Narin Güran Cinayeti'nde Şok Gelişme: Gergerlioğlu'ndan 'Gerçekler Üstü Kapatıldı' İddiası!
Halktv ekranlarında yankılanan sarsıcı iddialar! Milletvekili Ömer Gergerlioğlu, Erzurum Dumlu Cezaevi'nden Narin Güran cinayeti dosyasında patlattığı bomba gerçekle, kamuoyunu derinden sarsacak bir tablo çizdi. Cezaevlerindeki akıl almaz hak ihlalleriyle
Türkiye'nin yakın dönemde en çok konuşulan ve kamuoyunun vicdanında derin yaralar açan Narin Güran cinayeti dosyası, Erzurum'dan gelen son dakika gelişmesiyle yeniden gündemin ilk sırasına oturdu. İnsan hakları savunucusu ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Ömer Gergerlioğlu, Erzurum Dumlu Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü önünden yaptığı canlı yayında, cinayete ilişkin sarsıcı iddialarda bulundu. Gergerlioğlu'nun cezaevinde bizzat görüştüğü isimlerden edindiği bilgiler ve detaylı araştırmaları, davanın bilinen seyrinin dışında, bambaşka bir gerçeğe işaret ediyor olabilir. Bu açıklamalar, kamuoyunun adalet arayışını yeniden alevlendirecek nitelikte.
Ömer Gergerlioğlu, Erzurum Dumlu Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nün önünde, dokuz mahpusla görüştüğünü belirtti. Gündemin en çok konuşulan konularından biri olan Narin Güran cinayetinin kilit ismi, Narin Güran'ın amcası ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla bu cezaevinde yatan Salim Gürhan ile görüşme talepleri, Adalet Bakanlığı ve Ceza Tevkif İşleri Genel Müdürlüğü tarafından başlangıçta engellenmek istenmişti. Ancak Gergerlioğlu'nun bu engellemeyi kabul etmeyerek diretmesi üzerine, bakanlık görüşmeyi onayladı ve Ömer Gergerlioğlu, Salim Gürhan'la "üç saate yakın" süren, "çok detaylı" bir görüşme gerçekleştirdiğini aktardı. Salim Gürhan'ın kendisine söylediği çarpıcı sözleri aktaran Gergerlioğlu, Gürhan'ın "bir dağın başına geldiği zaman o dağı çökertecek şey bizim başımıza geldi, tüm aile olarak, sülale olarak çok haksız hukuksuz bir şekilde zulme uğradık, haksızlığa uğradık, ağır bir baskı altındayız ama suçsuzu, bu cinayetle bizim ailemizin zerre bir alakası yok" dediğini belirtti. Gergerlioğlu, bu görüşme öncesinde Erzincan Cezaevi'nde Narin Güran'ın annesi Yüksel Gürhan ve abisi Enes Gürhan'ı da dinlediğini ifade ederek, tüm bu dinlemeler ve yüzlerce sayfa dosya incelemesi ile köye giderek yaptığı araştırmalar sonucunda kanaatlerinin çok netleştiğini vurguladı.
Milletvekili Gergerlioğlu, cezaevlerindeki genel durumu ve çeşitli hak ihlallerini de gözler önüne serdi. Dumlu Cezaevi'nde sağlık hizmetlerinde ciddi aksaklıklar yaşandığını dile getiren Gergerlioğlu, haftada sadece iki yarım gün doktor geldiğini, hastane sevklerinde gecikmeler yaşandığını ve mahpusların hastaneye gittiklerinde "kelepçe dayatılmasına" maruz kaldıklarını anlattı. Bu dayatma nedeniyle birçok mahpusun muayene olamadığını ve sağlık hizmetlerinden faydalanamadığını belirten Gergerlioğlu, Mahsum Yeşilbağ isimli bir mahpusun beyninde 2,5 cm'lik, her an patlamaya hazır bir kist olduğunu ancak ameliyat sonrası kelepçeli yatma dayatması yüzünden ameliyatı kabul etmediğini ve bu durumun hayatı tehdit ettiğini aktararak Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a çağrı yaptı. Mektup ve kitap engellemeleri de Gergerlioğlu'nun dikkat çektiği diğer önemli bir konuydu. Özellikle Kürtçe kelimeler veya Kürt kültürüyle ilgili kavramlar içeren mektupların ve bandrollü kitapların verilmediğini ifade eden Gergerlioğlu, Mahsum Yeşilbağ'a gönderilen Amedspor formasının üzerindeki "Hebun" (varlık anlamına gelen Kürtçe bir kelime) yazısı nedeniyle verilmemesini ve Şükrü Aybek'e gönderilen Selahattin Demirtaş'ın "Onurlu Yaşam Davası Demirtaş'ın Savunması" kitabının, devlet politikalarını eleştiren cümleler içerdiği gerekçesiyle engellenmesini "akıl almaz" bulduğunu dile getirdi. Bu konularda daha fazla detaylı bilgi ve güncel haberler için Avaztürk gibi güvenilir haber kaynaklarını takip edebilirsiniz.
Gergerlioğlu, sözlerinin devamında kendi milletvekili kimliğini ve insan hakları savunuculuğunu ön plana çıkardı. Hiçbir ayrım yapmadan, milletin fertlerinin sıkıntılarını dinlemek ve çözmek için cezaevlerini ziyaret ettiğini söyledi. Salim Gürhan ile görüşme izni konusunda yaşanan zorluklara değinerek, bir adli mahpusu ziyaret etmek için bakanlık izninin gerekmediğini, mevzuatın 40. maddesinin bu konuda açık olduğunu ancak yine de bir "yokuşa sürme" olayı yaşandığını ifade etti. Buna rağmen görüşmeyi başardığını ve adli bir davada kimsenin ziyaret etmediği bir mahpusu dinlemenin suç olmadığını, aksine adaletin tecellisi için bir milletvekilinin bu tür çabalarda bulunması gerektiğini savundu.
Ömer Gergerlioğlu, tüm bu anlatımları ve detaylı araştırmaları sonucunda Narin Güran cinayetine dair kesin kanaatini son olarak açıkladı. Gürhan ailesiyle yaptığı görüşmeler, dosya incelemeleri ve köydeki araştırmaları neticesinde, "bu cinayetin Gürhan ailesinin işlediği bir cinayet olmadığını" kesin bir dille ifade etti. Gergerlioğlu, cinayetin, "önyargılarla, medyatik birtakım dezenformasyonlarla Gürhan ailesinin üstüne yıkılmış bir cinayet olduğunun apaçık belli" olduğunu vurguladı. Narin Güran'ın o gün kendi evine bile ulaşamadığını, yarı yolda kaldığının besbelli olduğunu belirtti ve tüm ayrıntıları daha sonra yapacağı basın toplantısında kamuoyu ile paylaşacağını duyurdu. Erzurum'dan yükselen bu ses, Türkiye'nin adalet arayışında yeni bir dönemin kapısını aralarken, Narin Güran cinayetinin gerçek faillerinin bulunması ve Gürhan ailesi üzerindeki haksızlığın giderilmesi için kamuoyunun gözünü bu davanın üzerine bir kez daha çevirdi. Bu iddialar, davanın seyrini tamamen değiştirebilecek ve ülkenin adalet sistemi üzerindeki tartışmaları yeni bir boyuta taşıyacak güçte.