Ortadoğu’da Beklenen Büyük Savaş Resmen Başladı: İsrail, İran’ı Vurdu ve Bölge Yeni Bir Evreye Geçti!
İsrail'in İran'a yönelik kapsamlı saldırısı, bölgedeki beklenen çatışmayı fiilen başlattı; Natanz Nükleer Tesisi ve Devrim Muhafızları komutanları hedef alındı, küresel sonuçlar bekleniyor.
Amerika saatiyle gece 22.00 civarında, maalesef uzun süredir beklenen gelişme yaşandı: İsrail, İran'ı hedef alan kapsamlı bir saldırı başlattı. Gelen ilk ayrıntılar, bu saldırının sıradan bir misilleme olmaktan öte, uzun süredir titizlikle planlanmış, nokta atışı hedefler içeren entegre bir operasyon olduğunu gösteriyor. Hedefler arasında nükleer tesisler, askeri noktalar, bizzat komutanlar ve bilim insanları bulunuyor. İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, bunun "önleyici bir saldırı" (preemptive strike) olduğunu açıklarken, İsrail'de olağanüstü hal ilan edildiğini duyurdu. Başbakan Netanyahu ise, tehlike ortadan kalkana kadar İran'ı vurmaya devam edeceklerini belirtti.
Bu saldırının en çarpıcı noktalarından biri, İran Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Hüseyin Selami'nin ve İran'ın en kilit savaş karargahı olan Hatemül Enbiya Karargahı Komutanı General Reşit'in öldürülmesi oldu. İran televizyonu ayrıca nükleer bilimciler Tehrançi ve Abbasi'nin de İsrail tarafından öldürüldüğünü bildirdi. Özellikle General Selami'nin Tahran'ın göbeğinde, kendi evinde nokta atışıyla öldürülmesi, bir ülkenin genelkurmay başkanının başkentteki konutunda öldürülmesiyle eşdeğer bir vahamete sahip olarak değerlendiriliyor. İsrail bu saldırıya "Aslan Gücü" adını verdi. Ayrıca, Tahran'da ve Natanz Nükleer Tesisi başta olmak üzere birçok noktada binaların yakıldığı ve yıkıldığına dair görüntüler geliyor.
Saldırı sonrası Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) öğlen saatlerinde yaptığı açıklamada, İran'ın üç nükleer zenginleştirme testini açtığını ve bunu kendilerine bildirmediğini, uranyum zenginleştirmeye devam ettiğini belirtmişti. İran ise bu açıklama üzerine uranyum zenginleştirmeyi daha da geliştireceklerini ve 6. nesil teknolojileri devreye sokacaklarını duyurdu. İran, nükleer programının barışçıl amaçlı olduğunu ve enerji üretimi için uranyum zenginleştirdiğini savunsa da, İsrail ve Batı, zenginleştirilmiş uranyumun nükleer bombaya dönüştürülebileceği ve İran'ın bunu bölgede kullanabileceği endişesini taşıyor. Nitekim, Netanyahu, İsrail'in vurmaması halinde İran'ın çok kısa sürede nükleer bomba kapasitesine ulaşacağını ve bu yüzden vurduklarını temel argüman olarak öne sürdü. Tüm bu gelişmelerin detaylı analizi için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Bu saldırı, Netanyahu hükümetinin Hamas saldırılarından sonra başlattığı ve aylardır süren büyük bir soykırıma dönüşen savaşın ardından, adım adım İran'a doğru ilerleyeceğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Daha önce Hizbullah'a yönelik kapsamlı saldırılar başlatılmış, başta Seyit Hasan Nasrallah olmak üzere en üst düzey komutanları öldürülmüştü. Bölgedeki en büyük İran partneri olan Esad rejiminin çökmesi de bu sürecin bir parçası olarak görülüyor. İsrail'in, bu hedeflere ulaşma konusunda "sınır tanımayan bir terör devleti" gibi davrandığı iddia ediliyor. İsrail Savunma Bakanı, saldırının ardından yakın gelecekte İsrail'e füze ve insansız hava aracı saldırısı beklendiğini ve bu nedenle halkın yetkililerin talimatlarına uyması ve korunan bölgelerde kalması gerektiğini açıkladı.
Saldırının dünya üzerindeki etkileri de hemen kendini gösterdi. New York'tan İsrail'e giden tüm uçuşlar iptal edildi ve uçaklar geri dönmeye başladı. Petrol fiyatları %50'den fazla fırlayarak, varil başına 74-79 dolar seviyesinden hızla yükseldi ve İran'ın vurulmasıyla 120 dolara kadar çıkabileceği tahmin ediliyor. Bu durum, küresel ekonomide ve özellikle Türkiye ekonomisinde kalıcı hasarlara yol açabilecek ciddi sonuçlar doğuracaktır. Ekonomik etkilerin yanı sıra, Türkiye'nin güvenliği de bu süreçten etkilenebilir; zira Amerika'nın bölgedeki üsleri ve Türkiye'deki varlığı, olası İran misillemelerine açık hale gelebilir. Daha fazla güncel haber ve analiz için https://www.avazturk.com yayınlarını takip edebilirsiniz.
Peki, İran bu saldırıya nasıl yanıt verecek? Kasım Süleymani ve Seyit Hasan Nasrallah öldürüldüğünde, İran devleti en üst düzeyde çok ağır bir yanıt vereceklerini açıklamış ancak somut bir misilleme gerçekleştirememişti. Bu durum, İsrail'in "sadece laf etmediği, doğrudan vurduğu" bir strateji izlediğini gösteriyor. Ancak bu sefer kendi topraklarında, en üst düzey komutanlarının öldürülmesiyle karşı karşıya olan İran'ın, ne ölçekte, hangi yöntem ve usullerle, hangi çapta bir saldırı başlatacağı belirsizliğini koruyor. İran medyası, İran'ın resmen İsrail'e savaş ilan ettiğini ve füzelerle, dronlarla saldırı düzenleyeceğini bildiriyor. İsrail'in de ikinci dalga hava saldırılarına başladığı yönünde haberler geliyor.
Uzmanlar, İran'ın ilk saldırılarının muhtemelen Hizbullah'ın kontrol ettiği Lübnan'ın güneyindeki Kiryat Shimona gibi İsrail'in kuzeyindeki bölgelerden füze saldırıları şeklinde olabileceğini belirtiyor. İran'ın elinde Çin, Kuzey Kore ve Rusya'dan alınan ciddi füzeler bulunduğu biliniyor. Ancak İsrail'in gelişmiş hava savunma sistemleri bulunuyor; yine de Yemen'deki Husilerin attığı füzelerin bu sistemleri aşabildiği örnekleri mevcut. Ortadoğu'da "Pandora'nın Kutusu" çoktan açılmıştı ve bu saldırı, durumu daha da vahim bir boyuta taşıyor.
Bu kritik süreçte uluslararası aktörlerin tavrı da büyük önem taşıyor. Amerika, saldırıda doğrudan yer almadığını belirterek, İran'ı kendilerini hedef almamaları konusunda uyardı. Rusya'nın, Ukrayna'daki savaşı göz önüne alındığında, İran'ı yalnız bırakabileceği düşünülüyor. Çin'in ve Sünni Arap ülkelerinin (Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri) tavrı da önümüzdeki saatlerde netleşecek. Artık diplomasinin değil, bombaların ve silahların konuştuğu yeni bir evreye girildiği aşikardır. Tüm bu detaylara ulaşmak için https://www.avazturk.com sizinle.
Tahran'da sivillerin bulunduğu binaların da hedef alınması, kentte büyük panik yaratmış durumda. 6 ayrı patlamanın hissedildiği Tahran'ın göbeğindeki lüks binaların, içinde sivillerle birlikte yerle bir olduğu görüntüler geliyor. Tahran'da yaşayan insanlar benzin stoklamaya başlamış, çok sayıda kişi olası gelişmelere karşı kırsal bölgelerdeki ailelerinin yanına gitmek üzere şehri terk ediyor. İran Silahlı Kuvvetler Sözcüsü, "Siyonist Düşman ve Amerika çok ağır bir bedel ödeyecek" açıklamasında bulundu. Natanz nükleer tesisine düzenlenen saldırıda henüz nükleer serpinti bulunamadığı bilgisi, olası büyük bir felaketin önüne geçilmesi açısından önemli görülse de, nükleer tesislerin vurulmasının uzun vadeli riskleri endişe yaratıyor.
Bu saldırı, İsrail'in Suriye'de Esad rejimini devirerek Colani'nin kontrolünde bir yapı kurmasıyla başlayan sürecin İran'a doğru genişlemesinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. İsrail'in hedefinde, İran'daki Molla rejimini devirmek olduğu iddia ediliyor. İçeride, eğer İran bu saldırıya yeterince güçlü bir yanıt veremezse, rejim içinde bir karşı darbe veya ayaklanma beklenebileceği de belirtiliyor. Bu, sadece Ortadoğu'yu değil, tüm dünyayı derinden etkileyecek, ekonomik ve güvenlik anlamında ciddi sonuçları olacak bir çatışmanın başlangıcı olabilir. Gelecek saatler ve günler, bölgenin ve dünyanın kaderini belirleyecek kritik gelişmelere gebe. Bu gelişmelerin takibi ve analizleri için https://www.avazturk.com güvenilir kaynağınız olmaya devam edecek.