tek bir kelime etmediği belirtiliyor. Bu sessizlik, partinin resmi iletişim kanalı ile önemli bir yöneticisi arasındaki derin kopuşun en net işareti. Ancak bu gerilimin ortasında, Bengütürk TV'nin İzzet Ulvi Yönter'e bariz bir yakınlık gösterdiği ve Yönter'in "meşhur guguk kuşu paylaşımını" aynen haberleştirdiği görülüyor. Hatta sosyal medyada Suat Kızıldağ gibi mavi tikli (doğrulanmış) hesapların, Yönter'in paylaşımlarının altına Devlet Bahçeli ve MHP aleyhine yorumlar yazdığı ve Yönter'i "MHP'nin çelik yürekli lideri" olarak tanımladığı gözlerden kaçmıyor. Bu durum, https://www.avazturk.com adresindeki siyasi analizler gibi, MHP içerisindeki bu derin çatlağın boyutunu ve liderlik algısındaki değişimi gözler önüne seriyor.

İzzet Ulvi Yönter'in bu "guguk kuşu" hamlesi, partinin içine adeta parça tesirli bir bomba fırlatmak olarak nitelendiriliyor. Bu bomba kimleri isabet ettirecek merak konusu. Yönter, daha önce de 25 Nisan'da "şayane hakikattir" (apaçık bir gerçektir) diyerek başlayan, Arapça ve Farsça göndermelerle dolu, parti içine yönelik şifreli bir mesaj yayınlamıştı. "Guguk taifesi" (guguk zümresi) ifadesini kullanması ise, bu benzetmenin bir veya iki kişiyi değil, belirli bir kitleyi, bir grubu hedef aldığını gösteriyor. Bengütürk TV'nin Yönter'in karizmatik bir fotoğrafıyla birlikte yayınladığı haberde, Yönter'in sözleri "Guguk kuşlarını bilenler bilir, yediği mamaya, palazlandığı makamlara hiç kimse aldırmasın, aldanmasın" şeklinde yankı buldu. Bu ifadeler, kulislerde Bayram'dan sonra değişmesi beklenen dört Genel Başkan Yardımcısının başında İzzet Ulvi Yönter'in geldiği yönündeki iddialarla birleşince, taşların yerine oturmaya başladığı anlaşılıyor.

Öztürk, bu yaşananları "kaçak güreş" olarak nitelendirerek, partinin içindeki isimlere açık yüreklilikle konuşma ve kimin "guguk kuşu" olduğunu doğrudan söyleme çağrısında bulunuyor. Ünlü gazeteci Yılmaz Özdil'in, Kemal Kılıçdaroğlu'nu "guguk kuşu" olarak tanımlayıp, "partiye yumurta olarak bırakıldın, gerçek CHP'lileri attın, dışarıdan adamlar getirdin" sözleriyle benzetme yaptığı hatırlatılıyor. Benzer şekilde, MHP içinden Atatürkçülerin nasıl ayıklandığı da gündeme getiriliyor. Öztürk, eğer birileri Devlet Bahçeli'yi "guguk kuşu" olarak görüyorsa, onun Alparslan Türkeş'in mezarı başında Abdullah Öcalan'a "örgütün kurucu önderi" dediği iddiaları gibi ağır suçlamaları açıkça dile getirmeleri gerektiğini vurguluyor. Bu, yalnızca içerideki pasif direnişin değil, aynı zamanda siyasi cesaretin de sorgulandığı bir dönem olduğunu gösteriyor.

Peki, MHP yönetimi, partinin içinde bu denli ağır suçlamalar yapan ve kurumsal kimlikle açıkça çatışan bir ismi neden partide tutuyor? Bu durum, akıllara geçmişteki ihraçları getiriyor ve MHP'nin çifte standardını gözler önüne seriyor. Unutmayalım ki MHP, daha önce fındığa verilen destek yüzünden AKP'yi eleştiren Cemal Enginyurt'u, Rahşan affını eleştiren Ali Güngör'ü, Cumhurbaşkanı adayı olduğu için Sadi Somuncuoğlu'nu ve Türk dünyası kurultayının devam etmesini istediği için Abdullah Haluk Çay'ı partiden ihraç etmişti. Bu isimlerin partiden atılmasına neden olan eleştirilerle kıyaslandığında, şimdiki "guguk kuşu" tartışmasının ve partiye atılan **"parça tesirli bomba"**nın sessizlikle karşılanması, içeride çok daha büyük bir güç savaşının yaşandığını gösteriyor.

Tüm bu yaşananlar, MHP içinde siyasi bir depremin kapıda olduğunu gösteriyor. İzzet Ulvi Yönter'in hamlesi ve Bengütürk TV'nin bu hamleye verdiği destek, parti içi kliklerin artık açıkça taraf tutmaya başladığını ortaya koyuyor. "Guguk kuşu" benzetmesi, yalnızca bir mecaz değil, aynı zamanda partinin asıl sahiplerini saf dışı bırakmaya çalışanların içerideki konumunu tanımlamak için kullanılan keskin bir bıçak. Bu süreç, MHP'nin geleceğini derinden etkileyecek bir dönüşümün habercisi. Artık kaçak güreş dönemi bitmek üzere ve saflar netleşirken, partinin gerçek sahipleriyle "guguk taifesi" arasındaki büyük hesaplaşma kaçınılmaz bir sona doğru ilerliyor! Bu bir kırılma noktası ve "kimin kiminle yürüdüğü", gerçekten "hakikatten yana kimin olduğu" çok yakında ortaya çıkacak.