Miras Kavgası Kan Kusturuyor: Menzil'in Gizemli Dergâhlarında Akıl Almaz Suçlamalar!

Miras Kavgası Kan Kusturuyor: Menzil'in Gizemli Dergâhlarında Akıl Almaz Suçlamalar!

Türkiye'nin en büyük cemaatlerinden birinde liderin vefatıyla başlayan miras savaşı, akıl almaz boyutlara ulaştı. Dergâhlar mahkemelik oldu, kardeşler birbirini "paravan şirketler" ve "kayıp milyonlar"la suçluyor. Perde arkasında dönen dolaplar ve cemaati

Değerli okuyucularımız, Türkiye'nin son yıllardaki en çarpıcı ve merak uyandıran gelişmelerinden birini ele alacağımız bu özel haber makalesinde, gizem dolu bir miras kavgasının derinliklerine ineceğiz. Bu destansı mücadelenin tüm detayları ve geleceğe dair ipuçları, ilerleyen satırlarda sizleri bekliyor. Toplumun geniş kesimlerini derinden etkileyen bu anlaşmazlık, cemaatin iç dinamiklerini ve finansal yapısını da gözler önüne seriyor. Özellikle son dönemde artan iddialarla birlikte, www.avazturk.com olarak bu olayların derinlemesine analizini yaparken, hukuki ve sosyal boyutlarıyla geleceğe yönelik önemli soruları da gündeme getiriyoruz.

Yakın zamanda hayatını kaybeden önemli bir dini topluluğun lideri Abdulbaki Elhüseyni'nin vefatının ardından, gözler onun üç oğlu arasında patlak veren büyük miras anlaşmazlığına çevrildi. Bu anlaşmazlık, sadece aile içinde kalmayıp, söz konusu topluluğun kullandığı dergâh binalarına kadar sıçramış durumda. Son bilgilere göre, özellikle Çorum'da "külliye" olarak bilinen büyük dergâh binası, bu ihtilafın yeni ve en hararetli dava konusunu teşkil ediyor. İçeriden sızan iddialar, duruma daha da karmaşık bir boyut katıyor; öyle ki, topluluk içinde taşlı sopalı kavgalara varan bölünmeler yaşandığı belirtiliyor. Kardeşler arasındaki bu gerilim, topluluğun geleceği üzerinde büyük bir soru işareti yaratmış durumda.

Miras kavgasının taraflarından biri olan Saki Elhüseyni'nin, kardeşlerini "paravan şirketler kurarak mülk devretmekle" suçladığı iddiaları, gündeme bomba gibi düştü. Saki Elhüseyni'ye yakın kaynaklar, onun "Toplanan rakamları söylesem diliniz tutulur. Toplanan paralar nereye gitti, devlet bulsun" ifadelerini kullandığını aktarıyor. Bu iddialar, topluluk içinde toplanan yüklü miktardaki paraların akıbeti hakkında ciddi sorular doğuruyor ve kamuoyunda büyük yankı uyandırıyor. Bu suçlamalar, sadece bir miras meselesi olmaktan çıkıp, çok daha geniş çaplı bir mali denetim çağrısını da beraberinde getiriyor. Tam da bu noktada, www.avazturk.com olarak bu finansal iddiaların ne anlama geldiğini ve olası yansımalarını araştırmaya devam ediyoruz.

Çorum'daki külliye dergâhı davası, bu miras savaşının en somut örneklerinden biri haline gelmiş durumda. Edinilen bilgilere göre, dergâhtaki topluluk üyeleri, üç kardeşten en büyüğü olan Saki Elhüseyni'ye bağlılar. Ancak diğer iki kardeş, Mübarek ve Fettah Elhüseyni'nin ortaklığı bulunan “Erol İnşaat Taahhüt Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” tarafından bu bina hakkında Çorum İcra Hukuk Mahkemesi’ne bir dava açılmış durumda. Erol İnşaat, binanın kendilerine ait olduğunu iddia ederek boşaltılmasını talep ediyor ve dava süreci hala devam ediyor. Bu, cemaatin sembolik bir merkezinin dahi miras kavgasına konu olabileceğini gösteriyor.

Dava dosyasının daha da derinlerine inildiğinde, olayın sadece bir gayrimenkul davasından ibaret olmadığı ortaya çıkıyor. Yargılama süreci, birleştirilen iki farklı dosyadan oluşuyor. Birleşen dosyalardan ilki, Erol Ticaret tarafından “Çorum Semerkand Gönülleri Derneği”ne, yani topluluk taraftarlarına karşı açılmış durumda. İkinci dosya ise yine Erol Ticaret tarafından “MNG Organizasyon Hayvancılık Gıda Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” adlı bir başka şirkete açılmış. Bu MNG Organizasyon şirketinin de Mübarek ve Fettah Elhüseyni kardeşlerle doğrudan bağlantısı olduğu belirtiliyor. Bu durum, kardeşler arasındaki anlaşmazlığın sadece kişisel değil, aynı zamanda karmaşık şirket ağları üzerinden de yürütüldüğüne işaret ediyor.

Ortaya çıkan detaylar, adeta bir kurgu film senaryosunu andırıyor: Söz konusu dergâh binası, önce Erol Ticaret üzerinden MNG Organizasyon şirketine kiralanmış. Ancak iddialara göre, MNG Organizasyon kira ödemesi yapmayınca, Erol İnşaat tarafından davaya verilmiş. Bu, bir nevi "şirketler arası icra hikayesi" olarak nitelendiriliyor. Davanın 21 Mart'ta görülen duruşmasında ise dikkat çekici ifadeler kullanıldı. Davalı dernek tarafı, dava konusu taşınmazın aslında bir vakıf binası olduğunu ve bu binayı sadece "ibadet ve sohbet amacıyla" kullandıklarını savunarak kendi tezlerini ortaya koydu. Bu savunma, binanın ticari bir mülk mü yoksa dini bir vakıf varlığı mı olduğu konusunda ciddi bir hukuki tartışma başlatmış durumda.

Ancak hikayenin daha da çarpıcı bir boyutu var. Mübarek ve Fettah tarafı, mahkemede sundukları savunmada, 1924 Anayasası kapsamındaki “677 sayılı Devrim Kanunu” ile cemaatlerin kapatıldığını anımsatarak, dernek tarafının "vakıf binası" savunmasının geçersiz olduğunu iddia etti. Bu hukuki argüman, dini toplulukların yasal statüsü ve geçmişten gelen düzenlemelerle ilgili karmaşık bir tartışmayı da mahkeme salonlarına taşıyor. Bu iddia, miras kavgasının sadece mal paylaşımından öte, aynı zamanda topluluğun varoluşsal kimliği ve yasal statüsü üzerine de bir mücadele olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Bu derinlemesine miras savaşının ardında yatan gerçek nedenler ve cemaatin geleceği, hukuk ve finans dünyasında büyük bir merak konusu olmaya devam ediyor. Adli makamların Saki Elhüseyni'nin "kayıp paralar" hakkındaki iddialarını nasıl değerlendireceği ve Çorum'daki dergâh binası davasının nasıl sonuçlanacağı, önümüzdeki günlerde Türkiye'nin gündemini meşgul edecek en önemli başlıklardan biri olacak. Bu dava ve benzeri iddialar, dini toplulukların şeffaflığı ve mali yapıları üzerine ciddi soruları da beraberinde getiriyor. Toplumun gözü kulağı bu davaların seyrinde olacak. www.avazturk.com olarak, bu karmaşık ve heyecan verici sürecin her aşamasını takip etmeye ve tüm detayları sizlere anında ulaştırmaya devam edeceğiz.