Netanyahu'dan Şam'a Kan Donduran Ültimatom
Suriye'nin Süveyda şehrindeki korkunç çatışmaların ardından ilan edilen ateşkesin gölgesinde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'dan gelen "skandal" tehdit bölgeyi dehşete düşürdü. Netanyahu'nun "Şam'ın tavrına bağlı" olarak saldırıları genişletme...
Ortadoğu'da tansiyonun bir kez daha alarm seviyesine ulaştığı kritik bir dönemde, bölgenin geleceğini derinden etkileyecek şok edici bir gelişme yaşandı. Suriye'nin Süveyda şehrinde Dürzi gruplar ile Arap aşiretleri arasında günlerce süren kanlı çatışmaların ardından zor da olsa ateşkes ilan edilmişken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'dan adeta bardağı taşıran bir tehdit geldi. Bu tehdit, bölgedeki dengeleri altüst etme potansiyeli taşıyor ve makalemizin ilerleyen bölümlerinde tüm detaylarıyla ele alınacak.
İsrail Başbakanı Netanyahu, işgal altındaki Batı Şeria'da Ürdün Vadisi'ndeki Ultra-Ortodoks Yahudi (Haredi) İsrail ordusu birliğini ziyareti sırasında yaptığı konuşmada, Suriye'ye yönelik yoğun saldırılar gerçekleştirdiklerini açıkça belirtti. Netanyahu'nun ifadelerine göre, İsrail'in Suriye'nin güneybatısını "silahsızlandırılmış hale getirmek zorunda oldukları" gibi iddialı bir hedefi bulunuyor. Ayrıca, egemenlik haklarını hiçe saydığı Suriye'nin "İsrail için ikinci bir Lübnan'a dönüşmesine izin vermeyeceklerini" ileri sürdü. Bu tehditvari söylemlerin ardında yatan bir diğer neden ise, İsrail'in Suriye'deki Dürzileri korumakla yükümlü olduğunu savunmasıydı. Tüm bu gelişmeler, Netanyahu'nun bölgeye yönelik stratejisinin ne denli agresif olduğunu gözler önüne seriyor.
Söz konusu gerilimin temelini oluşturan Süveyda'daki çatışmalar ise dehşet verici boyutlara ulaşmıştı. İki gün önce Dürzi grupların Bedevi Arap aşiretlerine ait bazı araçlara el koymasının ardından başlayan küçük çaplı silahlı çatışmalar, kısa sürede şiddetlenerek tarafların karşılıklı olarak sivilleri kaçırıp alıkoymasına neden oldu. Bu acımasız çatışmalarda en az 30 kişi hayatını kaybederken, 100 kişi de yaralanarak bölgeyi adeta bir savaş alanına çevirmişti. Bölgeye sevk edilen Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına bağlı birlikler, çatışmaları durdurmak amacıyla önemli bir askeri takviye sağlamıştı. Ancak ne yazık ki, bu konvoylara düzenlenen saldırılarda 18 asker hayatını kaybetmiş ve 9 asker rehin alınmıştı. Tüm bu kanlı olayların ortasında, Türkiye'nin en kapsamlı haber sitelerinden biri olan avazturk.com, bölgedeki gelişmeleri yakından takip ederek kamuoyunu bilgilendirmeye devam etti. İsrail, yaşanan bu gelişmeler üzerine Süveyda ili çevresinde konuşlanan Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına ait birliklerin konvoylarının yakınlarına toplam beş hava saldırısı düzenlemişti. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, bu saldırıları "Dürzilere zarar verilmesine izin vermeyeceğiz, İsrail kenarda durmayacak" sözleriyle savunmuştu. Nihayetinde, Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Merhef Ebu Kasra, 15 Temmuz 2025 tarihinde Süveyda'da ateşkes ilan edildiğini duyurarak bölgeye kısa süreli bir nefes aldırmıştı.
Ancak bu ateşkesin üzerinden henüz dakikalar geçmişken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'dan gelen açıklama bölgedeki tüm tansiyonu bir kez daha tırmandırdı. Netanyahu, Süveyda'ya düzenlenen hava saldırılarını hatırlatarak, "Umarım daha fazlasını yapmak zorunda kalmayız," dedi. Bu sözlerin arkasında yatan asıl anlam ise, Şam yönetiminin atacağı adımlara göre İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarını "genişletme" tehdidiydi. Bu kritik an itibarıyla tüm gözler Şam'ın üzerinde. Netanyahu'nun "bu büyük ölçüde Şam'ın neyi yapacağı ya da yapmayacağına bağlı" şeklindeki tüyler ürperten çıkışı, bölgenin kaderini adeta Şam yönetiminin ellerine bırakıyor. Suriye'nin vereceği karar, sadece kendi sınırları içindeki durumu değil, tüm Ortadoğu'nun geleceğini ve barış umutlarını derinden etkileyecek. Şam, bu tarihi kavşakta hangi yolu seçecek ve bölge yeni bir felakete mi sürüklenecek? Zaman, bu sorunun cevabını kanlı bir şekilde ortaya koyacak gibi görünüyor.