O Mağaradan Çıkanlar Tarihi Yeniden Yazdıracak!
Antalya'da saklı kalan binlerce yıllık sır perdesi aralandı! Profesör Mehmet Özsait'in keşfi, antik kentlere dair bildiğimiz her şeyi alt üst ediyor. İşte o nefes kesen buluntular ve tarihi değiştirecek detaylar!
Antalya, sadece turkuaz denizi ve göz kamaştırıcı doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda binlerce yıllık saklı tarihiyle de adından söz ettirmeye devam ediyor. Bu kez, kentin mistik atmosferine gizlenmiş bir mağarada yapılan inanılmaz bir keşif, arkeoloji dünyasında büyük bir heyecan yarattı. Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özsait ve ekibi tarafından gerçekleştirilen titiz çalışmalar sonucunda gün yüzüne çıkarılan buluntular, bölgedeki antik yerleşime dair bilinenleri tamamen değiştirecek nitelikte.
Bu makalenin devamında, Antalya'nın derinliklerinde saklı kalan bu gizemli mağaranın nerede bulunduğunu, Prof. Dr. Mehmet Özsait ve ekibinin hangi şaşırtıcı eserlere ulaştığını ve bu keşfin antik kentlerin tarihi ve yerleşimi hakkındaki mevcut bilgileri nasıl alt üst ettiğini tüm detaylarıyla okuyacaksınız. Tarihin tozlu sayfalarını aralamaya hazır olun, çünkü Antalya'nın bağrından çıkan bu bulgular, geçmişe bambaşka bir ışık tutuyor.
Prof. Dr. Mehmet Özsait, videodaki açıklamalarında Antalya'da yaptıkları son arkeolojik çalışmalara değinirken, özellikle Korkuteli ilçesi yakınlarında bulunan bir mağarada gerçekleştirdikleri keşfin önemine vurgu yapıyor. Profesör Özsait, mağaranın girişinin oldukça dar olduğunu ancak içerisindeki büyük salonda şaşırtıcı bulgulara rastladıklarını belirtiyor. Mağaranın duvarlarında tespit edilen siyah ve kırmızı renkli figürler, ilk incelemelere göre Neolitik döneme ait olabileceği düşüncesini akıllara getiriyor. Bu durum, bölgedeki insan yerleşiminin tahmin edilenden çok daha eski tarihlere uzandığını kanıtlar nitelikte.
Ve işte keşfin en çarpıcı noktası: Mağarada bulunan sadece kaya resimleri değil. Prof. Dr. Özsait'in aktardığına göre, mağaranın farklı noktalarında çeşitli seramik parçaları, kemik aletler ve obsidyen ok uçları da bulundu. Bu buluntular, mağaranın sadece geçici bir barınak olarak kullanılmadığını, aynı zamanda Neolitik dönem insanlarının burada uzun süreli bir yerleşim kurduğunu ve çeşitli aktivitelerde bulunduğunu ortaya koyuyor. Özsait, özellikle seramik parçalarının üzerindeki desenlerin ve kullanılan tekniklerin, bölgedeki diğer Neolitik yerleşim yerlerinde rastlanmayan özellikler taşıdığını ifade ediyor. Bu durumun, Antalya ve çevresindeki antik kültürlerin çeşitliliği hakkında yeni soruları gündeme getirdiğini de sözlerine ekliyor. Bu keşif, Antalya'nın sadece Likya ve Roma dönemlerine ait kalıntılarıyla değil, aynı zamanda çok daha eski, Neolitik döneme ait zengin ve özgün bir mirasa da ev sahipliği yaptığını gözler önüne seriyor.