Türkiye'nin siyasi atmosferi, son yılların en kritik ve en çok tartışılan davalarından biriyle ısınmaya devam ederken, kamuoyunun nabzını tutan bir araştırma, gündeme bomba gibi düştü. Milyonlarca vatandaşın geleceğini doğrudan etkileyebilecek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun siyasi kaderini çizecek olan YSK davası yaklaşırken, halktan gelen beklenmedik ve güçlü bir talep, tüm dengeleri değiştirebilecek bir nitelik taşıyor. Bu, sadece bir anket sonucu değil, aynı zamanda halkın adalet ve şeffaflık arayışının en net çığlığı olarak yankılandı.

Bu çarpıcı araştırmanın tüm ayrıntılarını, halkın ezici bir çoğunlukla ne istediğini ve bu talebin siyasetin koridorlarında nasıl bir deprem etkisi yaratacağını okumaya devam ettikçe göreceksiniz. Bu, bir belediye başkanının yargılanmasının çok ötesinde, Türkiye'de demokrasinin ve yargı bağımsızlığının test edildiği tarihi bir an olarak kayıtlara geçiyor. Vatandaşlar, bu tarihi ana kapalı kapılar ardında değil, bizzat tanıklık etmek istiyor.

Siyasetin nabzını ölçen güvenilir araştırma şirketlerinden biri olan PanoramaTR tarafından Türkiye genelinde yapılan son kamuoyu araştırması, bu devasa toplumsal talebi gözler önüne serdi. "YSK üyelerine hakaret ettiği" iddiasıyla yargılanan ve siyasi yasak riskiyle karşı karşıya olan Ekrem İmamoğlu'nun davası, anketin odak noktasındaydı. Katılımcılara yöneltilen o kritik soru şuydu: "İmamoğlu'nun davası devlet televizyonu TRT'de canlı yayınlanmalı mı?"

Anketten çıkan sonuç, siyasi analistlerin bile beklemediği kadar net ve güçlüydü. Katılımcıların yüzde 77.5 gibi ezici bir çoğunluğu, bu tarihi davanın her anıyla TRT ekranlarından canlı olarak yayınlanması gerektiğini belirtti. Bu talebe karşı çıkanların oranı sadece yüzde 16.3'te kalırken, yüzde 8.2'lik bir kesim ise kararsız olduğunu ifade etti. Bu rakamlar, siyasi görüşü ne olursa olsun, toplumun çok büyük bir kesiminin bu davada tam şeffaflık istediğini ve mahkeme salonunda neler olup bittiğini ilk ağızdan, sansürsüz bir şekilde öğrenme arzusunda olduğunu kanıtlıyor.

Bu talep, aynı anketin ortaya koyduğu bir başka gerçekle birleştiğinde daha da anlam kazanıyor. Ankete katılanların yüzde 57.1'i, son dönemde özellikle CHP'li belediye başkanlarına yönelik gözaltı ve tutuklamaları "hukuki bir süreç" olarak değil, "siyasi bir süreç" olarak gördüğünü belirtiyor. Bu veri, halkın yargıya olan güvenindeki erozyonu ve siyasi davalara yönelik şüpheci yaklaşımını açıkça ortaya koyuyor. İşte bu güvensizlik ve şüphe ortamında, TRT'de canlı yayın talebi, halkın "kendi gözümüzle görelim, kendi kulağımızla duyalım" deme şekli olarak öne çıkıyor. Şimdi tüm gözler, halkın bu güçlü ve net talebine karşı Adalet Bakanlığı ve RTÜK'ün nasıl bir tavır alacağına çevrilmiş durumda.