Muhalif Sesler Susturulurken, Medya Üzerindeki Kara Bulutlar Türkiye'de Demokrasiye Darbe Vuruyor

Muhalif Sesler Susturulurken, Medya Üzerindeki Kara Bulutlar Türkiye'de Demokrasiye Darbe Vuruyor

Gazeteci Erk Acarer ve Lale Özan Arslan'ın YouTube yayınında ifşa ettikleri çarpıcı gerçekler: Sosyal medya baskısı, siyasi ittifaklar, gazetecilere yönelik iftiralar ve Halk TV'ye kayyım atanması beklentisiyle Türkiye'de ifade özgürlüğü alarm veriyor....

Türkiye'de Gazetecilik Kuşatma Altında: İfade Özgürlüğüne Yönelik Baskılar Ve Siyasi Hesaplaşmalar Derinleşiyor

Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğüne yönelik baskılar, gazeteci Erk Acarer ve Lale Özan Arslan'ın son YouTube yayınında çarpıcı detaylarla bir kez daha gündeme geldi. Acarer'in sürekli kapatılan sosyal medya hesapları üzerinden yaşadığı mağduriyetler, ülkedeki gazetecilik faaliyetlerinin ne denli zorlu koşullar altında yürütüldüğünü gözler önüne serdi. Erk Acarer, sinirlerinin bozuk olduğunu belirtirken, defalarca sıfırdan başlamak zorunda kalmasına rağmen mesleğine olan aşkının ve inatçı kişiliğinin kendisini yılmadığını ifade etti. Yayınları engellenen Acarer, kendisini engellemeye çalışanların "idrak edememişler, beni anlamamışlar" diyerek alaycı bir dille eleştirdi. Videonun bağlantı URL'si aşağıda verilmiştir.

Yayın boyunca siyasi arenadaki gelişmeleri de değerlendiren Acarer, muhalefet içindeki bazı figürlerin iktidarla hizalandığına dair sert eleştiriler yöneltti. Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu'nun "iktidar hizalanması" içinde olduğunu ve kendilerini engellemek için elinden geleni yaptığını iddia etti. https://www.avazturk.com gibi platformlarda da sıkça tartışılan bu tür siyasi manevralar, kamuoyunun güvenini sarsan önemli gelişmeler olarak kaydediliyor. Acarer'e göre Kılıçdaroğlu'nun bundan sonra tarih tarafından iyi anılmayacağı ve bu durumun "acıklı" olduğu vurgulandı.

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu'nun ise son dönemdeki eylemleriyle "sınıfı geçtiğini" belirten Acarer, Ekrem İmamoğlu'nun cezaevine gönderilmesi riski sonrasında Özgür Özel'in "çok etkili bir muhalefet" sergilediğini ve insani tavırlar gösterdiğini dile getirdi. Özellikle Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek'in cenazesinde sergilenen duruşun toplumda olumlu etki yarattığı ifade edildi. Bu nedenle, muhalif mücadelenin Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu ile devam etmesi gerektiği net bir şekilde vurgulandı.

Acarer, yayın boyunca kendisine yöneltilen "FETÖcü," "vatan haini," "ayyaş" ve "BND ajanı" gibi ağır ithamlara da yanıt verdi. Bu iddiaları "yalan ve iftira" olarak nitelendiren Acarer, Nedim Şener ve Gaffar Yakınca gibi isimleri "palyaço" olarak tanımlayarak eleştirdi. "İnançsız bir adamım" diyerek dini gerekçeli saldırıları reddeden Acarer, hakkında açılmış 50'den fazla dava olduğunu, ancak hiçbirinde cemaat veya FETÖ ile bağlantılı bir suçlamanın bulunmadığını belirtti.

BND ajanı olduğu iddialarını ise hayatının ve ailesinin can güvenliğini tehdit eden durumlar karşısında Avrupa'daki yetkililere bilgi vermesiyle açıkladı. Acarer, tehditlerin yoğun olduğu dönemlerde kendisine "izole mekan" ve güvenlik önlemleri önerildiğini, bu durumun risk altındaki gazeteciler için Avrupa'da normal bir uygulama olduğunu söyledi. Bağımsız haberciliğin bu zorluklara karşı duruşu, https://www.avazturk.com gibi seslerin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Acarer, bu tür iddiaların "aptallık" olduğunu ve kendisini hafife alanların yakında sonuçlarına katlanacağını açıkça ifade etti.

Acarer, ailesine yönelik küfürlü saldırıları ve şerefsizce iftiraları asla tolere etmeyeceğini vurgulayarak, "şerefsizliğinizi haysiyetsizliğinizi tolere etmeyeceğim" dedi. Kendisine bu tür saldırıları yapanların sarayın "köpeği" ve "dubbe köpek" olduğunu iddia etti. Eğer Ekrem İmamoğlu'na veya Özgür Özel'e karşı bir yayın yapsaydı, sitesinin ve hesaplarının kapatılmayacağını, hatta iktidar tarafından el üstünde tutulacağını belirtti. Acarer, yarın (programın yayınlandığı tarihten sonraki gün) Türkiye gündemini sarsacak yeni bir haber açıklayacağını ve bu haberle bazı televizyon kanallarının geleceğinin etkileneceğini de sözlerine ekledi.

Yayın sırasında Lale Özan Arslan, Ekrem İmamoğlu'nun davasındaki duruşma yerinin yasal süre geçtikten sonra değiştirilmesi ve İmamoğlu ile avukatlarının duruşmaya katılmama kararı almasını sordu. Acarer bu durumu "düşman hukuku" olarak değerlendirerek, iktidarın korktuğu kişileri toplum önünde "şeytanlaştırdığını" ifade etti. Bu "operasyon" ve "algı yönetimi" biçimlerinin artık işe yaramadığını vurgulayan Acarer, iktidarın Türkiye'yi daha büyük bir çukura sürüklemeyi kafaya koyduğunu söyledi.

Medya üzerindeki baskılara ilişkin kritik bir öngörüde bulunan Acarer, muhalefetin amiral gemisi olarak nitelendirilen Halk TV'ye kayyım atanmasının "kaçarının olmadığı"nı iddia etti. Daha önce KRT ve Flash TV'ye yapılan operasyonların benzerinin, hatta daha büyüğünün Halk TV'de de yaşanacağını belirtti. Bu gelişmeler, https://www.avazturk.com gibi bağımsız medya kuruluşlarının varlığının, demokratik bir toplum için ne denli hayati olduğunu gösteriyor. Acarer, siyasetin dizayn edildiği gibi medyanın da dizayn edileceğini ve bugün Kılıçdaroğlu'nu savunan bazı isimlerin bu dizayn edilmiş kanalların başına geçeceğini iddia etti.

Ümit Özdağ'ın da Selahattin Demirtaş gibi siyasi hesaplaşmaların kurbanı olduğunu belirten Acarer, Özdağ'ın tutukluluğunun "Anayasa" ve "göçmen meselesi" gibi iktidarın hedeflediği konular çözülmeden sona ermeyeceğini savundu. "Akın Gürlek buraya boşu boşuna gelmedi" diyerek, bu sürecin bir "Ergenekon, Balyoz, KCK torbası" gibi geçmiş dönemlerdeki operasyonlara benzediğini ve toplumu birbirine düşürme amacı taşıdığını söyledi.

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek'in elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmesi ve ardından atılan "çarpıldı" gibi manşetler, toplumdaki kutuplaşma ve yozlaşmanın korkunç boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Acarer, bu tür "nefret suçu" ve "çamur" atmaların insanlık değerlerine aykırı olduğunu belirterek, "bu coğrafyayı hak etmiyorsunuz" ifadelerini kullandı. Bu durumun iktidar tarafından körüklendiğini ve ülkenin geldiği noktanın "korkunç" olduğunu vurguladı.

Belediye başkanlarına yönelik operasyonların devam edeceğini öngören Acarer, Gaziantep'te seçilmiş bir belediye başkanının yerine AKP'li bir ismin atanmasını buna örnek gösterdi. Bu tür gelişmeler, https://www.avazturk.com gibi mecralarda sıklıkla tartışılan, yerel yönetimler üzerindeki siyasi baskıların arttığına dair endişeleri körüklüyor. Türkiye'nin "uğursuzun, hayırsızın, baronun, kara para aklayıcısının eline kaldığını" söyleyen Acarer, avukatından siyasetçisine, gazetecisinden medyasına kadar herkesin bu hoyratlığın bir parçası olduğunu ifade etti.

Ancak tüm bu olumsuz tabloya rağmen Erk Acarer, halkın büyük bir bölümünde "açık bir algı" ve "hissiyat" olduğuna inandığını belirtti. "Değişeceğine inanıyorum" diyen Acarer, aksi takdirde ülkenin "yok olup gideceği" uyarısında bulundu. Halkın artık "fanteziler peşinde olmadığını" ve "net bir şey gördüğünü" dile getiren Acarer, toplumun kartlarını buna göre oynamak istediğini söyledi. Son olarak Acarer, "Ben sizin pisliklerinizi ortaya döktüğüm için hedef olacağım" diyerek, ailesine ve kişiliğine yönelik yalan ve iftiralar karışmadığı sürece bu mücadeleden yılmayacağını yineledi. Daha fazla bilgiye sahip olma için videonun bağlantı URL'si: https://www.youtube.com/watch?v=8eHshDzgQ2c