ODATV, Ermenileri mi kışkırtıyor! O haberin arka planına AVAZTÜRK ulaştı

ODATV, Ermenileri mi kışkırtıyor! O haberin arka planına AVAZTÜRK ulaştı

Surp Agop Pirgiç Hastane Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu'nu koruyan polis memuru S.T.'nin, bazı polislerle birlikte gizli çekim ve şantaj işleri yaptığı iddiaları asılsız çıktı.

Odatv’de 29 Mayıs 2017 tarihinde yayımlanan “Ermeni cemaati hastanesinde tartışma yaratan FETÖ soruşturması” başlıklı haberde bazı polislerin, Surp Agop Pirgiç Hastane Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu'na şantaj yaptığı iddia edilmişti. Ancak haberin tamamen manipülasyon ve Ermenileri kışkırtma maksatlı olduğu anlaşıldı.

SORUŞTURMA VE TAHKİKAT SONUÇLARI ODATV’Yİ YALANLIYOR

Oda TV’nin manipülasyon dolu haberine karşın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının (Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu) 16.03.2017 tarih ve 2017 / 36917 soruşturma sayılı talimat yazısında; müştekiler Ö. K. ve D. B. K.’nın avukatları vasıtasıyla vermiş olduğu 16.02.2017 tarihli şikayet dilekçesinde: S.T. isimli kişinin polis memuru olduğunu ve Zeytinburnu İlçesinde bulunan Ermeni Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu’nun koruması olduğunu, müvekkili Ö.K’un 31.01.2017 tarihine kadar Ermeni Vakfı Başkanı’nın koruması ve şoförlüğünü yaptığını daha sonra ismi geçen polisin yüzünden işten çıkarıldığını, şüpheli S.T’nun görev süresince FETÖ’den ihraç edilmiş polislerle irtibatlı olduğunu, hastaneye getirerek yardımcı olduğunu bir kısım fotoğraflarını çekip hastane yönetimine baskı kurduğunu, Hastane ile sıkıntı yaşayan A.S isimli şahıs üzerinden baskı kurarak yazışmalar yaparak hastaneyi sıkıştırdığını ve müvekkil Ö.K isimli, şahsın eşinin gözaltına alındığını, bu sebeple işten çıkarıldığını” öne sürdükleri öğrenildi.

Söz konusu şikayet üzerine İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın soruşturma açtığı, iddia edilen konular ve şüpheli S.T. isimli şahısla ilgili olarak ilgili kurum ve kuruluşlarla gerekli yazışmalar yapıldığı, S.T.’nin FETÖ’nün kripto iletişim ağı ByLock’u kullandığına dair bilgiye ulaşılamadığı, FETÖ’nün finans kuruluşu olan Bank Asya’da hesabının olmadığı, şahsın sosyal medya üzerinde yapılan araştırmalarda FETÖ kapsamında ya da suç kapsamında herhangi bir paylaşım ya da beğenisine rastlanılmadığı ve FETÖ’ye dair herhangi bir kritere rastlanılmadığı ortaya çıktı.

Öte yandan, yapılan araştırmalarda, şikayet dilekçesinde FETÖ’CÜ polisler olarak belirtilen şahısların polis oldukları bir kısmının halen aktif olarak görevde bulunduğu da öğrenildi.

Oda TV haberine göre; dilekçede ismi geçen ve kendisine tehdit ve şantaj uygulanacağı belirtilen Ermeni Hastanesi ve Ermeni Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu’nun 20 Mart 2017 günü alınan ifadesinde ise; “Ermeni Vakıf Başkanı olduğunu aynı zamanda Surp Pirgiç Ermeni Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu, S.T. isimli şahsın 2015 yılı başından itibaren İstanbul Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğünce kendisine yakın koruma olarak görevlendirildiği, şahsın kendisinden herhangi bir şekilde para isteme tehdit söz konusu olmadığı, isnat edilen suçlamalar ile ilgili somut bir olgunun olması durumunda korumasını değiştirebileceğini, ancak belirtilen hususların söz konusu olmadığını, şikayet konusu fotoğraflar ve mesajlar konusunda bilgi sahibi olduğunu, kendisinin birçok insanla diyaloğu olduğunu, fotoğraftaki şahısların Zeytinburnu ilçesinde görev yapan kolluk kuvvetleri olduğunu, ara ara ziyarete geldiklerini, görevinden çıkarılan bir kişinin bu fotoğrafları art niyetli olarak lanse etmeye çalıştığını, Ö.K. isimli şahsın 2012 yılında şoför ve koruma olarak işe alındığını, kolluk kuvvetlerince yapılan tahkikat neticesinde şahsın yanlarında çalışmasını uygun görmediklerinden 2017 Ocak ayında bu ahsın işine son verildiğini, S:T. isimli şahsa güvendiğini, bu zamana kadar herhangi bir yanlışını görmediğini, şahsın bu zamana kadar kendisinden herhangi bir talepte bulunmadığını, suçlamanın soyut olduğunu” beyan ettiği ortaya çıktı.

Soruşturma kapsamında Ermeni Surp Pirgiç Ermeni Hastanesi Eski Başhekimi Ardaş Hamparsum Akdağ da 22 Mart 2017 günü ifadesinin alındığı ve Akdağ’ın da ifadesinde; “2016 yılı aralık ayına kadar isimi geçen hastanenin başhekimi olduğunu ve S. İsimli kişiyi polis olarak bildiğini ve kendilerinden herhangi bir talep olmadığını, Ö. İsimli kişinin ise Bedros başkanlarının koruması ve şoförü olarak bildiklerini, A.S. isimli kişinin 2014 yılında psikolojik sorunları olan bir hastaları olduğunu ve hastane psikiyatri bölümünde tedavi gördüğünü, bir dönem hastanede ruhsatsız silah ile ateş etme konusu ile ilgili olarak işlem gördüğünü ve gerekli şikayetlerinde bulunduklarını, A. İsimli şahsın hastaneye geldiğinde S. İsimli şahsın henüz göreve başlamadığını” belirttiği öğrenildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, Ermeni Surp Pirgiç Hastanesi Psikiyatri Bölümü Doktoru Yasin Genç de 22 Mart 2917 günü verdiği ifadesinde; “hastanenin psikiyatri bölümü doktoru, sorumlusu ve şefi olduğunu, S. İsimli kişiyi Vakıf Başkanı koruması olduğundan tanıdığını, kendilerine yönelik herhangi bir baskı yada talebi olmadığını, Ö. isimli şahsı Bedros bakanlarının eski koruması ve şoförü olduğundan tanıdıklarını ve işten çıkarıldığını bildiklerini, A. S. İsimli şahsın 2014 yılında S. İsimli polis göreve başlamadan önce hastanede tedavi gördüğünü, ruhsal sorunları olan bir kişi olduğu ve silahla ateş etme olayından dolayı şikayetçi olduklarını, kimsenin bu şahsı üzerlerine göndermediğini” belirtmiş.

ODATV’NİN MAĞDUR GÖSTERDİĞİ ŞAHIS PKK’DAN GÖZALTINA ALINMIŞ!

ODATV’nin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma dosyası ve Emniyet’in araştırma ve tahkikatlarını görmezden gelerek, haberi Avukat Duygu Eroğlu’nun şikayet dilekçesi ve eklerine dayandırdığı ortaya çıkarken, dosyada şikayetçi olan D.B.K. isimli kişinin PKK sempatizanı paylaşımları sebebiyle İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce gözaltına alındığı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı belirlendi.

Öte yandan, şikayet dilekçesindeki olaylarla ilgili Ermeni Vakfı ve Ermeni Surp Pirgiç Hastanesi Başkanı Bedros Şirinoğlu ve Hastane Başhekimi ve Hastane doktorlarının soruşturmaya çerçevesinde alınan ifadelerinde, şikayet dilekçesini destekler herhangi bir bulgu ya da olaya tanık olmadıklarını, A.S. isimli şahsı polis memuru göreve başlamadan önce tanıdıklarını ve adı geçen polisin herhangi bir baskı ya da taleplerine maruz kalmadıklarını belirttikleri de ortaya çıktı.

İŞTE Odatv’nin SKANDAL haberi şöyle:

Ermeni cemaati hastanesinde tartışma yaratan FETÖ soruşturması

Ermeni Cemaati'nin Hastanelerinden Surp Agop Pirgiç Hastane Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu'nun özel koruması ile korumakla görevli resmi polis arasında yaşanan tartışma mahkemeye taşındı...

Şirinoğlu'nun tartışma sonrası işten çıkarılan koruması Ö.K., Şirinoğlu'nu koruyan polis memuru S.T.'nin FETÖ bağlantılı olduğunu, bazı polislerle birlikte gizli çekim ve şantaj işleri yaptıklarını iddia etti.

Polislerin hasta ortaklarını tehdit eden şahıslarla da bağlantılı olduğunu iddia eden Ö.K., hastaneden alınan paraların görevden alınan FETÖ bağlantılı polislere aktarıldığını söyledi. Ö.K., Polis memuru S.T.'nin hastane bilgisayarına kopyaladığı telefonundan söz konusu iddialarına dair fotoğraf ve belgelerle birlikte suç duyurusunda bulundu. Ö.K., söz konusu ilişkileri sorguladıktan sonra işten attırıldığını, eşinin kumpas kurularak terörizmle suçlandığını ve tehdit edildiğini iddia etti.

Ermeni Cemaati’ne ait Surp Agop Pirgiç Hastanesi Başkanı Bedros Şirinoğlu'nu korumakla görevli polis memuru S.T. hakkında FETÖ şüphesiyle suç duyurusunda bulunuldu. Polis memuru S.T.'nin “gizli çekim fotoğraflarla” ve “görevini kötüye kullanarak” faaliyetlerde bulunduğu öne sürüldü. Polis S.T. hakkında ayrıca “FETÖ terör örgütüne destek, tehdit ve şantaj” suçlamaları yöneltildi.

Surp Agop Pirgiç Hastanesi’nde görevli iken işten çıkarılan Ö.K. ve eşi D.B.K., Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na, avukatları aracılığıyla polis memuru S.T. hakkında suç duyurusunda bulundu.

“HASTANE YÖNETİMİNİ ADETA FETÖ ÜYESİ GİBİ BASKI ALTINA ALMAYA ÇALIŞTI”

Suç duyurusu dilekçesinde, “Müvekkil Ö.K. yaklaşık 5 sene boyunca, Surp Agop Pirgiç hastanesi başkanı Bedros Şirinoğlu’nun hem özel koruması hem de şoförlüğünü yapmış, 31.01.2017 tarihinde işten çıkarılmıştır. Neredeyse 2 sene önce şüpheli polis memuru S.T. aynı hastanede koruma memuru olarak göreve başlamıştır. Görev süresinde Fetö terör örgütü ile bağlantılı, ihraç edilen polis memurları Zeytinburnu Asayiş Büro’da görevli komiser F.Ç., Zeytinburnu Emniyet Müdürlüğü Trafik şubede görevli Ü. komiser, Pasaport şubede görevli Y. komiser Gayrettepe Koruma Şubede görevli M.E ile yakın ilişkiler kurarak hastaneye getirmiş, hastanede muayene ettirmiş, muayene ücretlerinin hastane tarafından karşılanmasını sağlamış, hastane başkanıyla şahsi görüştürmeler yaptırarak ileride tehdit unsuru olarak kullanılmak üzere gizli gizli fotoğraflarını çekmiştir. Bu polisler kanalıyla hastane yönetim kurulu üyelerini baskı altına almaya çalışmış, hastanede tehlike arz eden herhangi bir olay olmamasına rağmen özellikle asayiş büro ile olan yakın ilişkilerini kullanarak hastaneye aralıklarla bir sürü polis çağırmış, hastane yönetim kurulu üyelerini adeta FETÖ üyesi gibi polislerce baskı altına almaya çalışmıştır.”

“VATAN’A ALDIRACAĞIM ONU”

Suç duyurusu dilekçesinde şikayetçi Ö.K.’nın polis memuru S.T. ile hastanede ortak kullandığı hastaneye ait bilgisayarda şans eseri gördüğü bazı fotoğraflar ve yazışmalara rastladığı ve bu yazışmaların hastane yönetimini tehdit eden Bakırköy 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/618 e sayılı dosyasıyla yargılanan A.S. ile olduğu yer aldı.

Bu olayın ardından gelişen olaylar dilekçede şöyle anlatıldı:

“Bilgisayarında kayıtlı bu suç teşkil eden ilişkilerin müvekkilce tespit edildiğini anlayan şüpheli polis memuru akabinde bu bilgileri bilgisayarından silmiş, hemen şahsına ait telefonunu satmıştır. Bu durum karşısında tedirgin olan polis memuru bu sefer, müvekkil hakkında yine bağlantılarını ve yetkilerini hukuka aykırı kullanmak suretiyle araştırmalar yapmış, ne müvekkilin ne de ailesinin suç teşkil eden herhangi bir olayına rastlayamadığı için müvekkilin eşi ve diğer müvekkil D.B.K. hakkında araştırmalar yapmıştır. D.B.K.’nın terör örgütü üyesi olduğu yönünde tamamen gerçeğe aykırı dedikoduları tüm hastanede yaymış, müvekkil Ö.K.ya ‘senin eşin terör örgütü üyesi, benim bağlantılarım sağlam, Vatan’a aldıracağım onu’ diyerek tehdit etmiştir. Hatta hastane başkanını da bu şekilde yönlendirerek müvekkil Ö.K.'ya ait silah ruhsatını iptal ettirmiştir. Müvekkil silah ruhsatının iptaline anlam veremeyince hastane başkanı ile görüşmüş, başkan ‘senin hanım PKK’lıymış, S. söyledi’ demiştir.”

“POLİS MEMURLARINA PARA GÖNDERDİ” İDDİASI

Ö.K. ve eşi D.B.K.'nın suç duyurusu için bir avukatlık ofisinin gitmesinin ardından ise aileye operasyon yapıldığı belirtildi. Suç duyurusu dilekçesinde bu olaya şöyle dikkat çekildi:

“Tüm  bu olayların akabinde müvekkil ve eşi avukatlıklarını yapmam ve bu polis memuru hakkında suç duyurusunda bulunmam için 30.01.2017 tarihinde ofisime gelmiş, avukatlık vekaletnamesi çıkarmış, ertesi gün tarafımızca suç duyurusunda bulunulacakken, müvekkillerden D.B.K. aynı gece ev araması kararıyla alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü TEM şubeye götürülmüş, üç gün süreyle göz altında tutulmuş, sulh ceza hakimliği tarafından serbest bırakılmıştır.

Yine müvekkillerden D.B.K’nın gözaltına alındığı günün ertesi günü müvekkil Ö.K. da eşinin sözde terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla işten çıkarılmıştır.

Şüpheli polis memurunun telefon kayıtları incelendiğinde hastane yönetim kurulu üyelerini tehdit eden A.S. ile olan bağlantısı tespit edilebilecektir. Sunmuş olduğumuz eklerde polis memurunun başkalarına ait ve hastane başkanına ait fotoğrafları gizli gizli çekmek suretiyle bu fotoğrafları bu şahısları tehdit etmek amaçlı kullanacağı da ortadadır.

Ayrıca şüphelinin kendi hesabından yukarıda bahsettiğimiz polis memurlarına para gönderdiği müvekkil Ö.K. tarafından haricen öğrenilmiştir."

 

AVAZTÜRK