Muğla'yı Ayağa Kaldıran Gece Yarısı Dehşeti
Muğla'da siyaseti sarsan korkunç bir saldırı. Bir belediye başkanının ailesi, gece yarısı evlerinde dehşeti yaşadı. O alevlerin ardındaki sır perdesi ve karanlık mesaj neydi? Soruşturma derinleşiyor.
Ege'nin sakin ve huzurlu kenti Muğla'nın Menteşe ilçesinde sıradan bir gece yaşanıyordu. Sokak lambalarının loş ışığı altında evlerine çekilen insanlar, günün yorgunluğunu üzerlerinden atarken, birazdan yaşanacak alçakça saldırıdan habersizdi. Gecenin sessizliği, bir evin bahçesinde duyulan o ürkütücü sesle, ardından camların şangırtısıyla paramparça oldu. Mahalle sakinleri ne olduğunu anlamak için pencerelere koştuğunda, gördükleri manzara kan dondurucuydu. Bir evin balkonundan alevler yükseliyor, etrafı kesif bir benzin kokusu sarıyordu. Bu, basit bir yangın değildi; bu, planlanmış bir terör ve korkutma eylemiydi.
Alevlerin aydınlattığı o evde büyük bir panik ve korku yaşanıyordu. İçeridekiler, ne olduğunu anlamaya çalışırken bir yandan da alevleri söndürmek için can havliyle mücadele ediyordu. Soğukkanlılıklarını koruyarak yaptıkları ilk müdahale, alevlerin tüm evi sarmasını engelledi ve olası bir faciayı önledi. Ancak şok ve dehşet, alevler söndükten sonra bile evin duvarlarına sinmişti. Kısa sürede olay yerine intikal eden polis ve itfaiye ekipleri, sokağı güvenlik şeridiyle kapatırken, olayın basit bir kundaklama olmadığını anlamaları uzun sürmedi. Evin duvarlarına ve balkonuna isabet eden, parçalanmış cam şişeler ve etrafa yayılan yanıcı madde kalıntıları, saldırının molotofkokteyli ile yapıldığını açıkça ortaya koyuyordu.
Olay yeri inceleme ekipleri delil toplarken, mahalle sakinleri ve tüm şehir aynı soruyu soruyordu: Bu sakin mahallede, kim, neden bir ailenin evini hedef alırdı? Bu saldırının arkasındaki sebep neydi? Soruşturma derinleştikçe, saldırıya uğrayan evin sıradan bir ev olmadığı anlaşıldı. Bu korkunç saldırının hedefi, sadece bir aile değil, aynı zamanda şehrin iradesi ve demokrasiydi. Saldırıya uğrayan konut, henüz birkaç ay önce yapılan seçimlerde halkın büyük teveccühüyle göreve gelen Cumhuriyet Halk Partili Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras'ın, içinde annesi, babası ve kız kardeşinin yaşadığı aile eviydi. Bu bilginin duyulmasıyla birlikte, olay yerel bir asayiş vakası olmaktan çıkıp, tüm Türkiye'nin gündemine oturan siyasi bir saldırıya dönüştü.
Haberi alır almaz ailesinin evine koşan Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras, gördüğü manzara karşısında büyük bir şok yaşadı ancak metanetini korudu. Ailesinin sağlık durumunun iyi olması en büyük tesellisiydi. Kameralar karşısına geçtiğinde ise sesindeki kararlılık ve öfke net bir şekilde hissediliyordu. Bu saldırının sadece ailesine değil, Menteşe halkının iradesine ve demokrasiye yapılmış bir saldırı olduğunu vurguladı. Kendisini ve ailesini bu tür korkakça yöntemlerle yıldırabileceklerini sananların büyük bir yanılgı içinde olduğunu, hizmet etme azminden ve kararlılığından asla vazgeçmeyeceğini haykırdı.
Bu alçakça saldırı haberi, siyaset arenasında adeta bir deprem etkisi yarattı. Başta Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi olmak üzere, siyasi parti ayrımı gözetmeksizin ülkenin dört bir yanından kınama ve destek mesajları yağdı. Farklı partilerden belediye başkanları, milletvekilleri ve sivil toplum kuruluşları, demokrasiye ve halkın iradesine yönelik bu çirkin saldırıyı en sert dille lanetlediklerini açıkladılar. Muğla Valiliği tarafından yapılan açıklamada, olayın faillerinin kimliklerinin tespiti ve bir an önce adalete teslim edilmeleri için geniş çaplı ve çok yönlü bir soruşturma başlatıldığı, tüm birimlerin teyakkuza geçirildiği belirtildi.
Şimdi tüm gözler, emniyet güçlerinin yürüttüğü titiz soruşturmada. Olay yeri ve çevresindeki tüm güvenlik kamerası kayıtları saniye saniye inceleniyor, her delil ve her ihtimal en ince ayrıntısına kadar değerlendiriliyor. Saldırganların kim olduğu, bu emri kimden aldıkları ve bu eylemle neyi amaçladıkları soruları yanıt bekliyor. Ancak bu menfur saldırının ortaya çıkardığı bir gerçek var ki; o da şiddetin ve korkutmanın, halkın iradesi ve demokrasi karşısında asla galip gelemeyeceğidir. Menteşe halkı ve tüm Türkiye, başkanlarının yanında kenetlenerek bu karanlık zihniyete en net cevabı vermiş durumda.