Ortadoğu coğrafyasının insanlık tarihi boyunca birçok medeniyete, kültüre, topluluklara ve inanç sistemlerine ev sahipliği yaptığını anımsatan Aydın,  bu toprakların aynı zamanda büyük mücadelelerin de ana merkezi olduğunu vurguladı. Haçlı Seferleri'nin görünür nedenin coğrafyayı özgürleştirmek olarak açıklandığına dikkat çeken Aydın, bugün de aynı bahanelerle bölgenin kan gölüne çevrildiğini söyledi. Haçlı Seferleri'nin asıl nedenin ise  bölgenin verimli topraklarını ve zenginliklerinin yağmalanmak istenmesi olduğunu ifade eden Aydın, şunları söyledi:

"O gün nasıl ki asıl nedenler maddi idiyse bugün de yine bu coğrafyada yeniden hesaplaşmalara tanıklık etmekteyiz. Yine asıl neden o yer altı ve yer üstü zenginlikleri; yüz yıl önce de böyleydi, Musul ve Kerkük petrol yataklarının keşfinden sonra bölgede yeni bir Haçlı Seferi ruhu canlandı ve işgal hareketleri başlatıldı. Ne değişti bugün? Bugün yine bir şey değişmedi, söylem hep şu oldu… O gün de özgürleştirmeydi, bundan yirmi beş-otuz yıl önce de, 1991 yılında Irak'ın işgaliyle de kullanılan söylem yine aynıydı, yine o oryantalistlerin ortaya attığı özgürleştirme propagandasıydı."

KEŞKE EZAN OKURKEN KAFAMI KESTİRSEYDİM

Kamil Aydın, Katar'a sahip çıkılmasını isterken de  ilginç bir fıkra anlattı. İşte o fıkra:

" Bir komşunun horozu sabah namazında ezan okuyor, ezan okuyor horoz. Komşu bıçağı alıp koşup geliyor "Bak, ezan okumayı kes, kafanı keserim." diyor. Horoz diyor ki: "Tamam, okumayacağım." Komşu gidiyor, ertesi gün horoz normal bir şekilde ötüyor. Komşu -cesaret aldı ya- bıçağı alıp tekrar geliyor "Bana bak, ötmeyeceksin de. Bir daha ötersen kafanı keserim." diyor. "Emredersiniz." diyor, korkuyor "Ötmeyeceğim." diyor. Tekrar gidiyor komşu. Horoz daha bu iki olayın şokunu atlatmadan üçüncü günü komşu bu sefer mazeretsiz, bıçak elinde geliyor. Horoz şaşırıyor "Ne oldu?" diyor. Diyor ki: "Yumurta yumurtlayacaksın yoksa kafanı keserim." Horoz büyük bir üzüntüyle, mahcubiyetiyle diyor ki: "Keşke ezan okurken kafamı kestirseydim."

KİM AKRABA

"Allah aşkına, İsrail'in, Rusya'nın ya da Amerika Birleşik Devletleri'nin bölgeyle akrabalığı var mı, bölge insanıyla, mezhep bağı var mı, inanç bağı var mı, sınırdaş mı?" diyen aydın sözlerini şöyle tamamladı:

" Hayır ama söz söyleme hakkı görüyor. Gidiyor, aynen bin yıl önceki gibi, yüz yıl önceki gibi özgürleştirme adına bayrağını, tankını, topunu yerleştiriyor ve bunu da bir şekilde doğalmış gibi, çok güzel, efendim, bir uluslararası diplomasi söylemine dönüştürüp bize yutturmaya çalışıyorlar. Bu hem bölgedeki ülkelerle ve yaşayanlarla olan ilişkilerimiz hem de tarihî misyonumuz gereği yapmak zorunluluğundan kaynaklanmaktadır diyorum"

AVAZTURK/Ali Çavuş