Mustafa Cengiz: 'Bir hayalim var...'

Mustafa Cengiz: 'Bir hayalim var...'

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, sarı-kırmızılı ekibin resmi yayın organı GSTV'de çok özel açıklamalarda bulundu. Riva'dan, Genel Kurul'a, Fatih Terim'den, Modeste transferine dek tüm bilinmeyenleri anlattı.

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, GS TV canlı yayınında gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. 

İşte konuşmalarda satırbaşları; 

-İlk göreve başladığım 24 Ocak'ın üzerinden 8 ay olmuş. bu süre içerisinde bir tek TRT'ye çıktım, başka hiç bir yere demeç vermedim. Spor, Türkiye'de çok önemli bir olgu, bu olgunun en önemlisi futbol. Bu önemli bir nokta, bu noktanın en önemli temsilcilerinden biri de Galatasaray.

- İnsanlar sizin konuştuğunuzdan da, söylediğinizden de rahatsız olabiliyorlar. Spor medyasından özür diliyorum. Maç sonlarında oradaki emekçi kardeşlerimize çok üzülüyorum. İnsanlar, maçı kazanınca sevinçle, maçı kaybedince üzüntülü karşıyalabiliyor. Ben buna karşıyım. Bizde sadece Abdurrahim bey konuşur. O da son maçtan sonra konuşamamış, üzüntüden dolayı. Bende isterim onlara bilgi vereyim, bende yarım saat önce öğrendim. Gece, o gün ne var ne yok okuyorum.

"BORCUMUZ YOK!"

-Bugün bir kaç gazete gördüm, "Maaşlar ödenmiyor" diye. Ben buna üzüldüm. Taraftırmız bilsin ki, 14 milyon euro (75 milyon tl) ödeme yaptık. Manchester City'in, Sao Paolo'nun 1 milyonu, hepsini ödedik. Biz Ağustos sonu itirabiyle 0 borcumuz var. 28 futbolcumuz dahil.

- Bunu nereden çıkarmışlar? Bu bir espriden mi çıktı? Saygı da duyuyorum, küfür ve hakaret olmadan her eleştiri özgürdür. Bahadır bey o kadar konuştu ki, yeri geldi makale gibi konuşmalar oldu. Ama, bunu yaptığımız anda, ana gündem maddesinden soyutlanacaktık .

- Burdaki ana madde, 29 Eylül'de ki genel kurulda yapılacakları anlatmak. Divan'da yapılan eleştirilerden bazı şeyleri anlatamadığımızı düşünüyorum. Transfer gibi. Davul bizim boynumuzda, tokmağı başkasının boynunda.

- Neden 29 Eylül'de torba kanun diyorlar? Tüm bunları anlatmak istiyorum.

- Modeste için bir espri yaptım, avukatının geldiğini biliyorum. Kendisini ne gördüm, ne tanırım. Bu yanlış anlaşılmış. İroniyle yaklaştım, başkaları yanlış anlıyor.

"BİZ HİZMETKARIZ"

- Bize oy verenler bizden hizmet bekliyor, biz hizmetkarız. Onların güveni ile geldik, onları yarı yolda bırakmayız. Asla Galatasaray'a hizmette geri adım atmayız. Teveccüh olmazsa, biz çekiliriz. Nedir bu? Başarısız olursun, mali ceza yersin, sermaye arttırımı yapamazsın, telefonun, elektriği kapanır, ozaman çekilirsin. Genel Kurul'a anlatmak durumundayım, teker teker maddeleri anlatmam gerekir. Eğer ben bunu anlatamamışsam, karşı taraf anlamamışsa, yeniden anlatırım.

- Ben yetki istemiyorum, hukuksal düzenleme istiyorum. Kim istiyor? Benim profesyonellerim. Neden? Yeni bir takım düzenlemeler, arsalar için. Kemerburgaz, Galatasaray adası bazında tek tek. Hiç bir art niyet, sahtekarlık, Bizans yok. Biz Galatasarayız, Galatasaray'ın genel hukukunda şeffaflık vardır. Galatasaray başkanı bir şey diyorsa, söz veriyorsa doğrudur. Söz veriyorsa, ölür, yine yapmak zorundadır. Biz siyaset peşinde değiliz. Nasıl insanlar kar, yağmur, çamur peşinde koşturuyor, biz de öyle.

- 24 Ocak'ta seçime 3 hafta kala seçime girdik. Genel kurul teveccüh gösterdi, seçildik. Mali transfer yasağı vardı. Nagatomo'yu 24 saat içinde transfer etme zorunluluğumuz vardı. Biz, yönetim olarak yetki almak durumundayız. Dernekler Kuruluna tabiiyiz. 4 ayda yapamadık neden? Seçim sözü vermiştik. Şampiyonluk yaşamamıza rağmen, verdiğimiz sözü yerine getirdik.

"GALATASARAY'I KALKIŞA GEÇİRDİK"

- UEFA'nın men cezasını engelledik. Anlatarak. Galatasaray'da bir iniş yok, kalkış durumuna getirdik. 15 günde 1 toplantılar yaptık. UEFA, samimi ve dürüst bir şekilde değerlendirdi. Asla bizim hesaplarımızda hata yoktur. Bütçeyi de alelacele yaptık. Şubatta gelmişiz, Mart'ta Genel Kurul var. Volayboldea 330 tane davamız var, 330! Transfer yasağımız var.

- En büyük desteği nereden aldık? Taraftardan aldık. Biz hiç bir şey yapmadık, taraftar yaptı. Taraftar, ezici bir çoğunlukla bizi yeniden göreve getirdi.

- Torba yasa diyorlar, çok üzülüyorum. Siyasi bir yasa değil bu.

- Ben ilerde, başkanlıktan ayrıldığımda, gerekiyorsa bunu anlatırım. Gerçi Türklerde kendi hikayesini doğru anlatmak yok, otobiyografi yok. Bütün batı medeniyetlerinde, var. "Başkalarının yaşamından ders alın, çünkü onlar kadar uzun yaşayacak ömre sahip değilim" der biri.

- Adayı yıkmışsınız, yıktırmışsınız. Ada, 3 yıllık dönemimde, yeniden alacağız. Bize diyorlar ki anlaştı, biz kimseyle anlaşmadık. Ama açık konuşalım, devlet her zaman Galatasaray'ın yanında. Benim kara karşıma, kara gözüme vermiyor bunu. Bunu, bizim temsil ettiğimiz kitleye ve onu doğru yönetmemize veriyor. Ada'ya göreve geldiğimizde 21 Ocak, diğer 25 Ocak.

"BELLİ BİR KESİM VAR, BİZDEN RAHATSIZ"

- Duygun başkan bizim ağabeyimiz, başkanımızdır. Ben, Duygun abinin yanlış bilgilendirildiğine inanıyorum. Duygun abinin zamanında da, kopyala yapıştır şeklinde yaptılar. Buna gerek yok dedim. Apartman yönetici, yeni geldiğinde yeni haklar almak istiyorsa, biz de ona tabiyiz. Bunlar iyi niyetle söylüyorlar, ben öyle algılıyorum. Belli bir kesim var, bizden müthiş rahatsız, rövanşist duygularla hareket ediyorlar.

- Dünyanın en büyük keman virtüözü var, Washington DC'de metro girişinde, 45 dakika kemanın 6 tonunu icra ediyor. Metroda 3-5 kişi bakıyor. 35 dolar para atıyorlar şapkasına. 1 hafta önce konserine gitmek için karaborsadan bilet alıyorlar, 150 dolar. Bu nedir? İnsan aklı. Gözü görmek istediğini görür, duymak istediğini duyar.

- Siz istediğinizi icra edin, sabaha kadar konuşun, gözler görmüyor. Bize, aklı selim, Galatasaray menfaatlerini düşünen ve bize güvenen kitleye sesleniyorum. Lütfen, 29 Eylül'de gelin. Benim yönetim kurulu arkadaşlarım sabah akşam bütçeye çalışıyorlar. Tek tek bütçelerle görüşüp, gerçekçi bütçe yapmaya çalışıyorlar. Bırakın denk bütçeyi, artçı bütçe yapmayı planlıyorlar. Biz şu anda 4 aylık dönemden ötürü, geçmiş 4 ayın da yetkilerini aldık, sorumluluklar arttı.

- Divanda anlattım ama, tabi herkes dinleyemedi. Tek tek olacak, tek tek anlatılacak.

ÜNAL AYSAL YÖNETİMİ...

- Mesela, Ünal Aysal yönetimi; Ünal beyin zamanında bu yapılmış. Tekrar gelmiş, Dursun başkanın yönetimi aynı yetkilerle devam etmiş. Benim yetkim bitmiş! Benim 2021'e kadar yeniden bu yetkiyi almam gerekiyor.

- Ben ek bir şey mi isteyebilirim? Bunda beis de yok. Yetki de istemiyorum. Bunlar, olması gereken yasal düzenlemeyeler. Hayır denirse, ben bir şey yapamazsam, yeni bir kredilendirme ve arazi, yapamam. Ali Sami Yen'de 1 gecede aldığımız arazilerinin nasıl gittiğini gördük.

- Ada'ya başvuracağız, Boğaziçi görünümde ama yine de başvuracağız. Tesislerimiz için başvuracağız. Hem idari cezaların kaldırılması, hem de imar aflarına başvurmalarım gerek. Reddederlerse başvurmam, "Kendimiz ettik, kendimiz bulduk" derim. 

- Duygun beyin zamanında devir, satış, takas ve trampa istemiş. Ne devir var, ne trampa var, ne takas var. Bizim zamanımızda ne satış var, ne devir var. 

- 31 Mayıs 2018'e kadar yetkiliydik. Geçti.

"KUCAĞIMIZDA ADA PROBLEMİ BULDUK!"

- Adayı biz yıktırmadık. Ada, yıkıldı, Dursun beyden sonra görevi ben aldım. Biz problemi kucağımızda bulduk problemi. Biz, geldiğimizde Takspor'un yıkılması ihtimali vardı, durdurduk.

- Köşe yazarları yazıyor, sen şeyle anlaştınmı... Galatasaray başkanının böyle bir şey yapması zuldür. Böyle düşünülmesi beni korkutuyor. Kişiyi nasıl bilirsin... Neyse.

- Bizim 3 parselimiz var. Bir gazetenin birinde bir haber çıktı. "Adanın hazinede olduğu tespit edildi" diye. Ne demek bu? Büyük parsel 2500 metrekare olan bölümün mülkiyeti olan bölüm, bizde. 2 metrekare olan bölüm, hazinede. 3 nerede? Denizin dibinde. Fakat, bununda bize ait olduğunu duyduk, bunun da peşine düşeceğiz.

- Diyorlar ki, Belediyeler alacak buraları, yapmayın yahu! Bakın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 8 yıldan beri geldi, her taraf kolay dağıldı. Lokomotif Moskova maçı sonrası taraftarlar daha kolay dağıldı, metroyu genişletti. Bunlar hep yeni. Vadi İstanbul'dan yürüyen merdiven yapacak. İBB'ye buradan çok teşekkür ediyorum.

- Biz ecrimisin ödüyoruz, ne demek bu? Kira bedeli ödüyoruz. Biz eski müstecir de başvurdu, biz de başvurdu. Hazine bize verdi ecrimisini. Bitmedi, iskeleye de başvurmuştu. O da bizim olacak inşallah. Ben işime gitmiyorum, arkadaşlar da gitmiyor artık.

"BU DAVAYI KAZANACAĞIZ"

- Biz er ya da geç bu davayı kazanacağız. Galatasaray Adası bizim. Kiralamayacağız, satmayacağız. Biz irtifak için çalışıyoruz. Mülkiyet ait değil ama inşaat yapabilirsiniz. Adadaki müstecirin gidişinden sonra imar yapmamız gerek. Duygun abinin yaptığı gibi kaçak yapılanma olur, demokrası kılıcı gibi gelir yıkarlar.

- Düdük çalınana kadar ne yaşadığımızı bir Allah biliyor, bir ben biliyorum. Başkanlıktan ayrıldığımda bir destan anlatırım.

- Florya Riva gitti, insanlar haklı. Bir Ada var. Mecidiyeköy satışını ben istemedim. Eski yönetim aldı.

- Ben sadece genel işlemlerin hukuk içerisinde yürümesi için bunları istiyorum. Ada ile ilgili her türlü ortaklık ve kiralama genel kurula getirilir. Genel kurulun bir kararı var.

- Ada ile ilgili ayrı sermaye olayına geleyim, UEFA'dan yediğimiz cezada bazı sınırlamalar var. 3 yılda 5 milyon euro zarar etmemiz gerekiyor. Bu 30 milyona çıkıyor. 5 milyon da olunca, 25 milyona iniyor. Bunun için sermaye arttırımı yapmam lazım. Bazıları diyor Mustafa koy cebinden. Öyle değil, bizim gücümüz taraftardan geliyor.

"100 BİN KİŞİNİN 50 MİLYONUNU TERCİH EDERİM"

- 1 kişinin 50 milyonu mu? 100 bin kişinin 50 milyonu mu? Ben 100 bin kişinin topladığını tercih ederim, zaten bu da camia demektir.

- Ben Ada'yı, oteli ayni sermaye olarak UEFA'ya ortaya koyabilirim ama yapmam. Galatasaray, kısa sürede öyle bir noktaya gelecek ki, kimseye muhtaç olmayacak.

- Biz bunları aylarca inceledik, devletin kurumları ile konuştuk. Bizim UEFA sınırlamalarını mutlaka aşmamız gerek. Tekrar kısıtlamamız olursa, Allah yardımcımız olsun derim.

- 16 yıldır ada sorunu var. Bize 4 ayda yapın diyorlar, 4 ayda yetmez. Dünyanın en güzel şehri İstanbul'un, en güzel, yeri, kara parçası. Biz mücadeleyi bırakmadık, mutlaka ada, Galatasaray'ın hukuken de faydalanacağı bir yer olacak. 2015 yılındaki kongrede bende vardım. Hepimiz aynı kararı aldık. Devlette bulundum, devletin AVM'lerini ben yaptım. Maliye Bakanlığı fonu ile beraber. Biz bunları yaparken, devletin bakkallık yapamayacağı ortaya çıktı. Bizim, sağlam, Ada'ya yakışır güzellikle, irtifakı alarak çok güzel yapılanmalar yapmamız gerekir. Galatasaray'ın çok güzel müteahhitleri var. Büfeler, kantinler açarız, sosyal tesis haline getiririz. O sosyal tesisin oluşması için gereken yasa neyse onu yaparız. 

"BENİM BİR HAYALİM VAR"

- Fatih Terim dedi ki, "Benim bir hayalim var" Bu söz aslında Martin Luther King'in lafıdır. Adam öldürüldü ama o hayal gerçek oldu, Amerika'da siyahi insan başkan oldu. İnsanı yaşamda iten ana motivasyonlardan biri itibardır. Benim bütün hayalim, Galatasaray'ı borçsuz yapmak ve şanlı bir şekilde Avrupa'nın tepesine çıkartmak. Bu aslında tüm Galatasaraylıların hayali. Galatasaray, buna ulaşacak, cüsse ve cesarete sahip. Galatasaray'ın kabul edilişi çok yüksek. Ben bunun çok avantajını görüyorum, kişisel olarak değil, Galatasaray olarak. İnşallah, Galatasaray Avrupa'nın tepesindeki 3-4 takımından biri olur.

- Yönetim Kurulu'nu değiştirdik. Tüm komite, benim 24 saatim kulüpte geçiyor. Oğlum, imzalanacak kağıt getirdiğinde vallahi rahatsız oluyorum. Çok az uyuyoruz. Bazı siyasetçilere de bakıyorum, görüyorum onlarda da. Günü birlik, sabah gidiyorum, gece dönüyorum. 4 günlük bayram tatili bana zehir oldu, hanımla tartıştık. Oğlun İstanbul'a döndü Bayram tatilinde.

- Spor Kulübü yöneticiliği, normal insanın yapacağı şeyler değil. En küçük şeylerde ağır küfürler duyabiliyorsunuz. Normalde elinizi öpecek insanlar, size hakaret ediyor. Sonra ben bunu çözdüm. İdam mahkumlarını, idama, alacakaranlıkta götürürlermiş, ordular, savunma yaparsa, alacakaranlıkta yaparmış. Öğrendim ki, insanın yaşama bağlandığı en zayıf anlar, alacakaranlık anlarıymış. Bu anlar oluyor. Kalkıp elimizi yüzümüzü yıkadıktan sonra, Galatasaray'ın genetik kodlarına bürünüyor.

- Bizim çok değerli bir teknik ekibimiz ve scout ekibimiz var. İnsanlar duymak istemiyor, "Vay UEFA..." Ben bunu söylemeye mecburum, kusura bakmayın.

- Bizde asla başkan ülke ülke gezmez. Başkan maça bakıp, sağ kanat aksıyor, pivot aksıyor olmaz. Bizde forvet yok denmesine uyuz oluyorum. Bizde forvet var, Yunus Akgün var, altyapıdan gelen.

"GOMİS'İN MENAJERİ İLE BİRBİRİMİZE GİRDİK"

- Ben hayatımda 1-2 menajer ya gördüm, ya görmedim. Bir tek Gomis'in menajeriyle, birbirimize girdik, o var. O da aşırı talepleri nedeniyle. Fatih Terim ismi farklı bir faktör, hoca aşırı Galatasaraylı. O da divan üyesi, en çok benim kadar Galatasaray'ı düşünüyor. Bize teklif gelip de transferden kaçtığımız bir durum olmadı.

- Neden olmadı? UEFA gereği, olmadı. Yine olurdu ama kiralık oyuncu bulamadık.

- Modeste olmaz. Ben şunu demeye çalıştım, muhatap olmam, yönetimimiz de olmaz, Fatih hoca ve ekibi, bütün tespit hak ve hareket hocama bağlıdır. Şunu unutmasınlar, UEFA sınırlaması içinde, istediği kadar kızsın taraftar, kesin men alacaksınız dendi, yine bize yedirtmeye çalıştılar, maç düdüğüne kadar ürktüm, hiç bir avukata da 5 kuruş para vermedik. Biz vardık orada. Antepliyim ama Ankara'da büyüdüm, bunu da bilsinler.

- Galatasaray'da teknik heyet ve yönetim elinden gelen savaşı yapmıştır.

- Antrenmanlar, Brezilyada da olmuş da, pikniğe gider gibi olmuş. Bizimkiler meşalelerle geldi. Biz, gelir elde ettik. Ultraslan yarın öbür gün bizi de protesto edebilir.

- Bütçe ve idarı anlamda elimizde geleni yapıyoruz. Sportif olarak başarı yakalayamazsanız, taraftar da tepkisini gösterir. Biz öğrenciyken, betondu her yer, biz de taraftarız. Ultraslana teşekkür ediyorum, Galatasaray gibi bir seyirci kitlesi, hiç bir yerde yok. Real Madrid gibi ekiplerle maç yapıyoruz, görüyoruz. Fenerbahçe de, Beşiktaş da böyle.

"EURO 2024'Ü TÜRKİYE'YE VERİRDİM"

- Ben Avrupa ve UEFA'nın yerinde olsam. Bun en az 3-4 kez UEFA'ya söylediğimden emin olun. Kesinlikle Türkiye'ye verirdim. Türkiye'de 30'a yakın stad var. 4-5 kapalı spor salonu yapıldı. Ülkemizin konjonktürel durum, bu sıkıntılar gelir geçer. Bu ülke, bizim halkımızı ayakta tutan tuttuğu takımın başarıları. Bu sebeple, Türkiye'nin EURO 2024'ü hak ettiğini düşünüyorum.

- Stadı bir ışıklandırmayı düşünüyoruz. Proje hemen hemen bitti. Bu gri görüntüden müthiş rahatsızız. İBB Başkanı da aynı şekilde düşünüyor, gelecek dönem bir yenileme düşünüyoruz, İstanbul'un mobilyası gibi.

BASKETBOL ŞUBESİ

- Bizi basketbolla ilgili haklı olarak çok sıkı eleştirdiler. Biz transfer yasağını kaldırdık, çok değerli bir hoca getirdik. 58 milyon borcumuz vardı, şu an 33 milyon. Basket neslinde yaptığımız harcama 1.8 milyon euro (12 milyon). Ve fena değil, iyi bir takım. Kadınlara bakıyoruz, 4 milyon tl. 500 bin euro, o bile değil. Biz borcu, 53'ten 33'e getirmişiz. Voleybol da aynı şekilde. Kadın erkek yatırdığımız bedel 10 milyon tl. Biz amatörlere, ilk defa bi aldık, 10,5 milyon tl, ödüyoruz. Sportif A.Ş. kurulacak diyoruz. Galatasaray Sportif A.Ş.'nin sporcularına da destek oluyoruz. Yıllık 360 bin.

NAGATOMO JAPONYA'DA ÇOK SEVİLİYOR

- Nagatomo, çok önemli ve sevilen bir futbolcu. Onu iyi niyet elçisi olarak atayacağız, dış işlerle beraber. İyi niyet elçisi olarak ilan edeceğiz. Japonya'nın çok özel bir futbolcusu. Nagatomo, Japonya için çok özel bir insan. Japon halkı onu çok seviyor. Kısa özet de olsa, naklen Japonya'dan yayınlanıyor. Ben bilgiyi Japonya büyükelçisinden alıyorum. İtalyanlar, düzenli olarak Japon futbolcu transfer eder. Çünkü, Japonlar İtalya'ya gelir ve bakanlıkları da tasdikler. Biz de mağazacılıkta yükselişe geçeceğiz, Japonya'da müthiş bir forma satışı var.

- Galatasaray Çin'de de müthiş istenilen bir kulüp. Ancak, mesafe çok uzak. Bu tamamen teknik kadronun geleceğini düşünen bir karardır (Uzak doğuda hazırlık maçı konusu)

- Yasa emrediyor, yasaya uymamak gibi bir şey söz konusu olmaz. Ancak, yabancı ve yerli futbolcudaki yelpaze çok açılacak. Çok açmamak gerekir. Türk futbolcunun haklarını korumazsan, boynumuz kıldan ince devlete karşı, biz diyorduk ki, Türk futbolcular Tl ile ödenmeli, yabancılarda kur sabitlenmeli. Bu konu hakkında görüşmeler halindeyiz. Futbolcuların madur olmasını da istemeyiz ama müthiş arttı kur. Sadece dün 75-80 milyon bede ödedik. Az tutaydık da transferi, kredilerimizi kapataydık. UEFA'nın sınırlamalarıyla karşı karşıya kalmazdık. Kiralık alacağımıza, bonservisle alırdık. 230 milyon tl kredi ödedik biz 8 ayda.

- Ziraat Bankası ve Denizbank'a teşekkür ediyorum. 380 milyonluk kredi aldık. Kur, kısa vadeli, uzun vadeli, tersine çevirdik. 35 kısa vadeli, 65 uzun vadeliye çevirdik. Olası, faiz yükselmelerini önledik, kur farklarını önledik, 100 küsür milyon TL'lik avantaj sağladık.

- Çok özür dileyerek söylüyorum, ekonominin bu hassas döneminde, 380 milyon tl sendikasyon kredisi alacak kaç şirket var merak ediyorum.

"100 MİLYON DOLARIMIZ OLSA TRANSFER YAPAMAYIZ!"

- Bizim elimizde 100 milyon dolarımız da olsa transfer yapamayız. Futbolcu atmamız veya satmamız gerekir. Hemen derler şunu atın diye, bunu yapamam. Kızdıkları futbolcuyu biliyorum, bende kızıyorum ama açık alanda bir şey söyleyemem. Zorla mı yollayacaksın? Hayır. UEFA, attığımız her adıma bakıyor. Mesela Ömer Bayram'ı transfer ediyoruz, anında UEFA'ya gönderiyoruz. N'diaye, Emre Akbaba, tamamını UEFA'ya bildiriyoruz. UEFA, bize çok değer veriyor. Bu nedenle daha çok kiralık futbolculara yöneldik. Biz onlara azami desteği veririz. Ki getireceler. 2 veya 3 futbolcu. Futbolcular, UEFA nezlinde olacaksa, elimizden geleni yapacağız.

MODESTE OLMAZ

- Modeste olmaz. Minimum 20 milyon, belki küme düşme, belki puan düşürme. Bunlar olmaz. Çin kulübünden 2 resmi ihtar gönderdi. Hatta şüphelendik bu gerçek mi diye, mail adresi öyleymiş, orada öyle yürüyormuş. Ben forvet için Galatasaray'ın 3 senesini çöpe atamam. Galatasaray'ın onuruyla yürürüz.

- Bütün üyelerimizi, 29 Eylül Cumartesi günü, Haliç Kongre Merkezi'ne bekliyoruz. Duygun beyin fikrine katılmıyoruz. Biz bir proje almak veya satmak istemiyoruz ki. Ama bazıları, bir vesile fırsat görüp, "Bunlara yetki vermeyelim, fırsat vermeyelim" derken, buna müsebbip olursun. Yarın öbür gün alacağımız arsalar, başka projeler olmazsa, buna müsebbip olursun. Tek tek açıklayacağız. Bizim Genel Kurulumuzun sağ duyusu çok büyüktür. Genel Kurulumuz'un aklına, vicdanına, güveniyorum.